Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamızın başlattığı Kuvai Milliye çalışması kapsamında geçen hafta Gaziantepin İslahiye ilçesinde, bu haftada Mersinin merkez köylerinde çalışmalara katıldık.
İslahiye bölgesinde daha çok buğday, arpa, pamuk ve biber yetiştiriliyor. Sulak arazisi bol, İslahiye ovasına baktığımızda buğday hasadı yapılmış tarlalar ve yağmurlama sistemiyle sulanan yemyeşil biber ve pamuk tarlaları var. Fakat bu verimli toprakların sahipleri olan köylü kardeşlerimiz hasat mevsimi olmasına rağmen dertlimi dertli, önceden hasat mevsimine esnaftan borca mal alırken ürünlerin para etmemesinden dolayı artık esnafta borca mal vermediklerinden yakınıyorlar.
İslahiyenin Şahmaran köyünde 40a yakın köylülerle sohbet ediyoruz bir çiftçi söz alıyor, geçe gündüz demeden çoluk çocuk çalıştık, buğday ürettik şu anda ambarım buğday dolu, Devlet 350 bin baş fiyat veriyor, elimize geçen 310 bin lira ona da razı olduk fakat bu seferde devletin koyduğu kotayla karşılaşıyoruz Tüccara gidiyoruz 230 bin lira fiyat veriyor ne yapacağımızı şaşırdık diyor.
Bir başka köylü benim kamyonum var diyor geçen hafta İskenderun limanına yanaşan bir gemide buğday nakliyesi yaptım diyor ve ekliyor benim çakmak gibi tap taze buğdayım dururken yıllanmış kararmış amerikan buğdayının benim ülkemde ne işi var diyor.
Köylü kardeşlerimizi dinledikten sonra B.T.P. iktidarında Türkiye de üretilen hiçbir ürünün dışarıdan ithaline izin verilmeyeceğine, B.T.P. millet vekillerinin görevlerinden bir tanesi de bu milletin ihtiyacı dışındaki mallarını yurt dışında pazarlamak olduğunu anlatıyoruz Ayrıca tohumu tarlaya atmadan % 50 avans verileceğini, ürünlerinin sigortalanacağını ve ürün alımı garantisi verileceğini ve tüm bu projelerin kaynağını tek tek açıkladığımızda yüzlerin güldüğünü karamsarlığın yerini ümidin aldığını görüyoruz.
Ertesi gün köy gezilerine devam ediyoruz bir köy odasına girdiğimizde M. Kemal ATATÜRK ün Milli Ekonominin Temeli Ziraattır. Veciz sözüyle karşılaşıyoruz. Köylü kardeşlerimiz AKP iktidarının ekonominin temelini sarstığından ve bu gidişle üretimden çekileceklerinden bahsediyorlar, bir başka yakınmaları da biberi yetiştiriyoruz kurutuyoruz tam piyasaya süreceğimiz zaman basın yayın yoluyla biberde kanserojen madde var diye dedikodu yayılıyor. Halbuki yıllardan beri biberi biz bu şekilde kurutuyoruz. Kimseye bir şey olmuyor. Ama bu çıkaranların niyetleri başka bizim ürettiklerimizi sattırmayıp ithal malları piyasaya sürmektir. Diyorlar
Köy gezilerine devam ederken tarlalarda Anadolumuzun çalışkan onurlu insanlarını görüyoruz. Tarlanın birinde çalışan iki insanın yanına yaklaştığımızda birinin kolu dirsekten kesilmiş o halinde elinde kürek tarla suluyor. bizden konuşurken su başka yöne akıyor hemen oraya koşup, kesik koluyla küreğe destek verip suyun yönünü değiştiriyor. Sonra bize Beni bu halimle çalıştıranlar utansın. Bu tarlayı kiraya aldım ürünün 2/3 mal sahibinin 1/3 ise bize diyor. Onu teselli etmek yine Kuvvai Milliyeci lere düşüyor. Ona B.T.P. nin sosyal devlet projesinde toprağı olmayan köylülere toprak tahsisi edileceğini, sakatlara devletin sahip çıkıp maaş bağlayacağını anlatıyoruz
Eli nasırlı üzerine güneş doğmayan çalışkan, yiğit Anadolu insanları B.T.P. iktidarı için çalışma sözü veriyorlar.
Gelecek Prof. Dr. Haydar BAŞ ın B.T.P. iktidarını gösteriyor. Hayırlı Olsun.