-Heee.. İşte
ben de saçımı ağ (ak) edip örücüm ( öreceğim) aha beyle (işte böyle) sizing
yüzüngünüzden.
-Sen fazla
ürümeden (çok konuşmadan) benge (bana) şu sındıyı getir. Hem de aşa bir bak,
bişmiş mi. Birez (biraz) bık bıklorsa ( kaynıyorsa) altını kıs.
-Aha sındı,
yemeyinde altını kıstım.
-Ane biz
istanbul' a geleli kaç yıl oldu. Niye halen Kilis dilini konuşoruk, şu ağzımızı
düzeltemedik? Niye kibar kibar konuşmoruk biz?
-Tehe'e...
mulama sıçan, şuna bak hele... Yumurtadan çıkmış da kabığını beğenmor Sankilem seni İstanbul'a zembilden
endirmişler. Ülümstretmeye seniii ( ölmeyesin).
Kilis dili
esasında İstanbul dilini okşor, okşor da esas dilimizi onlar hesıtlollar (
kıskanıyorlar. .
-Kez ane kez, benim canım çok sıkılor, acık
benge (bana) Kilisi anlatsene. Ben çok küççüktüm bura göçtüğümüzde. Eklıma kıt
gelor ramazanlar.
-Ahhh..
Kızım ahhh... Nerden getirding Kilis' i
eklıma?
Kilis' te
ramazanlar bir başkadı. Top atıldığından alem sufranın başına otururdu. Her gün
bir çeşit yimekler yapılırdı. Balcan (patlıcan) kebapları, öruglar bişirilirdi,
lor böyrekleri, kazan kebapları kuru dolmalar, mercimekli küfteler hele bir de
sarı yağdan, sitti simidinden, bir yağlı küfte edeller ki aha şeyle (şöyle)
bayılıng. sini sini fırın yapmaları fırınlara gönderilirdi, al kırmızı bişer
gelirdi Hele bir de miceddere vardı kine saf Kilis zeytinden bol soğanı cast!
Deyi tavlıycıng ( soğanları yağda kavuracaksın) yanında koruk suyundan samsaklı
sulu salata yanında balcan turşusı.. . Abooohhh... Yime de yanında yat.
Hele Eşecik Parkı 'nıg arkasında bir
Ezzet (İzzet) Usta vardı, bir Kilis
tavası yapardı, bir tava yapardı bes görücüng, barmaklarımızı yirdik!
-Eee... Ane
başka ne yemekler yapılırdı Kilis' te?
-Neblim
kızım, herkeş ( herkes) halına göre... Kimi
bulgur aşından samsak aşı, kimi eşkili yehni (ekşili ufak küfte), yada
yoğurtlu küfte, lebeniğeden bulgur aşı,
kölüg aşı, kıymalı küfte (içli köfte), datlı malhıta, eşkili malhıta, tirit,
ekmeğaşı... Neblim daha saysam sebeh (sabah) olur.
Komşular ne
bişirdilerse alayından da nefisleri
kalmasıng deyi birbirine birer sehen ( sahan) aş verillerdi.
-Eeee..
Sonra
-Kele
kırtçalmıya (dert tutmaya) seni emi, beni heneye(lafa) tutong şimdi aş dibine
yanar get de şu kazanıg altını söndür yeriiii...
-Söndürdüm.
Bişmiş.
-Eeeeee...
De anlat sonra nolurdu?
-İftardan
sonra çoluk, çocuk alayımız toplanır terebühe giderdik. Baban hanı camıdakii
imam ecele(acele) kıldırırsa o camıya bizi eletirdi. Hele Tekye camısında bir
Abdullah hoca vardı. Alem daha farzını kılmadan O hoca 22 rekeet namazı birden
kıldırırdı. O yüzden adına jet Abdulla dellerdi. (Devam edecek)
Eğitimci
Şair ve yazar;
AYEL
MASMANACI BEŞOĞLU
Gaziantep