Robotların işlettiği otellerden, robot doktorlara kadar hemen her alanda, makine adam insanın yerini alıyor. Devletler işsiz kalan insanlara yeni iş olanakları sağlamazsa, ciddi sosyal patlamalar , baş gösterebilir.
Küresel danışmanlık şirketi Mckinsey'in raporuna göre, 2030 yılında en az 75 milyon, en çok 375 milyon insan, mevcut işini robotlara bırakacak. Merdiven çıkan, çukurlar atlayan, düşünen robotların, savaşlarda bile çok iyi iş göreceği kesin.
Tankçı, topçu ve pilot robotlar, şimdiden görevler almaya başladılar. Avukatlardan tutun da, şoförlere kadar, iş hayatının geniş bir alanında robotlar tercih edilecek.
Foxconn şirketi, 1 milyon robottan oluşan bir işçi ordusu kurmaya çalışıyor. Küresel dev şirketler bu hazırlıklar içinde iken, ülkeler hangi hazırlıklar içinde dersiniz.
Türkiye'yi konuşmaya gerek yok. Yöneticiler "devlet kimseye iş bulmak zorunda değil" diye açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalarla bile çağın ne kadar gerisinde olduklarını gösteriyorlar.
Amerika'dan Asya'ya kadar pek çok kıta ve ülkede, çalışma hayatında yaklaşan bu büyük değişikliğe yönelik, hazırlıklar başladı. Ülkeler, çok büyük arayışlar içerisindeler. Ekonomistler, yeni ekonomi görüşlerinin, peşlerine düştüler.
Eğitim sistemlerini, bu yeni duruma göre yeniden düzenliyorlar. Vergi sistemlerini değiştiriyorlar. Yani dünya, büyük bir değişim içerisinde ve yeni sistem arayışında. Türkiye'de bu anlamda bir arayış yok, sadece belasını arıyor!
Avrupa ülkeleri robotları vergilendirmeyi, buradaki gelirle de, işsiz insanlara "maaş" vermeyi konuşuyor. Ancak bu defa, sosyal devlet tanımını değiştirmeleri gerekiyor.
Çalışmadan insanlara maaş verilecekse, bu da kapitalizmde var olan bir şey değil. İnanç ve kültürlerinde yok, karşılıksız bir şey vermek.
AB'li siyasiler, "koşulsuz temel gelir" görüşünü ortaya attılar. Yani, çalışsın çalışmasın her insana, hayatını devam ettirebilecek miktarda bir para, devlet tarafından verilecek.
Peki, bu tam da, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Vatandaşlık Maaşı" değil mi? Ta kendisi. Haydar Baş'ı AB'li siyasiler de çalıyorlar, bu yeni değil. İsviçre Vatandaşlık Maaşı'nı refranduma götürmüştü.
Avrupa, Amerika ve hatta Asya, robotların getireceği işsizliği, yeni konuşmaya başlıyorken, Haydar Baş Hoca, Sosyal Devlet Milli Devlet kitabıyla, Milli Ekonomi Modeli ile bu olayı, 15 yıl önce çözdü.
Şansızlığı şu ki, bu tezi yılardır, robotlara anlatıyor. Türkiye robot ithal etmesin, kendi robotlarımız bize yeter! Ancak bir fark var, bizim robotlar düşünmez ama yerler, içerler ve ürerler. "En az 3 çocuk" yaparlar.
Türkiye robotlarıyla gurur duyabilir!
Tepemin attığını sizde gördünüz!
Neyse!
Dünyanın geldiği yer, Haydar Baş'ın başladığı yerdir. İnsanlık bir gün, onun hakkını teslim edip, selam duracak. Dünyanın bütün ekonomistleri, 10 tane Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresiyle, bu hakkı teslim ettiler.
Almanya'da yapılan kongreye, Avrupalı isyasetçilerin ekonomi danışmanları katılmışlardı. "koşulsuz temel gelir" görüşü, Sayın Baş'a ait. Ülkelerin sahip oldukları kaynaklar, vatandaşın cebine "Vatandaşlık Maaşı" ile girmeli...
Vatandaş, bu parayla "tüketme kabiliyeti" kazanacak. Tüketim en büyük kaynaktır. Çin, bugün bu kaynağı devreye soktu. Dünyada kimseye ihtiyacı kalmadı. Tek başına bir dünya oldu.
Tüketim, üretimi tetikleyecek, üretim de, ekonomideki büyümeyi sağlayacak, işsizliği önleyecek. Robotlar işçi olacaklar, kaygı bu mu?
Çok güzel, işçiler robot olmaktan kurtulacaklar. İşçiler, insan olduklarını yaşayacaklar. "Paralı köleler" olmadıklarını bilecekler.
Esasen Batı'nın çıkmazı şu: Kapitalizm giderse, Hıristiyanlık gider.
Papa, "Kapitalizm çöktü demeyiniz, Hıristiyanlık zarar görür" demişti. Müslümanlar, Papa'nın inandığı kapitalist düzene inanamazlar. Papaz Malthus'un tezi, kapitalizme, bağlanamazlar. Faiz, borsa, döviz üç kağıdıyla soyulamazlar.
Çalışmadan para vermek, kapitalizmde yok. Esasen kapitalizmde çalışana da, para vermek yok. Sermaye sınıfı çarkının dönmesi için, işçilere hayatta kalacakları miktarda paralar verilir.
Dünyaya gelen her insana, "koşulsuz temel gelir" bağlanması, ne kapitalizmde var, ne de Hıristiyanlıkta. Öyle ise batan sadece kapitalizm değil, teslis Batı inancıdır aynı zamanda.
"Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz!" ayeti de kaynakların her insan için ,mevcut olduğunu beyan buyurur. "Allah'ın nimetlerini saymakla bitiremezsiniz" ayetini Haydar Baş'ça okursak eğer, "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı" demek zorunda kalırız.
Dünya, Haydar Baş'ın dediğine geldi;
İster kabul et, ister etme!
İster kapitalist ol, ister sosyalist!
İster sağcı ol, ister Solcu!
İster turancı ol,
ister ümmetçi!
Dünya bir Türk'ün dediğini yapıyor.
Yusuf Karaca
Yeni Mesaj Gazetesi
(Kilis Postası Haber Merkezi)