İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir müminin mazlum bir mümine yardımcı olması onun bir ay oruç tutmasından ve Mescid'ul Haram'da itikafa girmesinden daha üstündür. Bir mümin, kardeşine yardımcı olmaya gücü yeter de yardımcı olursa Allah dünya ve ahirette ona yardımcı olur. Bir mümin, kardeşine yardım etmeye gücü yeter de onu yalnız ve yardımsız bırakırsa Allah dünya ve ahirette onu yalnız ve yardımsız bırakır."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ Davud'a (a.s) şöyle hitap etmiştir: Ey Davud! Bir kulum bir mazluma yardım eder veya kendisine yapılan zulüm hususunda kendisiyle birlikte yürürse (kendisine dert ortağı olursa) ayakların kaydığı gün onun ayağını sabit kılarım."
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Huzurumda zulme uğrayıp da yardım etmediğim mazlumdan, bana yapılıp da teşekkür etmediğim iyilikten, özür dileyip de özrünü kabul etmediğim kötü iş sahibinden dolayı mazeretimi kabul etmeni istiyorum."
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ'nın zalimlerin kapısında, yüzlerini burhan nuruyla aydınlattığı, onlara ülkede nüfuz ve kudret verdiği kimseleri vardır. Allah, bunlar vesilesiyle dostlarını korur ve Müslümanların işini ıslah eder. Bunlar gerçek müminlerdir."
İmam Kâzım (a.s), Ali bin Yaktin'e şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ'nın, zalimlerin dostları yanında birtakım dostları vardır ki onlar vesilesiyle kendi dostlarını korur. Ey Ali! Sen de onlardan birisin."
İmam Sâdık (a.s), Ahvaz valisi Neccaşi'ye yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur: "Ahvaz valiliğine müptela olduğunu yazmışsın. Bu habere hem sevindim ve hem de rahatsız oldum. Senin valiliğine sevinmemin sebebi şudur ki kendi kendime şöyle dedim: Belki Allah senin vesilenle gam ve korku içinde yaşayan Âl-i Muhammed'in dostlarından birine yardımcı olur. Senin valiliğinden rahatsız olmamın sebebi ise; dostlarımızdan biri hakkında hata ve sürçmeye duçar olman ve neticede cennetin kokusunu alamamandır."
İmam Kâzım (a.s), Ali bin Yaktin'e şöyle buyurmuştur: "Sen benim için bir şeye garanti ver ben de senin için üç şeye garanti vereyim… Benim sana garanti vereceğim üç şey şudur ki; asla kılıcın acısına müptela olmayacak ve öldürülmeyeceksin, fakirliğe duçar olmayacaksın ve zindana atılmayacaksın."
Ali bin Yaktin şöyle arz etti: "Benim sana garanti vermem gereken şey nedir?"
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Bana söz ver ki her zaman (dostlarımızdan) bir dost yanına gelince ona ikramda bulunacaksın."
Ali bin Yaktin bu iş yapacağına dair söz verdi. Ebu'l Hasan (a.s.) da o üç şeyi kendisine garantiledi. (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Okan Egesel
(Kilis Postası Haber Merkezi)