Kilis’teki yolların 1950’li yıllardan kaldığını, bu zamana kadar yollarımızın, ne genişletildiğini ne de modernize edildiğini hatırlatan Büyükköşker sözlerine şöyle devam etti:
“Yoğun yağmur yağdığında su göletleri oluşuyor. Yollarda yürünecek yer kalmıyor. Çamur deryası haline gelen yerler var. Bir yolun “sağacağı” olmazsa o yol sıhhatli olmaz. Bizim memleketimizde bunlardan hemen hemen hiç yok. Yağmur yağdığında mevcut kanalizasyon, suyu tahliye edemiyor ve su bir yerden girip başka yerden çıkıyor. Evlere kanalizasyondan pis su giriyor ve koku yapıyor.Aslında yapılması gereken şudur: Yolların bazı yerlerine kesitler halinde şehir kanalizasyonundan ayrı kanallar yapılır. Bu kanallara şehir kanalizasyonundan ayrı olduğu için “sağacak” denir. Bu sağacaklar sadece yağmur sularını tahliye etmek için kullanılır ve koku da yapmaz. Bu şekilde bir çalışma ile halkımızın bu çilesi sona erecektir.”
Kilis’teki sosyal tesislerin eksikliğine de işaret eden Hasan Büyükköşker, “Neyimiz var ki zaten, sosyal tesislerimiz olsun” diyerek ilin sosyal tesislerinin yetersiz olduğunu ifade etti. Bu konudaki projelerini de sıralayan Büyükköşker, “Şehrin dışında Resul Osman dağına bir milli park yapmak istiyorum. Bunun bir örneği Bursa’da var, bir tanesi de Gaziantep’te bulunuyor. Neden üçüncüsü Kilis’te olmasın. Orada su kaynağı bile var. Bu arazi ıslah edilip, çevresi tel örgüyle çevrilir ve 5-10 çeşit hayvan da beslenebilir ve yapılacak eklentilerle nezih bir tesis oluşturulur. Bir dinazorlu parkımız var o da yetersiz ve bakımsız. Bir şeyi yapmak değil, sahip olmak da çok önemli yapmak kadar. Şehrimizin içinde de sosyal tesisler ve oyun parkları yok denecek kadar az. Bizim planlarımızda bunların yerleri hazır ve yapmak istiyoruz. Memleketimizin adı eskiden “Yeşil Kilis”di. Sosyal tesisler kadar ilimizin ağaçlandırılması da önemlidir” dedi.