2004 yılında, içinde Kilis Tekel Suma fabrikasının da olduğu 16 fabrika,
özelleştirme yoluyla satılmıştı.
Özel sektöre devredilen fabrikada, bir müddet sonra üzüm alımları durdu, sonra fabrikanın makineleri satıldı, daha sonrada arsası,şimdi ise fabrikanın yerinde yeller esiyor.bu durum
Kilis'te bağcılığı bitirdi, yılların emeği bağlar söküldü, araziler bor
kaldı.
Az sayıdaki üzüm üretici ise, ellerindeki yaş üzümün ,kilosunu 1 lira 80 Kuruşa sattı, kahvehanede,bir bardak çay'ın 2,5 TL ye satıldığı Kilis'te, üzüm üreticisinin bir bardak çay içebilmesi için 1,5
kg yaş üzüm satması gerekiyor.
Yıllar önce, Kilis Postası İnternet sitesinde bir makale yazmıştım, o
günkü uyarılarımızda ne kadar haklı ve yerinde olduğumuzu anlatmak için, makaleyi bir daha
yayınlamayı uygun gördüm.
"Ülkemizde yatırımlar durmuş taş taş üstüne konmazken, geçmiş
iktidarlar döneminde yapılanlarda birer ikişer satılmaktadır.
Maliye Bakanımız sayın Kemal
Unakıtan yakın zamanda yaptığı bir açıklamada ,tek bir Kamu işletmesi
kalmayıncaya kadar, özelleştirmenin devam edeceğini bildirdi.
Acaba bizlere özelleştirmeyi öneren, batılı ülkelerde ise durum böyle midir? . ABD’de
kamunun Ekonomideki payı %30, Avrupa ülkelerinde ise %40 civarındadır. Türkiye’de
ise bu oran %20 ye kadar düşmüştür.
Gelişmekte olan ülkeler, Globalleşme ve küreselleşme sürecinde, ellerindeki kamu işletmeleri elden çıkartılarak, İktisadi yönden özel şirketlerle
boy ölçüşemeyecek duruma getirilmiştir.
Peki, Ülkemizde yapılan özelleştirmelerde kim karlı çıkıyor? birde bunu
araştıralım.
Yakın zamanda Tekel'in içki bölümü özelleştirilmiştir. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan, 16 Fabrikanın yarısı peşin, 292 milyon dolara, Nural-Limak Özaltın TÜTSAB girişim ortaklığına satılmıştır. Halbuki TEK GIDA İS sendikasından yapılan açıklamaya göre bu fabrikalar yalnızca, 2002 yılında Tekel'e, 263 milyon dolar katkı sağlamıştır.
Ayrıca, devlet , bankaların , Türkiye Petrolleri Anonim
şirketinin , kasalarına trilyonları koyup özelleştirdiği gibi, Tekel Suma fabrikaların da içini doldurmuştur.
Evet, bu fabrikaların içinde, tamı tamına 182 milyon Dolar'lık stok mal
vardır. Şimdi Devlet, 295 milyon Dolar'ı varlık, 182 milyon Dolar'ı stok olmak
üzere, 477 milyon dolar olan fabrikaları, maalesef yarısı peşin, 292 milyon Dolar'a resmen peşkeş çekmiştir.
Bizde bir söz vardır. “Bu malı sen mi kazandın,yoksa babandan mı kaldı” eğer “Babamdan kaldı” derseniz, o zaman siz bu malı satabilirsin derlerdi.nitekim
öğlede olmuştur.
Şimdi, bu satışa birde üzüm üreten binlerce çiftçinin gözüyle bakalım, bu sene
özelleştirme yapıldı. fabrikayı alan şirket üzümü almayı durdurdu. 2 bin ton
üzüm, üreticisinin elinde kaldı. İki sene evvel 1 TL olan üzüm, şimdi 50
kuruşa pekmezciye peşkeş çekiliyor.
satılamayan üzümde ,Bir müddet sonrada
bozularak hayvan yemi oluyor.
Hadi bu sene böyle geçti, seneye yeni mahsul üzüm üretildiğinde, fabrikayı
alan şirket,hangi kriteri göz önünde bulunduracak. İktidar bazen oy kaygısı ile, bazen de çiftçiyi desteklemek için üzüm maliyetinin üzerinde, fiyat veriyordu. özel sektörde böyle bir kriter yok. Şirketler
elde edeceği kazanca bakar, üzümü ucuza
mal edip, iyi fiyata satmak isteyecektir. Şimdiden şirketin İran’dan, 20 kuruşa
üzüm ithal edeceği ifade edilmeye başlandı. O zaman vay benim çiftçimin haline!
Dün gümrük kotaları ile sanayisine sahip çıkmayan devlet, bugün ülke tarımı
dış tehlikelere karşı koruyamıyor ve dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri
olan Türkiye, tarımda da tam bir ithal cenneti oluyor. Bu durum tarımda
ülkemizin iflasıdır. Ne diyelim Allah bize ferasetli vatansever iş bilen
liderler nasip etsin". demişiz
·
Velhasıl,o dönemde, Allah bize ferasetli vatansever
lider de nasip etti ama, biz onun kıymetini bilmedik, bari emanetine sahip çıkalım
vesselam.