2019 yılı Dünya Ekonomik Forumu, Davos'ta yapıldı. Adı her ne kadar ekonomi olsa da,siyaset Davos'ta gündemin ana konularını oluşturuyor. Ele alınan konular, kapitalist esaslara göre değerlendiriliyor. Yıllar boyunca konuşulan konuları incelediğimizde ve bunların sonuçlarına baktığımızda, kapitalizmin çöküşüne paralel olarak, bu sistemi esas alan ülkelerin geriye doğru gittikleri görülüyor.
Bakın son iki yılın toplantılarına bir göz atalım.
2018 yılının ana teması, "parçalanan dünyada ortak gelecek oluşturmak" idi. Zirvede, uluslararası güvenlik, çevre ve küresel ekonomi konuları ele alınmıştı. Geçtiğimiz yıldan bu tarafa, dünyadaki gelişmelere baktığımızda, her üç ana başlığın da ciddi anlamda yara aldığı görülecektir.
Dünya, bugün düne göre daha güvenlikli değildir. Bizzat ABD, Meksika ile arasına duvar inşaatı yaptırmanın gayreti içerisinde. Hem de bütün itirazlara rağmen. Bakınız ABD’de bir ayı aşkın hükümet kapalı kaldı, şimdi bile tam açıldı denemez. Güya, kendi güvenliğini sağlamak için yapacağı duvar adına. Kongre hükümetin hazırladığı harcamayı onaylamadığı için resmen maaşlar ödenemiyor, hükümet felç olmuş durumda.
Gelelim çevre konusuna. Çevrenin içine düştüğü kötü durumu bütün yönleriyle insanlık yaşıyor. Sadece bir örnek vermek istiyorum. Bir takım endüstriyel sektörler ve tüketim ürünleri halojen kaynaklı gazların atmosferik yayılımını sağlayarak ozon tabakasına zarar veriyor. Güneşin zararlı ışınları filtre edilmeden doğruda dünyaya ulaştığı için, küresel ısınma ortaya çıkıyor. Bu da tabiatın bütün dengelerini alt üst ediyor.
Gelelim küresel ekonomiye. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları durduk yere çıkmadı. Dünyada en fazla cari açığı olan ABD güya kendini korumak için sağa sola sataşıyor.
Görüldüğü gibi Davos’un bütün gücüne ve algı yönetimine rağmen, batan kapitalizmi kurtarmaya gücü yetmiyor.
Gelelim Davos 2019'a.
Bu yıl konuşulan konular, ABD - Çin ticaret savaşı, popülizmin, ekonomik çöküntü karşısında halkın desteğini kaybetmeme adına sonuçta halkın zarar göreceği yanlış uygulamaların yükselişi, İngiltere'nin AB'den ayrılmasının birliğin dağılma sürecine olan etkileri konuşuldu. Neticesi daha şimdiden belli olan konular bunlar. Bu yılki Davos’taki toplantıya Donald John Trump, Emmanuel Macron ve Theresa May'in katılamaması tam da bu konuşulan konularla ilgili. ABD, Fransa ve İngiltere kendi başlarının derdine düşmüş durumdadır.
Gelelim çözüme Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafındansessiz bir devrimle kapitalizm 2005 yılında, Milli Ekonomi Modeli ile tarihe gömülmüştür. Yaşadıklarımız kapitalist ülkelerdeki sistemin tarihe gömülüşünün yansımalarından başkası değildir.