Huzura çıkanın bedeni titremelidir
İmam Hasan (a.s) abdest allınca rengi değişiyor ve bedeni titremeye başlıyordu. Bunun nedenini sorduklarında şöyle buyuruyordu: “Arş’ın sahibinin karşısında yer alan kimsenin rengi solmalı ve bedeni titremelidir.”
Cafer b. Ali Kummi şöyle diyor: "Peygamber (s.a.a) namaza durduğunda Allah-u Teâlâ'nın korkusundan yüzünün rengi soluyordu." (Felah'us-Sail, 161).
Hz. Aişe şöyle diyor: "Resûlullah (s.a.a) bizimle sohbet ediyor ve biz de onunla konuşuyorduk. Ama namaz vakti gelince adeta bizi tanımıyordu ve biz de onu tanıyamıyorduk." (Bihar, 84/258/56).
Cafer b. Ali Kummi şöyle diyor: "Allah Resûlü (s.a.a) namaza durunca bir kenara atılmış elbise halini alıyordu." (Felah'us Sail, 166).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İmam Ali (a.s) namaza kalkınca, 'Yüzümü gökleri ve yeri Yaratana yönelttim' diyor ve rengi değişiyordu. Öyle ki bu, yüzünde açıkça görülüyordu." (a. g. e. 101).
Tefsir-i Kuşeyri'de şöyle yer almıştır: "Hz. Ali'nin namaz vakti olunca rengi değişiyor ve titriyordu. Kendisine, 'Size ne oldu?' diye arz edilince şöyle buyuruyordu: Allah-u Teâlâ'nın, göklere, yere ve dağlara sunduğu ama onların kabul etmediği, sadece insanların üstlendiği emanetin vakti geldi. Ben bu zaafım ve güçsüzlüğümle bu emaneti güzel bir şekilde üstlenip üstlenemeyeceğimi bilemiyorum." (Bihar, 41/17/10).
Mü'minlerin Emiri Ali (a.s) abdest almaya başlayınca Allah korkusundan yüzünün rengi soluyordu. (a.g.e., 70/400/72).
Nakledildiği üzere İmam Ali (a.s) namaza durunca sağlam bir bina veya dik bir sütun gibi yerinden kıpırdamıyordu. Bazen rükû veya secde halinde hiç hareket etmediği için sırtına bir kuş konuyordu. Ali b. Ebi Tâlib ve Ali b. Hüseyin'den (a.s) başka hiç kimse Allah Resûlü'nün (s.a.a) namazını aynı şekilde kılamıyordu." (Deaim'ul İslam, 1/159).
Fâtıma (s.a), Allah korkusundan namazda nefes nefese kalıyordu. (Bihar, 70/400/72).
Resûlullah (s.a.a), Ehl-i Beyti'ne yapılacak zulmü beyan ederken şöyle buyurmuştur: "Kızım Fâtıma, ilkinden sonuna kadar alemlerdeki bütün kadınların efendisidir. Mihrabında, azameti yüce Rabbinin karşısında durunca nuru, yıldızların nurunun yeryüzü ehli için parladığı gibi parlar ve Aziz ve Celil olan Allah, meleklerine şöyle buyurur: "Ey meleklerim! Kulum Fâtıma'ya bakınız. Kullarımın efendisi karşımda durmuş tüm bedeni Benim korkumdan titriyor. O, kalbiyle Bana ibadete yönelmiştir. Sizleri şahit tutuyorum ki, Ben de onun sevenlerini ateşten güvende kıldım." (a.g.e., 43/172/13).
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hasan bin Ali (a.s) namaza durunca Aziz ve Celil olan Allah karşısında tüm bedeni titriyordu. Cennet ve cehennemden bahsedilince yılan sokmuş gibi ıstırap içinde kıvranıyordu." (a.g.e., 84/258/56).
İmam Hasan (a.s) namazını bitirince rengi soluyordu, kendisine bunun nedeni sorulunca şöyle buyuruyordu: "Arş'ın sahibinin huzuruna çıkmak isteyen kimsenin rengi değişmelidir." (a.g.e., 80/347/32).
İmam Hasan (a.s) abdest alınca rengi değişiyor ve bedeni titremeye başlıyordu. Bunun nedenini sorduklarında şöyle buyuruyordu: "Arş'ın sahibinin karşısında yer alan kimsenin rengi solmalı ve bedeni titremelidir." (a.g.e., s.346/30). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Okan Egesel
(Kilis Postası Haber Merkezi)