Theodora Hatziioannou & Paul D. Bieniasz ve
arkadaşlarının “High genetic barrier to SARS-CoV-2 polyclonal neutralizing
antibody escape” başlıklı makaleleri Nature dergisinde 20 Eylül’de yayınlandı.
Bu çalışmada, 20 değişiklik içeren bir başak mutantının,
test edilen ve enfekte olmuş veya aşılanmış çoğu insan tarafından yapılan
nötralize edici antikorlara karşı, küçük istisnalar hariç tamamen dirençli
olduğunu bildirdiler.
Aşılarını almadan önce COVID-19'dan aylar önce iyileşenlerin,
bilinen herhangi bir doğal olarak meydana gelen varyanttan çok daha fazla
bağışıklık saldırısına karşı direnç gösteren mutant sivri ucu etkisiz hale getirebilen
antikorlara sahip olabilecekleri tespit edildi. Bu insanların antikorların
diğer koronavirüs türlerini bile bloke ettiğini tespit ettiler.
Her gün yeni koronavirüs varyantlarının ortaya çıktığı günümüzde“tüm varyantlara etkili bağışıklık nasıl
kazanılır?” en çok merak edilen soru.
Araştırmacılar, aşıdan elde edilenle bağışıkla, enfeksiyondan
gelen bağışıklık koruması arasındaki farkları haritalayarak, daha yüksek koruma
düzeyine ulaşmak için daha güvenli bir yol bulmaya çalışıyorlar.
Hibrit bağışıklık
Aşı uygulamaları yaygınlaştıkça, araştırmacılar daha önce
COVID-19'a yakalanıp iyileşen kişilerin aşı tepkilerinin özelliklerini fark
etmeye başladılar. Philadelphia Pennsylvania Üniversitesi'nden İmmünolog Rishi
Goel, daha önce hastalık geçirenlerin 2 doz aşılanmadan sonra oluşturdukları antikorların,
hastalık geçirmeyenlerde yalnızca iki doz aşıdan elde edilen antikorlardan daha
yüksek seviyelerde olduğunu tespit ettiklerini belirtiyor. Bu bağışıklık da 'hibrit bağışıklık' olarak
adlandırılıyor.
Hibrit bağışıklık aslında birçok hastalığa ilişkin pek çok
çalışmaya konu olmuştur. COVID-19 bağışıklığı B lenfositler üzerinde oluşan
hafıza ile oluşmakta. Kararlı bir bellek B hücresi havuzunun kendini
oluşturması ve olgunlaşması aylar alabilir.
B lenfositler
Antikor denilen maddeler üreterek vücudun humoral savunmasını
gerçekleştiren hücrelerdir. Humoral bağışıklıkta ana rol oynayan hücrelerdir. Böylece
vücut, bakteri ve virüslerin oluşturduğu moleküller ile birlikte çeşitli
antijenlere karşı savaşır.
“B” kısaltması, bu hücrelerin kuşlarda olgunlaştığı Bursa
fabricius isimli organdan gelir. Ve aslında bu organ memelilerde bulunmaz.
Bellek B hücreleri, daha önce karşılaşılan antijenlere özel
olarak oluşurlar ve uzun süre canlı kalırlar. Bu hücreler aynı antijeni tekrar
gördüklerinde hızlı yanıt verebilirler.
İşte Bellek B lenfositleri sayesinde, enfekte olmuş ve
aşılanmış kişilerin, virüse karşı daha iyi bir yanıt vermesi olağan bir durum.
Daha önce enfekte olmadan iki doz m-RNA aşısı olanlarda aynı
Bellek B hücrelerin oluştuğu görülmüş. mRNA ile aşılanmış bireyler ve aşı
tarafından tetiklenen hafıza B hücrelerinin bir kısmının ikinci dozdan 12 hafta
sonrasına kadar mutasyonlar kazandığına dair işaretler buldular ve bu
mutasyonlar, soğuk algınlığına neden olan bazıları da dahil olmak üzere çeşitli
koronavirüsleri de tanımalarını sağlamış.
Bilim adamlarınca bağışıklık 2 aşı dozu ile kazanılsa da
bunun yukarıda bahsettiğimiz hibrit bağışıklık haline gelmesi için üçüncü bir
aşı dozunun, enfekte olmamış kişilere uygulanması öneriliyor.
