Özellikle de parlamenter sistemi devre dışı bırakıp, partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeden önceki günlerde…
Sistem değişikliği, ekonomide yaşanan aşağı yönlü trendi
bırakın durdurmayı, düşüşün hızını daha da artırdı. Değişikliğin yapıldığı
günden bu güne, 5 yıllık dönemin ekonomik rakamlarını değerlendiren önemli bir
rapor yayımlandı. Faik Öztrak öncülüğünde hazırlanan raporda çarpıcı bilgilere
yer verildi.
Dilerseniz, özetle aktarmaya çalışalım:
* Son 5 yılda milli gelir 202 milyar dolar eridi. 2013'te
950 milyar dolar olan milli gelir, 2019'un ilk üç ayında 748 milyar dolara
indi.
* Kişi başına düşen gelir 2013'ten bu yana 3 bin 404
dolar eriyerek 9 bin 76 dolara indi.
* Türkiye milli gelir sıralamasında 4 basamak geriye
düştü.
* Türkiye'nin en büyük 20 ekonomi liginden düşme riski
ortaya çıktı.
* 2013 yılının sonunda yüzde 7 civarında olan resmi
enflasyon oranı 2017 yılından itibaren çift hanelere yerleşti. 2017 yılında yüzde
11,9 olan enflasyon oranı 2018'de yüzde 20,3'e dayandı. Temmuz 2019 itibarıyla
enflasyon oranı yüzde 16,7 oldu.
* 2013 yılında yüzde 9 olan işsizlik 2015'ten itibaren
çift haneye çıktı. İşsizlik küresel krizden bu yana en yüksek seviyelere geldi.
Resmi işsizlerin sayısı 4 milyonu geçerken, gerçek işsizlerin sayısı 8 milyona
dayandı.
* Üniversiteli işsizlerin sayısı aynı dönemde 1 milyon
sınırını aştı. 2013 sonunda her 100 gençten 16'sı işsizken, 2019 Nisan dönemi
itibarıyla her 100 gençten 26'sı işsiz oldu.
* Kamunun, reel sektör şirketlerinin ve vatandaşın
borçlarının toplamından oluşan Türkiye'nin toplam borçları milli geliri aştı.
2013 yılında her 100 liralık gelir karşılığında 98 lira borç varken, 2019'un
ilk çeyreğinde her 100 liralık gelir karşısında oluşan borç 109 liraya çıktı.
* Ekonomide artan riskler Hazine'nin iç borçlanma
faizlerini neredeyse üçe katladı.
* Türk Lirası'nın değerini eridi. 2013 ile Ağustos 2019
ayı arasında Türk Lirası, ortalama kurlarla dolar karşısında yüzde 66, Avro karşısında
yüzde 60 değer yitirdi.
* Türkiye'nin hukuk devleti kimliği zarar gördü. Son 5
yıl içerisinde Türkiye Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 50 basamak
geriledi. 2014'te 59. sırada olan Türkiye 2019'da 109. sıraya düştü.
* Türkiye'de yolsuzluk algısında son 5 yılda büyük artış
yaşandı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Yolsuzluk Algı Endeksi'nde Türkiye
2013'te 53. sıradayken 2019'da 78. sıraya geriledi.
* Türkiye, Küresel Mutluluk Endeksi'nde de 77. sıradan
79. sıraya gerileyerek 2 basamak düştü.
* Küresel Barış Endeksi'nde 134. sıradan 152. sıraya
düşerek 18 basamak geriledi.
* Türkiye'nin gelecek hedeflerinde tenzilata gidildi.
2013 için 2 trilyon dolarlık milli gelir hedefi hükümetin ilk kalkınma
planınında yarı yarıya düşürülerek 1 trilyon 80 milyar dolara çekildi.
* 2023'te 25 bin dolarlık kişi başına gelir hedefi de
yarı yarıya düşürülerek 12 bin 484 dolara indirildi. 2013'te Türkiye'de kişi
başına milli gelir 12 bin 480 dolarken, hükümet 2023'te vatandaşa 4 dolarlık
bir gelir artışı vaad etmiş oldu.
* İhracat hedefleri de yarı yarıya azaltıldı.
Gördüğünüz gibi, resmi rakamlarla hazırlanan rapor, yeni
sistemin artısının olmadığını eksisinin ise bol olduğunu gösteriyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı ve dünyaca
ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ekonomik sistemimizi
değiştirmemiz gerektiğini, kokuşmuş, demode olmuş, yaşadığımız her türlü
sorunun temel kaynaklarından olan kapitalist sistemden derhal kurtulmamız
gerektiğini yıllardır her ortamda ve her fırsatta ifade ediyor. Hem de
çözümlerini de kaynaklarıyla beraber bir bir sıralayarak…
Bu gerçeğe kulaklarımızı tıkayarak ve gözlerimizi de
kapatarak inatla yanlış bir adım attık ama bugün görüyoruz ki bunun hiçbir
faydası olmadı.
Rakamlar açık ve net bir şekilde ortada…
Devlette liyakat sistemi yeniden inşa edilmeli mi
diyoruz; demokrasi gelmeli, hukukun üstünlüğü, hukuk güvenliği tesis edilmeli
mi diyoruz; ekonomide, dış politikada, iç politikada her şey düzelmeli mi
diyoruz; borç batağından kurtulmalı, adaletsiz vergiler kaldırılmalı mı
diyoruz; üretim canlanmalı, işsizlik ortadan kalkmalı, halkımızın refah ve
huzuru artmalı mı diyoruz… Bütün bunların bugün tek bir yolu ve adresi var:
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve bu model baz alınarak
oluşturulan Sosyal Devlet Milli Devlet anlayışı…
Bu oluşturulduğu zaman devlet "baba devlet"
olur, işçisi, memuru, emeklisi, esnafı, sanayicisi, işsizi, ev hanımı, yaşlısı,
genci, çocuğu, hatta kundaktaki bebeği hak ettiğini alır ve Türkiye tüm olumlu
verilerde dünyanın zirvesine oturur.
Yoksa aynı yanlış ekonomik sistem üzerine istediğin
binayı kur, ilk fırtınada yıkılmaya mahkumsun.
Sağlıklı ve güçlü bir gelecek için Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet, kısaca Prof. Dr. Haydar Baş diyoruz.
Murat Çabas
Yeni Mesaj Gazetesi
(Kilis Postası Haber Merkezi)