Türkiye dahil birçok ülke, coronavirüs ile ilgili
mücadelede sosyal izolasyon yöntemlerini tercih ediyor. İngiltere ise, sosyal
izolasyon yerine “kontrollü yayılma” yönetimini tercih etti ve uyguluyor.
Şimdi
kafalara takılan soru, hangisi doğru?
Biz okulları 3 hafta tatil ettik. Nerde ise, ülkemizde
olağan hayat durmak üzere.
İngiltere’de ise Başbakan Boris Johnson "Bu bir
kuşağın karşı karşıya geldiği en büyük sağlık tehdidi" diyerek Koronavirüs
salgınının ciddiyetine işaret etti “ama İngiltere'de İskoçya dışında okulların
kapatılması ve toplu faaliyetlerin askıya alınması söz konusu değil.” dedi.
Artık nüfusun çok önemli bir bölümünün salgından
etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu kabul eden İngilizler, bunu bir avantaj
olarak görüyor. Bu durumun ülkenin büyük bir çoğunluğunun Koronavirüs'e karşı
bağışıklık kazanacağı anlamına geleceğini ifade ediyorlar. Biz buna “sürü
bağışıklığı” diyoruz. İngiltere’nin coronavirüs ile ilgili oluşturduğu bilimsel
kurul üyelerinden Profesör Graham Medley, "Aslında elimden gelse, ideal
olan, hastalık karşısında daha zayıf olan yaşlı ve hastaları İskoçya'nın en
kuzeyine gönderir, kalanları da en güneyde toplarım. Şöyle esaslı bir epidemik
yaşarız. Böylece herkes bağışıklık kazanmış olur ve hayat normale dönebilir.
Tabi bu mümkün değil. O zaman yapmamız gereken kontrollü bir şekilde "Sürü
Bağışıklığı"nı oluşturmak ve bunu yaparken nüfusun kırılgan olan kesimini
korumak olmalı.” diyor.
Yani, ülkede hayatı durdurmak yerine, bu hastalık için riskli
gruplar, kimlerse bunları yakın koruma altına almak. Ki riskli grubun kimler
olduğu artık belli. COVID-19 ile ilgili çok sayıda bilimsel yayın artık kaleme
alınmaya başlandı. Bu hastalıkla ilgili tıbbi çalışmalar yapılmaya başlandı. İleri yaş ve Hipertansiyon, diyabet,
koroner arter hastalığı, KOAH, kanser, kronik böbrek yetmezliği gibi ek
hastalıkların bulunması, coronavirüs ölümleri ile direkt ilişkili. Bu kanıta
dayalı tıbbi çalışmalarla net olarak gösterildi. Ki, ülkemizde ilk
kaybettiğimiz hastamız da bu gruba giriyor.
Kontrollü
Yayılma ile Amaçlanan Ne?
Dolayısıyla, kontrollü yayılım modelinde, bu riskli grup
koruma ve yakın takip altına alınıyor. Hastalığa yakalandığından kuşkulanılan
kişilerin kendilerini 7 gün evde tecrit etmesi ve genel olarak halkın hijyen
önlemlerini artırması yeterli sayılıyor. Ama yukarıda bahsettiğimiz risk
grupları, yani bütün yaşlıların ve hastaların evden çıkmaması isteniliyor.
Profesör
Graham Medley, insanları ne kadar süre evlerinde hapis edebiliriz diyor. Ve
amaçlarının “hastalığın yavaş bir şekilde ilerlemesi ve uzun bir zamana
yayılmasını sağlayarak, toplumun önemli bir kısmına bağışıklık kazandırmak”
olarak açıklıyor.
Esas soru: Çocuklara Evlerde Kim Bakıyor?
Medley’e
göre okulları kapatmak büyük bir risk de doğurabilir: “Çocuklar okula gitmedikleri zaman birilerinin onlara bakması gerekiyor.
Birçok durumda başvurulan bir çözüm büyükanne ve büyükbabalara bırakmak. Bu ise
aslında böyle bir durumda yanyana gelmesini asla istemeyeceğimiz iki grubun bir
araya gelmesine yol açmış oluyor. Dolayısıyla okulları kapatmak, virüsten ciddi
etkilenmediği bilinen çocuklar arasında virüsün yayılmasını bir ölçüde
azaltabilir, ama hastalıktan en ağır etkilenen yaş grup açısından tehlikeyi
artırabilir." Prof. Medley’in görüşü böyle.
Kanıta
Dayalı Tıp Verileri
Şimdi size iki tane son hafta içinde yayınlanmış tıbbi
çalışmadan derlediğim birkaç cümleyi sunmak istiyorum. Virüs ile enfekte
olanların etrafına virüsü yayma süresi ortalama 20 gün. Ancak virüs, hayatını
kaybeden hastalarda, ölünceye kadar sürekli olarak saptanabiliyor. Hayatta
kalanlar arasında virüsü yayma süresi 37 güne kadar uzayabiliyor. Uzun süreli viral dökülme, enfekte
hastalar için belirlenecek izolasyon stratejileri açısından önem arz etmekte.
O zaman belki
de COVID-19'un muhafaza edilmesi şu anda odak noktası olarak kalması çok daha
önemli. Yani, toplumun büyük bir bölümünün hızla taranması, bunun için gerekli
test saylarının temin edilmesi ve virüs ile enfekte olmuş kişilerin, bir an
evvel karantinaya alınması daha mantıklı gibi görünüyor. Çok yoğun bir şekilde
test yapılarak yapılan tarama belki ciddi maliyet getirecektir. Ama unutmayın,
normal günlük hayatın durması, başta ekonomik veriler olmak üzere uzun vadede
çok farklı problemlerin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Zaten kurumların ve
halka açık alanların kapatılması ve seyahat ve ticaretteki kısıtlamalar süresiz
olarak sürdürülmesi imkansızdır. Ülkeler, bireysel durumda muhafazanın uzun
vadede mümkün olmayabileceği gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır ve halk sağlığı
önlemlerinin maliyetlerini ve faydalarını dengelemek için sınırlamadan hafifletmeye
geçilmesi gerekebilir.
Halk sağlığı
önlemleri, virüs özellikleri nedeniyle COVID-19'un yayılımını tam olarak engelleyemese
bile, yaygın toplum iletiminin başlangıcını geciktirecek, kamu hizmetleri
üzerindeki etkisini azaltmada etkili olacaktır. Ve salgının boyutunun en aza
indirilmesi veya zirvesinin bastırılması, sağlık sistemlerine ölçeklendirme ve
müdahale etme olanağı sağlayarak küresel ölümleri azaltabilir ve etkili aşılar
elde edilene kadar küresel yayılımı yavaşlatabilir.
Bakalım tarih, sosyal izolasyon mu
diyecek, kontrollü yayılım mı?
Dr. Öğr.
Üyesi Ali Bestami Kepekçi -18.Mart.2020
Kaynaklar:
WILDER-SMITH, Annelies; CHIEW, Calvin J.; LEE, Vernon J. Can
we contain the COVID-19 outbreak with the same measures as for SARS?. The
Lancet Infectious Diseases, 2020.
ZHOU, Fei, et al. Clinical course and risk factors for
mortality of adult inpatients with COVID-19 in Wuhan, China: a retrospective
cohort study. The Lancet, 2020.