Geçen hafta savaş çığırtkanlığı yapan ülkelerin sesi Putin'in güçlü çıkışıyla birlikte kesildi. İngiltere'nin koalisyondan tümüyle çekilmesi, Fransa'nın geri adım atması, ABD'nin işi sürüncemeye bırakması, Başbakan Erdoğan'ın altından toprağı kaydırdı! RECEP BAHAR / HABER - ANALİZSuriye'ye askeri müdahaleyi kafasına koyanlar ve bunu destekleyenler Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un geçen Salı günü Moskova'da düzenlediği acil basın toplantısında "Rusya, Suriye’ye askeri bir müdahale olması durumunda bile kimseyle savaşma niyetinde değil" açıklaması ile sevinmişlerdi. Bazı Türk ve yabancı gazeteler, bu ifadeyi "Rusya'nın Suriye'ye askeri müdahaleye yeşil ışık yaktığı" şeklinde yorumlamıştı. Ancak Suriye'de Beşar Esad yönetimine 30 aydır kesintisiz askeri, diplomatik, mali ve insani yardımda bulunan Rusya son sözünü söylemişti. Putin devreye girince…Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın en doğusunda yer alan Vladivostok kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD 'den yapılan "Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığı yönündeki" açıklamalara tepki göstererek, Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığı iddiasının ‘tamamen saçmalık’ olduğunu söyledi ve ABD’den konuyla ilgili elindeki kanıtları ortaya koymasını istedi. Rus liderin açıklaması kimyasal silah kullanımı iddialarını araştıran Birleşmiş Milletler denetçilerinin Suriye’den ayrılmasının hemen ardından geldi. Suriye Hükümeti'nin kimyasal silah kullandığına dair söylemlerin provokasyon olduğunu dile getiren Putin, aynen şunları dile getirmişti: "Kimyasal veya kitle imha silahlarının kullanımıyla ilgili tavrımız nettir. Biz kesinlikle karşıyız, kimyasal silah kullanıldığı ispatlandığı takdirde biz önlemlerin alınması için gerekli kararları almaya hazırız. ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’ne ve müfettişlere Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığına dair belgeleri sunması gerekiyor. Eğer ABD, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığıyla ilgili elinde deliller olduğunu söylüyorsa o zaman buyursun BM Güvenlik Konseyi'ne ve müfettişlere delilleri sunsun. Ellerinde olan kendilerince delilleri kimseye göstermiyorlar, sır olarak tutuyorlar. Bu ortaklarına ve uluslararası faaliyetlerin katılımcılarına karşı saygısızlıktan öte bir şey değil. Delil varsa sunulacaktır, sunulmuyorsa demek ki delil yoktur." Putin'in İngiltere Meclisinde askeri müdahaleyle ilgili önergenin onaylanmamasının kendisini şaşırttığını söylemesi dikkat çekti!Savaş tellalları dağılıyorPutin'in bu çıkışı üzerine "Suriye'ye müdahale kampı" dağılmaya başladı. İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası, "Suriye'ye askeri müdahaleyi de kapsayabilecek güçlü bir insani tepkinin verilmesi gerektiği" yönündeki hükümet önergesini, 272'ye karşı 285 oyla reddetti. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile Savunma Bakanı George Osbourne, parlamentonun kararını verdiğini, İngiltere'nin Suriye'ye askeri müdahalede yer almayacağını açıkladı. Putin'in açıklaması üzerine ABD de geri adım attı. Doğrudan müdahaleye girişme yetkisi olmasına rağmen Başkan Obama, Kongre'ye başvurma gereği duydu. Ajanslar dün Obama'nın kongre nezdinde lobi faaliyetlerine başladığı bilgisini aktardı! Suriye'ye yönelik askeri harekâtı başından beri destekleyen Cumhuriyetçi Senatör ve 2008 yılı Cumhuriyetçi Başkan Adayı John McCain bile Obama'nın müdahale kararına destek vermeyeceğini ilan etti. Amerikalı analistler Obama'nın kongreden yetki alamayacağı görüşünü seslendiriyor. Bu durumda İngiltere'den sonra ABD de havlu atmış oldu. Fransa'dan geri adımBaşbakan Erdoğan ile birlikte Suriye'ye askeri