Geçtiğimiz pazar 5.’si düzenlenen BTP Ankara olağan üstü kongresinde bende vardım. 81 ilimizden gelen delegelerin oylarıyla Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, tekrar genel başkan seçildi. Bu sonucu tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
Her hafta ayrı ayrı illerde düzenlenen programlara rağmen bu coşkunun her defasında katlanarak çoğalması büyük bir olaydır. Bu coşku, heyecan, aşk, feyz ve muhabbet eminim ki; ekrandan da hissedildi. Birkaç şey gözlemledim bunları sizle paylaşmak isterim;
• Türkiye’nin 4 bir yanından gelen delegeler ve Ankaralılar sanki bir bütündü. Birbirini hiç tanımayan bu insanlar, sanki yıllardır görüşüyormuş gibi aralarında bir muhabbet vardı.
• Herkesin yüzü gülüyor, heyecan ve coşkuyla bakıyorlardı.
• TV de belki salonun dışı görünmemiş olabilir. O kadar kalabalıktı ki, salon dışı, koridorlar her yer tıklım tıklımdı.
• Ve böylesine kalabalık bir ortamda Allah’a şükür, bir tek sorun dahi yaşanmadı. Çünkü herkes birbirine karşı o kadar saygılıydı ki; buna ihtimal yoktu.
• Arife ana’nın salona gelmesi ve salonda bulunan farklı kültürdeki insanların onu coşkuyla karşılaması, arife ana’nın da sevgi ve muhabbet dolu bakışları tv’de de görünmüştür.
• Ardından çıkan grup nefes ve yorumları ve de insanların bu yorumlar karşısındaki halleri en çok dikkat çekilecek nokta. Öylesine bir dünya’ydı ki, Muhabbetten ağlamak, sevgiden coşmak, müjdeden sevinmek… Bir anda ağlayan insanların, bir anda gülmesi… Duyguların hepsi iç içeydi.
• Ve beni belki de en çok etkileyen durum; hocamın rozet taktığı sırada arife ana’nın ve sonrasında hocamın söyledikleri oldu. Ayrılmaya ve bölünmeye çalışılan; Alevi, Sünni, Caferi kardeşlerimin aynı muhabbeti alması ve bir olması, böylelikle bu oyunların bozulduğunu görmek, en güzel şeydi.
• Bektaşi dergâhının gönül eri olan, Arife anamız, yaptığı konuşmada hep bu birliğe deyindi. Ve çoğunluğunun Sünni olduğu kesim onu gönülden destekleyerek alkışladı.
• Burada aşikâr olarak görülmektedir ki Alevi, Sünni ve Caferi kardeşlerimiz aynı düşünceyi savunup aynı inancı yaşıyor. Şimdi biz prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önderliğinde Sünni, Alevi ve Caferi kardeşlerimizin de desteğiyle, bu misyonu deklere ediyoruz. “Hepimiz biriz, hepimiz Müslümanız.”
• Ve en sonunda Üstad’ın konuşması, verdiği birlik mesajı, milli ve manevi bütünlüğümüzü esas alan sözleri ve de O’nun içindeki inancın bakışlarından hissedilmesi, söylediği her sözü yaşayarak ve inanarak söylemesi programa damgasını vurdu.
Ümidimiz odur ki, vatanımızın ve dinimizin üzerinde asırlardır var olan fitne tohumlarını sökmek ve bu inançla muvaffak olmak zamanı yakındır…
BEHİYE İNEKÇİOĞLU