31 Ağustosta ilki Trabzon'da yapılan "Atatürk Vatandır" Sempozyumları bugünde Bursa'da yapılıyor. Mustafa Kemal’in İstiklâl Savaşı öncesinde Anadolu'yu adım adım gezmesi gibi, bu kez “Atatürk Vatandır” programları ile Anadolu’ya Atatürk ruhunu taşıma hedefi olan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, “Devletimizin kurucusu Atatürk’ün bu millet ve devlet için manası; tam bağımsızlıktır, millet egemenliğidir, üniter yapıdır, medeni devletlerin seviyesine çıkmanın anahtarıdır, laiklik temelinde inancını yaşayabilmektir, bir ve beraber olmaktır” diyerek yollara düşmüştür.
Suriye’de ve bölgemizde dengeler değişirken, Türkiye gittikçe yalnızlaşıyor. İçinden geçtiğimiz süreç, Lozan’ı delmek, Sevr'i yeniden horlatmak isteyenlerin tam arzuladığı kaygan zemin. Dolayısıyla "Mustafa Kemal Atatürk Ruhuna" en çok muhtaç olduğumuz bir dönem.
“Atatürk Vatandır Sempozyumu” saat 14.00 'dan beri hala devam etmekte.
Programı ilk oturumunda konuşanlar arasında Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de vardı.
Kepekçi, Kilis'i ve Kilisliyi de yakından ilgilendiren Suriye'deki, özellikle İdlib Bölgesindeki gelişmelere değindi. Konuşmasında altını çizdiği bazı konuları şöyle sıralayabiliriz.
Gelişen son olayları,
"Bölgemiz cadı kazanı gibi kaynamaya devam ediyor. Ortadoğu'daki paylaşım
kavgası dur durak bilmiyor. Gün geçmesin ki yeni bir gelişme yaşanmasın. Şimdi
de yeni bir gelişme ile karşı karşıyayız.
İdlib, Suriye'nin
kuzeybatısında Türkiye sınırında yer almaktadır. Türkiye, Rusya ve İran’ın
Kazakistan’ın başkenti Astana’da vardığı anlaşma çerçevesinde, İdlib
çatışmasızlık bölgesi kapsamına alınmıştır. Dün itibarıyla Rusya dışardan,
Türkiye içerden olmak üzere idlib’e askeri hareket başlamış oldu.
Türkiye İdlib’de
gözlemci sıfatı ile asker bulundurulacak. Sınırda çok sayıda asker var. Askeri
hareketlilik üst düzeydedir.
İdlib’in önemli
özelliklerinden birisi de Afrin’e komşu olmasıdır. Afrin PYD’nin elinde
bulunuyor. ABD tarafından Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen koridor
üzerindeki paylaşım kavgası bütün süratiyle devam ediyor.
Rusya, İran, Suriye
hükümeti, muhalifler, ABD ve daha birçok güç asaleten veya vekâleten bölgede
bulunuyor.
Ortadoğu da bütün dengeler alt üst olmuş durumdadır." özetledikten sonra; çözüm yolu olarak da:
"Devlet olarak
yanlış politika uygulama lüksü yoktur. Geçmişte yapılan yanlışlar tekrar
edilmemelidir.
Türkiye-Rusya- Irak-
İran arasında gelişen ittifakı konjonktürel olmaktan ziyade yapısal hale
gelmelidir.
Atatürk’ün bütün
zorlukları aşarak temin ettiği bu anlaşma, bölgenin güvenliğinin de sigortası
olmuştu. İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” nin hayalinin kapsama sahası, Türkiye, İran,
Irak ve Suriye toprakları içerisinde bulunuyor.
Elbette İsrail
bölgedeki huzurdan rahatsız olacaktır. Karışıklık ve kaos ister, iç savaş
ister, bu devletler arasında kavga ister, bölgenin sınırlarının karışmasını
ister ki kendine pay çıkartabilsin.
O halde bu ülkelerin
toprak bütünlüğü için bölge devletleri ile anlaşarak dost yaşamaktan başka yol
yoktur. İşte Atatürk bunu gerçekleştirmiştir.
Zaman içerisinde bölgedeki komşu devletler ile aramızdaki bu anlaşmalar ihmal edildi. Komşularımız ile ilişkilerimizin bozulması, bölgenin dengelerin alt üst olması, ülke olarak güvenliğimizin sarsılmasının ardında İsrail ile yapılan anlaşmalarının önemli bir yeri vardır." diyerek sözlerine devam etti. Son olarak çözüm yollarını şu şekilde sıraladı:
· Suriye’nin
toprak bütünlüğü için de Suriye devleti ile Esad ile anlaşarak sağlanmalıdır.
· Türkiye
ABD’nin uyguladığı bop kapsamındaki stratejisinden vaz geçmelidir.
· Yeniden
Mustafa Kemal Atatürk’ün bölge konusundaki siyasetine dönmelidir.
· Olması
gereken Irak olsun, Suriye olsun toprak bütünlüğünün devam etmesi. Türkiye'nin
yapması gereken Suriye hükümeti ile bir an evvel anlaşmasıdır.
· Bu bölgede
yaşayabilmek için tarihi, coğrafyayı, inançları, devletleri, siyasetleri,
dengeleri, yönetmeyi, cesur davranmayı bilmeniz gerekir. Bu bölge dünyanın
güçlerinin gözünün olduğu bölgedir. Bu bölgenin gerektirdiği dirayete,
basirete, siyasete sahip değilseniz gemiyi batırmaya mahkûm olursunuz. Bunun da
yolu yıllardan beri tespitleri dosdoğru çıkan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu
ile birlikte olmaktır.
Program halen devam etmekte.
Programın Detayı ve Konuşmacılar:
8 EKİM 2017 Pazar – 14:00
“Atatürk Vatandır Sempozyumu” - BURSA
• SİNEVİZYON
• Saygı Duruşu, İstiklâl Marşı, Kur’an-ı Kerim Okunması,
• Selamlama Konuşmaları:
1) Sabri TERZİ
2) BİLAL KARAMUS
3) ALİ GARAÇOĞLU
4) Av. ŞEVKET TAMAÇ
1.
Oturum Başkanı: PROF. DR. ATA SELÇUK
1. Hasan AYDIN
2. Sabiha KARAMUSTAFA
3. HARUN KAYACI
4. FUAT ŞENGÜL
5. Yrd. Doç. Dr. A. HAMDİ KEPEKÇİ
6. Av. LÜTFULLAH ÖNDER
7. MÜSLİM KARABACAK
8. MEHMET ZEKİ GARAÇOĞLU
2.
Oturum Başkanı: PROF. DR. ALİ ÜNAL EMİROĞLU
1. SEÇİL MUMCUOĞLU
2. Dr. ABDULLAH TERZİ
3. SELİM KOTİL
4. Av. İBRAHİM BERK
5. Av. AHMET ERİMHAN
6. MUHARREM BAYRAKTAR
7. Prof. Dr. ÖMER EYERCİOĞLU
Program "Atatürk’ün Gençliğe Mesajı" nın okunması ile son bulacak.
Programı canlı olarak izlemek isteyenler Meltem Medya Grubundan takip edebilirler.
Program ayrıca birçok sosyal medya platformundan da canlı olarak yayınlanmakta:
https://www.youtube.com/watch?v=WEJaBNnc4eM&feature=youtu.be