müdahaleyi en güçlü savunan lider Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande idi. Putin'in açıklamalarını takiben İngiltere Avam Kamarası'nın müdahale karşıtı kararından sonra Hollande de frene bastı ve Fransız parlamentosuna müracaat edileceğini duyurdu. Fransa'da muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi üyesi eski Başbakan Fillon da, "Şu andaki koşullarda Fransa, parlamento onayı olmadan savaşa giremez" dedi. İçişleri Bakanı da tek başına hareket edemeyeceklerini kaydetti. Bütün bu gelişmeler daha önce "Savaş Moskova sokaklarına taşsa dahi Esad yönetiminin düşmesine izin vermeyeceğim" açıklamasını yapan Putin'in çıkışının Batı dünyasındaki "Suriye'ye askeri müdahale kampı"nı nasıl dağıttığını gözler önüne seriyor. Öte yandan "Rusya, Suriye’ye askeri bir müdahale olması durumunda bile kimseyle savaşma niyetinde değil" açıklamasını yapan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un geçen Salı gününden düne kadar kamuoyuna açıklamada bulunmaması dikkat çekiyor. Putin'in bu açıklamadan dolayı Lavrov'u uyardığı belirtiliyor. Lavrov Putin gibi konuştuLavrov dün Moskova Uluslararası İlişkiler Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada Putin ile paralel bir açıklama yaparak, Rusya ABD’nin Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki kanıtların ikna edici olmadığını söyledi. Lavrov, bu çerçevede “Evet, bize bir kısım coğrafi harita ve isimlerin bulunduğu bir şeyler gösterdiler. Orada birçok kuşku var ve tutarlı değil. İnternette yer alan görüntülerle ilgili de birçok uzmanın ciddi şüpheleri var. Bu bizi ikna etmiyor” dedi. Kanıt olarak sunulanlarda gerçekler olmadığını ifade eden Lavrov, “Önceden bildiğimiz konular üzerine konuşuluyor. Olaylarla ilgili daha fazla detay sorulduğunda, tüm bunların sınıflandırıldığını ve bize gösteremeyeceklerini söylüyorlar. Bu uluslararası işbirliğini sağlamak için yeterli kanıt yok anlamına geliyor” şeklinde konuştu.Kimyasal silahı isyancılar kullandıSuriye Dışişleri Bakan yardımcısı Faysal Mikdad, BBC'ye verdiği mülakatta ayrıca kimyasal silahları Suriyeli birliklerin değil, ABD'nin desteklediği silahlı grupların kullandığını ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry hafta sonunda yaptığı açıklamada Şam yakınlarında 21 Ağustos'taki saldırıda sinir gazı sarin kullanıldığına dair delilleri olduğunu açıklamıştı.Putin'den Cenevre - 2 atağı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5-6 Eylül tarihlerinde St.Petersburg’da gerçekleştirilecek olan G20 zirvesi kapsamında birçok ikili görüşme gerçekleştirecek. Planlanan ikili görüşmelerin ilki Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile gerçekleştirilecek. Bu görüşme sonrasında Putin’in Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile görüşmesi, görüşme esnasında herşeyden önce ticari-ekonomik ve yatırım alanlarında işbirliğinin geliştirilmesi konularının ele alınması bekleniyor. Daha sonra ise programda İtalya Başbakanı Enrico Letta ile ikili görüşme yer alıyor. Putin, İngiltere Başbakanı Cameron, Türkiye, Hindistan, Brezilya ve Singapur liderleri ile de kısa temaslarda bulunacak. Putin'in bu görüşmelerde Suriye konusunda 2. Cenevre Konferansı'nın toplanmasını ele alacağı belirtiliyor.
Genel
04 Eylül 2013 - 09:46
Güncelleme: 04 Eylül 2013 - 09:49
Savaş tellallarının sesi kesildi
Geçen hafta savaş çığırtkanlığı yapan ülkelerin sesi Putin'in güçlü çıkışıyla birlikte kesildi. İngiltere'nin koalisyondan tümüyle çekilmesi, Fransa'nın geri adım atması, ABD'nin işi sürüncemeye bırakması, Başbakan Erdoğan'ın altından toprağı kaydırdı!
Genel
04 Eylül 2013 - 09:46
Güncelleme: 04 Eylül 2013 - 09:49
Bu haber 1144 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir