Paris turizm şehri. Ziyaretçilerin yoğun
olarak geldiği yerleri görebilmek için hem yüksek miktarda para ödemeniz
gerekiyor hem de saatlerce beklemek zorundasınız.
…
Şehrin ana özelliği adeta Paris’in içini ağ
gibi dolaşan Seine nehri. Nehir çok fonksiyonlu olarak değerlendiriliyor.
Ulaşım, spor, eğlence ve etrafında kurulan yapılar şehre güzellik
katıyor.
Şehir tarihi ve modern dokuyu içiçe
barındırıyor. Merkezdeki yapılar, caddeler asırlardan beri özelliklerini
koruyor. Ayrıca genişleyen şehre oldukça modern binalar da kurmuşlar. Bunların
dışında ise banliyöler var. Buralarda sakin ve daha ekonomik hayatı tercih
edenler ikamet ediyorlar.
…
Ulaşımın çoğunluğu şehrin altındaki
tünellerle gerçekleştiriliyor. Metro hattı sayısı onun üzerinde. Şehre
baktığınızda, trafiğin can sıkıcı sonuçlarını görmüyorsunuz, ancak şehrin
altına indiğinizde yoğun bir hareket olduğu hemen görülüyor. Toplu taşıma ile
istediğiniz her yere gitme imkânınız var. Metro ve tren hatları sürekli hareket
halinde. Genellikle oturarak seyahat etme imkânınız var.
…
Şehrin alışveriş merkezlerine gittiğinizde
karşınızda hep tanıdık markalar var. Dünya küresel bir köy olmuş durumda.
Üstelik uluslararası markalar, dünyanın neresine giderseniz gidin fiyatları
birbirine çok yakın.
…
Buraya kadar hepsi tamam, Paris kendi
içinde güzel bir şehir. Ancak ister istemez ülkemiz ile mukayese ediyorsunuz.
Diyebilirim ki, coğrafi olsun, tarihi açıdan olsun İstanbul ile asla mukayese
edemezsiniz. İstanbul bambaşka bir şehir. Ancak şehre katılan katma değer
açısından çok çok gerilerdeyiz. Bir kere İstanbul hala ulaşım sorununu
halledememiş durumdadır. Tarihi ve coğrafi güzelliklerimiz hala olması gereken
katma değeri oluşturamamış durumdadır.
…
Bir de bahsetmem gereken bir konu var.
Paris denince hatıra ilk gelenlerden bir tanesi Disneyland. Disneyland, bir
lunapark. Her yaş grubundaki adrenalin tutkunlarına hitap eden bir eğlence
merkezi. Dünyanın her yanından ziyaretçileri var. Günün bitiminde çocukların
idolü haline gelen çizgi film kahramanları bir geçit töreni yapıyorlar.
Müzikler, danslar ve sevgi gösterileri eşliğinde yol alıyorlar. Dünyanın dört
bir tarafından gelmiş seyirciler ortak tepki veriyorlar, çünkü aynı çizgi
filmler dünyanın dört bir tarafında gösterim halinde. Kısacası bizim çocuklarımız ve dünyanın
çocukları bizzat batılı ülkeler tarafından yetiştiriliyor. Duyguları,
düşünceleri, idealleri, inançları hep kapitalist gayri müslimler tarafından
yetiştiriliyor. Bu sorunu çözmedikçe, çocuklarımızı millet adına devlet adına
kazanmadıkça, büyükleri kazanmamız hiç ama hiç mümkün
değildir.