Bu Cuma’yı her zamanki namaz kıldığım caminin dışında başka bir camide kıldım. Sebebi ise yakın bir komşunun yeğeni genç yaşta beyin kanamasından hayatını kaybetmişti. Bizde komşu haklarından olan sevinçte kederde yanında olma düsturundan cenazesine iştirak ettik. Camiye geldiğimde içeri tıka basa dolmakla beraber dış livanlar da dolmuştu ancak caminin avlusunda bir yer bulabilmiştim. Cumanın ilk sünnetini kıldıktan sonra minbere çıkan hoca hutbeye başladı.
Ölüm her yaşta insanın başına gelebilecek bir hadise olabileceğini ölümü ve hayatı yaratan cenabı hak( bakara süresi 155 ) de sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Şeklinde ayeti okuduktan sonra ölen gencin ailesini teskin babında Hz Peygamberin de Hz Fatıma’nın dışındaki bütün evlatlarını sağlığında toprağa verdiğini bu Allahın bir takdiri olduğunu anlattıktan sonra şimdi de size birazda Mısır’daki cereyan eden hadiselerden bahsedeyim dedi söze başladı:
Mısırda büyük bir zulüm uygulanmaktadır. Avrupa birliği olaya seyirci kalmaktadır. Mısırda Başkan Murisi Gazzedeki Filistinlilere yardım ettiği için Yahudiler tarafından alaşağı edildiğini, Darbe yapan yeni savunma başkanı SİSİ nin batının adamı olduğunu, Yahudi Hıristiyanları dost edinmenin büyük bir yanlış olduğunu. Birleşmiş milletler bir terör örgütüdür.
Emperyalist batının Irakta kan zulüm gözyaşıyla birlikte bir bucuk müslümanın şehit ediğini söyledikten sonra türkiyedeki hükümetin sağladığı huzur ortamının çiçekti, böcekti, ağaçtı derken gezi parkı olayları ile bozulmak istendiğini bu olaylara destek verilmesinin doğru olmadığını söyleyerekten hutbeyi bitirdi.
Hocanın söylemleri mevcut hükümetin söylemleri ile bire bir örtüşüyor sanki camide hükümet sözcüsü konuşuyor bir fikri olayı belli bir bakış açısıyla cemaate hazmettirme gayretleri var. Oysaki Türkiye Ak Parti icraatlarıyla orta doğuda canavarla parçala sonrada oturup ağıt yakma politikalarını uyguluyor.
Türkiye geçmişten gelen büyük devlet olgusu ile ara bulan yatıştıran bir görüntü vermesi gerekli iken maalesef Türkiye olayları kışkırtan ve karıştıran bir görüntü vermektedir.
Mesele Libya olayında Türkiye hocanın kınadığı ABD, Avrupa birliği ve birleşmiş Miletlerle kol kola hareket etmiştir öyleki haçlı karargâhının ana komutasını İzmir de olmuştur.
22 İslam ülkesinin sınırlarının yönetimlerinin değişeceği büyük Ortadoğu projesinde Başbakan Tayyip Erdoğan Eş Başkandır. Hocanın lanetlediği İsrail’den Başbakanımız üstün cesaret madalyası almıştır. Avrupa birliği AKP’nin Katolik nikâhlı sevdasıdır.
Şimdi soruyorum hocaya: Batı Müslüman ülkelerden saflarına böyle taşeronlar, yardımcılar bulmasa bu zulümleri yapabilir miydi?
Diyeceksiniz şimdi bu soruyu hocanın yüzüne niye sormadın? Sormak istedim. Namazdan sonra cami avlusunda bekledim. Karşılaştığımda kendisine dedim ki Irakta bir bucuk milyon Müslüman öldüğünden bahsederken incirlikten 4500 bombardıman uçağının havalanmasına müsaade edenlerden, Türk hava sahasını açanlardan, teskere çıkmamasına rağmen her türlü lojistik desteği verenlerden niye bahsetmedin? Dedim. Hoca şöyle bir yüzüme baktı ve lütfen beni siyasete bulaştırmayın dedi ve kalabalığa karıştı.
Şimdi ülke meseleleri camide konuşulunca siyaset olmuyor da dışarıda konuşulunca mı siyaset oluyor?
Alaiddin Özkar 21.08.2013