"Kul –lailahe illallah- dediği zaman rububiyet iddia eden nefs, heva ve şehveti, ulûhiyet izhar eden ilahları ret ve inkârı kasteder.
İşte zikreden kul –la ilahe- ifadesindeki 'nefiy' bölümü ile kendisine düşman olanların arzularının saltanatına son verir.
İspat bölümünü ifade eden –illallah- kısmı ise Hakk'ın ve O'nun askerleri durumunda olan kalp, ilim, Kuran, sünnet ve ilhamın hâkimiyetlerini ortaya koyar…
Zikir bir nurdur. Kalbi kapladığı ve hâkimiyeti altına aldığı zaman kalbide, kalp gözlerini de nurlandırır." (Makalat sh:29)
"İslam'da iman bütünedir. Kuranın bir kısmına iman edip, bir kısmına inanmamak küfürdür. Akıl, Kuran rehberliğinde hikmeti kavramak, doğruya gitmekte vesile olmak içindir. Yoksa akıl istikamet tayin edecek asıl unsur değildir…" (Veda Hut. İnsan Hak. sh:242)
"Tebliğ, iman nimetinden mahrum olanların Hakk'a çağrılışıdır. Bir müminin, diğer bir mümine hakkı tavsiye etmesine nasihat, bir kötülüğü önlemeye yönelik söz ve hareketlere ise 'emri bil maruf, nehyi anil münker' olarak ifade edilir…
Tebliğde temel esas Hakk'ın sevdirilmesidir. Bu ise korkutma ve müjdeleme arasında bir dengenin sağlanması ile mümkündür. Hem korkutmak, hem müjdelemek K.Kerimin metodu, peygamberlerin tebliğindeki temel prensibidir…" (Veda Hut. İnsan Hak. sh:187)
İslam'da ceza
mantığı
"İslam'da ceza mantığı oldukça hassastır… İslam, suçluya hasta gözüyle bakar. Cezadan maksat hastayı iyi etmek ve topluma kazandırmaktır… Bu bakışın gayelerinden biride, onu hesap gününe hazırlamaktır ve kurtuluşuna vesile olmaktır…
İşlenen suçun cezasının dünyadayken insana, Cenab-ı Hakk'ın koyduğu ölçüler dâhilinde verilmesi, suçluya ahiret azabından kurtuluş ümidi bahşeder. Bir başka deyişle suçlu temizlenir…
Her şeyden evvel işlenen bir kötülük, kimin hukukunu ihlaldir, ceza ona göredir. İşlenen suçun çeşidi ve boyutu nedir? Tatbik edilecek ceza ona göredir. Hangi hukuk ihlali söz konusudur? Allah'ın (c.c) hukuku mu? Amme hukuku mu? Şahsın hukuku mu? Hangisi ve nasıl? Ceza buna göredir…
Bir hukuk sisteminde adaletin ihlali ya az bir suça, büyük bir ceza, ya da ağır bir suça, hafif bir ceza şeklindedir. Her ikisi de zulümdür. Ya suçluya haksızlık yapılır, ya da mağdura… Her ikisi de haksızlıktır. Adalet ise haklıya, hakkını gerekli ve yeterli şekilde vermek, haksıza da yaptığı haksızlık oranında haddini bildirmektir…" (Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:236…241)
Hazırlayan: AknAydn
(Kilis Postası Haber Merkezi)