Türkiyede köylünün, çiftçinin sorunları bitmek bilmiyor.
Karadenizde fındık üreticileri, Malatyada kaysı, Çukurovada pamuk ve narenciye üreticileri, Egede ve Kiliste üzüm üreticilerinin feryatları arşa yükseliyor.
Türk çiftçisi şimdiye kadar çalış üretip mallarını satıp geçimleriyle meşguldüler. Ne zamanki yetiştirdikleri ürünlerin maliyetleri her gün katlanırken, satış fiyatları günden güne aşağı düşmüştür. O zaman çiftçi hak aramaya başlamıştır.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa Aydında, Orduda çiftçi mitingleri düzenlenmiştir.
Kiliste ise devlet üzüm üreticilerini özel sektörün insafına terk etmiştir.
Tekel Suma Fabrikası özelleşmeden evvel yani tam 5 yıl evvel devlet yaş üzümü 21 kuruşa (210 bin lira) almıştır. O günün şartlarında üretici maliyetinin üzerinde kar ettiğinden üzüm üreticiliğini seve seve yapıyordu.
Bu gün ise Özel Sektör 5 yıl sonra her türlü zorlamalara rağmen 19 20 kuruşa üzüm alıyor.
Üreticinin kullandığı Mazot, Gübre, Zirai ilaçlar, İşçilik ücretleri ise kat be kat arttığı halde satış fiyatı 5 yıl evvelin gerisindedir.
Tekel Suma Fabrikası özelleşirken, yazdığımız bir makalede özelleştirmeğe karşı çıkmıştım gerekçe olaraktan özel sektörün felsefesi ham maddeyi en ucuza alıp, ürettiği mamulü en pahalıya satmaktır. Demiştim. Vatandaşın zarar etmesi geçinememesi, ilaç alamaması, bunalıma girmesi onları ilgilendirmez. Onların tek derdi sezon sonunda cirolarını şişirmektir.
Yıl boyu bin bir zahmetle çalışıp üzüm üreticisi fabrikanın önünde traktörünün üzerinde sabahlıyor üzüm suları yerlere dökülüyor. Vatandaş kira üzerine kira ödüyor fakat ne devlet mücadele ediyor nede millet. Her şey özel sektörün insafına terk edilmiş Özel sektör isterse hiç almaz.
Ama fabrika devletin iken böylemi olurdu, devleti idare eden iktidar bu milletin önünde hesap vereceğini bildiği için, biraz makam sevdasıyla, biraz koltuk hevesiyle, birazda oy kaygısıyla olaya müdahil olurdu. Bu da insanımızın, köylümüzün, çiftçimizin faydasına olurdu.
Devlet sosyal dengeyi de sağlamak mecburiyetindedir. Mesela Türkiyenin % 30 tarım ve hayvancılık la geçinmekte olup kendi kendilerini istihdam etmişlerdir. Bu devlet için büyük kazançtır
Bu insanların kendi köy ve beldelerinde geçinememeleri bir göç olayını da gündeme getirecek ve Türkiyedeki sosyal değerler yerinden oynayacaktır. Şehirdeki işsizler ordusu daha da artacak bu da asayiş bakımından ciddi tehlikeler ortaya koyacaktır.
Üzüm bağlarında bağ bozumunun yapıldığı şu günlerde gerekli önlemler alınmasa bağlar bir daha açmamak üzere sökülecektir.
Alaiddin ÖZKAR