Günümüzde algı yönetimi ile kamuoyu
üzerinde oyunlar oynanıyor. Önce toplumun elinden ölçüleri alınıyor, ardından
yanlış kabuller üzerinden oyun kuruluyor. İçinde yaşadığımız yüzyılın özelliği
maalesef bu. Yanlışların doğru, doğruların yanlış kabul edilmesi ve yığınların
bu uğurda uçuruma sürüklenmeleri söz konusudur.
Bu konuda o kadar çok örnek var ki…
Son dönemin en çok can ve mal kaybına yol
açan Arap baharı işte bu kabildendir; alevi, şii- sünni çatışmaları bu
kabildendir; sağ - sol ayrımları bu kabildendir. Allah-u Ekber nidaları ile
Müslümanların birbirlerini katletmeleri de işte bu kabildendir.
…
Basiretle hadiselere bakıldığı zaman
görülecektir ki, meseleler takdim edildiğinden çok farklıdır. Coğrafyamızın
işgal edilme süreci olan Büyük Ortadoğu Projesi olsun, Arap Baharı olsun
Müslümanları birbirine kırdırmayı hedeflemiştir. Özellikle emperyal güçlerin
gayesi, alevi şii- sünni çatışmasını genele yaymaktır. Burada ülkemiz sünni
dünya adına provakasyonlara getirilmek istenmektedir. Arap ülkelerine
bakıldığında Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da farklı, Bahreyn’de, Yemen’de daha farklı politikalar
güdülmektedir. Batılı devletler, bazı ülkelerde halkın yanında bazı ülkelerde
ise, hükümetin yanında saf tutmaktadır. Hangi ülkede kimin yanında yer alacaklarını
belirleyen, halkın menfaatleri değil kendi çıkarları olmaktadır. İşte
bunuyaparken de sünnilere destek,şii-alevilere ise köstek stratejisi
uygulanmaktadır.
…
Oysa İslam alemindesünnisi ile alevisi ile
toplumsal barış içinde yaşama kültürü sözkonusudur. Tarihi süreç içerisinde bir
denge hali vardır. Birbiri arasında çatışma çıksın diye, fitne fesad
çalışmaları yapılmıştır,dönem dönem muvaffak da olmuşlardır. Ancak bazı
zamanlar çatışmalar çıkmış olsa da toplumun sağduyusu bunun önüne geçmiştir. Bu
çatışmayı halk tabanına yayamamışlardır. Ancak son dönemde tezgahlanan mezhep
çatışmasının ortaya çıkması için provokasyonlar artmış durumdadır. Her
zamankinden daha dikkatli olunması gerekmektedir. Bu konuda gerek ülkemizin
gerekse İslam aleminin şansı sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyin ortaya koyduğu
tespitler ve çalışmalardır. Sünni olsun alevi olsun, ortak paydanın Ehl-i Beyt
efendilerimizin yolundan gitmek olduğunu Ayeti kerimeler Hadisi şerifler
ışığında ortaya koymuşlardır. Bu tarihi tespit alevi, şii, sünni olsun bütün
Müslümanlar tarafından dalga dalga kabul görmektedir.
…
Hz. Ali efendimiz bütün İslam aleminin
ortak değeridir. O ilmin kapısıdır, ilmin şehrine ancak Hz. Ali kapısından
girmek mümkündür. Onun doğduğu günde bayram günüdür. Bugüne kadar hep ihmal
edilmiş, bir farkındalık oluşturulmamıştır. Yapmamız gereken o kurtuluş
kapısını hep hatırda tutmaktır. Bu yıl 10 Nisan gecesi ve ertesi gün 11 Nisan
mübarek, pâk Şah-ı Merdan Ali hazretlerinin doğum günü olarak kutlandı.
Mübarek olsun.