Büyük satranç tahtası ve Medeniyetler çatışması ile fikri alt yapısı şekillenen 11 Eylül saldırısı ile fiiliyata geçilen Haçlı Seferleri tam gaz devam ediyor. BOP’un inşası elbette çaba, sermaye ve fedakârlık gerektiriyor. Bu fedakârlık paralı veya parasız, gönüllü veya gönülsüz bilen veya bilmeyenler tarafından yerine getiriliyor.
BOP’ un Türkiye parçacığı PKK’nın 1984 Eruh baskını başlamıştı. O baskının aslında üç beş çapulcunun işi olmadığını Prof Dr. Haydar Baş o zamanın siyasilerine bir rapor halinde ileterek, tedbirler alınmasını istemişti. O günden bu güne o rapora, raporun sahibine sırt çevirenlerin aslında BOP’ un parçacığı olduğunu ibretle görmekteyiz.
Sene 1990‘lara gelindiğinde BOP’ un Irak Bölümünün inşa edildiğini görmekteyiz. Irak lideri Saddam’a 10 sene destek çıkıp onu İran ile savaştıranlar, şımarık çocuğu be defa Kuveyt’e saldırtarak Irak’a müdahale edip Kuzey Irak (Güney Kürdistan) parçacığını oluşturmanın gayretine giriştiler. Saddam’a Halepçe’de kimyasal silah ateşletip hem Irak’a girdiler hem de kimyasal silahtan kaçıp Türkiye sınırına sığınanların arasına karışan teröristler Türk topraklarında yuvalandılar. Sonra Adana’da İncirlik Hava Üssü ve bu Üsten havalanan araçlar Çekiç güç adı altında yıllar boyu teröristlere lojistik destek sağladı.
Eğer 1984 Yılında Başbakan Özal’a sunulan rapor dikkate alınsaydı 30000 vatan evladı şehit olmayacak, milyarlarca dolar milli servetimiz boşa harcamayacaktı. Hem bize silah sattılar, hem de Güneydoğumuzu BOP’a kattılar.
Yıl 2000‘lere gelindiğinde kıyamet savaşlarının başlamamasına sabırsızlanan Evanjelist Hıristiyanlar, Yahudilerle 11 Eylül Saldırısını planlayarak 100 yıl sürecek Haçlı Seferlerinin startını verdiler. Aslında Bush’un Yüz yıl sürecek dediği haçlı Seferlerinin startını veren fişeği ateşleyen, ne İkiz Kulelere çarpan uçağı Süren pilot, ne Kuveyt’teki Konteynır Kenti Oğul Bush ile ticari Ortak yapan Ladin’dir. Tekir Yaylası Şenliklerinde bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra erken seçim kararı alan Devlet Bahçelidir. Çünkü İslam olduğunu ifade edip İslam’a zerre kadar faydaları, Siyonizm deyip Siyonizme zere kadar zararı olmayan insanlara hükümet olma yolunu açmış oldu.
Afganistan, Libya, Fas, Tunus, Cezayir, Somali, Mısır, Irak, Iran ve en önemlisi Türkiye’de meydana getirilecek BOP parçacıklarına hiçbir tepki vermeyecek, hatta makam mevki ve para karşılığında bu uğurda hizmeti bulunacak bir fikrin, İslam’ı sadece şekilden ibaret görenlerin iş başına getirilmesi gerekiyordu öyle de oldu.
Yeşil kuşak projesi kapsamında ılımlı Müslüman aynı zamanda ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesine eş başkanlık yapacak bir lider ve lidere oy verecek halk kitlesi dezenformasyonla istenilen kıvama sokuldu.
ABD Irak'ı bölerken Müslüman dünyayı uyutanlar, Libya'yı, Mısır'ı bölerken halkı meydanlara sürüyorlardı. Ebu Garip Hapishanesinden yükselen çığlıkları duymayanlar, altmış bin kadının namuslarını kirletenlerin ülkelerine sağ salim dönmesi için dua edenler , Mısır'da fitne ateşinde yananların acılarında gözyaşları sular seller oluyordu. İleri demokrasinin meyveleri bu olsa gerek.
Dış politikayı içi politik sloganlara göre dizayn ederseniz sıfır sorun anlayışından sıfır komşu politikasına geleceğinizi muhakkaktır. Örtülü ödenekler komşularımızda isyan çıkaran çetelerin emrine amade kılınmışsa ortada bir yanlış ver demektir.
Gücünü milletten alan, BOP’a eş başkan değil, kâinat devleti olma ülküsü ile “Güneş Bayrağım Gök Kubbe Çadırım” diyen bir ufkun inşasını yaşam gayesi kabul eden Prof Dr. Haydar Baş, ülkenin umududur. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Ne diyelim halkımız iş işten geçmeden anlar inşallah.
Av. M. Galip Akdağ