Saf aşı alıcılarından alınan hafıza B hücrelerinin bir
kısmının aşıdan iki ay sonra Beta varyantı ve Delta varyantını tanıyabildiği
belirtiliyor.
Sebep ve sonuç
Hibrit bağışıklığın arkasındaki mekanizmayı anlamak, birçok
bilinmezi ortadan kaldırabilir. En son çalışmalar, B hücreleri tarafından
yapılan antikor tepkilerine odaklanıyor ve muhtemelen aşı ve enfeksiyona karşı
T-hücresi tepkileri farklı davranıyor. Aşılar, başak proteinine karşı
geliştirilmektedir. Dolayısıyla aşılar, sadece bu proteine karşı antikorlar
geliştirmektedir. Fakat doğal enfeksiyon, başak proteini dışındaki viral
proteinlere karşı tepkileri de tetikler. Tabii diğer merak edilen konu acaba doğal
enfeksiyona özgü diğer faktörlerin tetiklenmesi virüsle mücadele de önemli mi?
Enfeksiyon sırasında milyonlarca viral partikül solunum
yollarını doldurur ve hafıza B hücrelerinin olgunlaştığı yakındaki lenf
düğümlerini ziyaret eden bağışıklık hücreleriyle karşılaşır.
Viral proteinler, iyileşmeden aylar sonra bazı insanların
bağırsaklarına yapışır ve bu kalıcılığın B hücrelerinin SARS-CoV-2'ye
tepkilerini geliştirmesine yardımcı olması mümkündür.
Katar'da henüz hakemler tarafından gözden geçirilmemiş bir
araştırma, enfeksiyondan sonra Pfizer-BioNTech'in mRNA aşısını alan kişilerin,
enfeksiyon öyküsü olmayan bireylere göre COVID-19 için daha fazla koruma
sağladığını göstermektedir.
Bu çalışmalar, doğal enfeksiyon geçirip, ardından 2 doz aşı
olanların hibrit bağışıklık oluşturarak, gelecekteki muhtemel varyantlara karşı
da koruma sağlama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Yalnız burada önemli olan nokta, mevcut olan SARS-CoV-2 ile enfekte
olan kişilerin bu hastalığı atlatıp atlatamayacaklarının bilinmemesi. Çünkü
virüsün kimde ne seviyede seyrettiği kestirilemiyor. Enfeksiyonun risklerinden
korunmak için daha virüsle tanışmadan aşı olmak en doğrusu.
Bu çalışmalardan “ben hibrit bağışıklık kazanmak için, hasta
olmayı bekleyeyim sonra aşı olurum” çıkarımı büyük bir risk olacaktır. Bazılarımızın
enfekte olduğunda belki de aşı olma şansını yakalamadan virüse yenik düşebileceği
unutulmamalıdır.
Ama bu çalışmalara dayanarak, SARS-CoV-2 iyileşen ve
aşılanmış bireylerde koruyuculuğun daha yüksek olabileceğini söyleyebiliriz.
Özet olarak bu çalışmaya göre;
· Enfeksiyon
geçirip iyileşen ve 2 doz m-RNA ile aşılanlar hibrit bağışıklık kazanmış olarak
kabul ediliyor.
· Hasta
olmadan sadece 2 doz aşılanmış bireylerde hibrit bağışıklığın oluşması için
güçlendirici hatırlatıcı 3. doz öneriliyor.
· Zaten
hibrit bağışıklık oluşturdukları için SARS-CoV-2 iyileşen ve 2 doz aşılanmış
bireylere 3. doz hatırlatma dozunun şart olmadığı ifade ediliyor.
· Hibrit
bağışıklık kazananların muhtemelen gelecekteki önemli SARS-CoV-2
varyasyonlarına karşı da dirençli olacakları ve gelecekteki olası koronavirüs ailesi
pandemilerine karşı da koruma sağlanabileceği ön görülüyor.
Kaynak: Schmidt,
F., Weisblum, Y., Rutkowska, M., Poston, D., Da Silva, J., Zhang, F., ... &
Bieniasz, P. D. (2021). High genetic barrier to SARS-CoV-2 polyclonal
neutralizing antibody escape. Nature, 1-9.