Cenab-ı Hakk’ın, her şeyi onun hürmetine yarattığı insan, her şeyin en iyisine layıktır. En azından, lüks olmasa dahi, insanca yaşama koşulları en doğal hakkıdır. Bir tarafta gasp edilen hak sahipleri, bir tarafta bu hakkı gasp edenler…
“Düzen böyle” diyoruz hep. Ama hangi düzen ya da düzensizlik? Kim belirliyor bu düzen ya da düzensizliği? Hiç sorguladık mı? Sabahtan akşama kadar karın tokluğuna çalışan işçiler mi? Kişisel ve doğal haklarından bihaber olan garibanlar mı? Her şeyi gören ama sesini çıkarmaktan korkan, biçareler mi? Her şeye rağmen bu düzene itiraz edenler mi? Yoksa sömürü düzeninden nasiplenen kan emici vampirler mi? Hangisi belirliyor bu düzeni, sormak lazım. Kim, bu düzenden nasipleniyor? Kimin işine yarıyor? İnsanlar arsındaki bu sınıf ayrılığı doğuştan mı geliyor?
X isimli bir vatandaşın çocuğu sınava giriyor. Alın teri ve emeği ile aldığı puanla her hangi bir üniversitenin A bölümüne yerleşemezken; aynı puana sahip Y isimli zengin baba sahibi bir öğrenci, herhangi bir özel üniversitenin istediği bölümüne yerleşebiliyor. Bu nasıl bir adaletsizlik?
Emeğini yok pahasına heba eden inşaat işçisi, tarım işçisi, hamal gibi meşakkatli işlerde çalışan insanlar, evlerine bir lokma ekmek getirebilmek için zorlanırken; bir taraftan da para babaları bu insanların emeklerini sömürerek milyonlar kazanıyor. Neticede değeri, bir anda büyük ölçüde yükselen altının, bu dönemlerdeki fiyat düşüşü, insanın kafasında bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Mesela; acaba hangi iş adamı ya da etkili kişi, altına yatırım yapacak ve bu şekilde piyasayı oynatacak. Bu millet artık uyanmalı! İnsanca yaşamanın Allah’ın lütfettiği kaynaklardan nasiplenmenin en doğal hakkı olduğunu görmeli ve bu hakka sahip çıkmalıdır. Bu haklar üzerinde kurulan temelinde insan olan “Milli Ekonomi Modeli’nin” uygulanması için çalışmalı. Çünkü kurtuluş için, başka bir çözüm ve reçete yok Modelin sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş Bey’i lider görmeli ve destek vermelidir. Bu gerekçe ile insanca yaşamayı arzu eden herkesin, bu çatı altında birleşmesini temenni ediyorum.
Behiye İnekçioğlu