2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem milletvekili
seçimi Değerlendirme toplantısında seçim öncesinde Türkiye perspektifini
ortaya kondu. BTP’nin tertiplediği bu toplantı seçimi kim alacak almayacak
şeklinde bir anket toplantısı olmayıp kim kazanırsa
kazansın sorun yumakları içinde kilitlenmiş olan ülkemizin yönetim projeksiyonu
yapıldı.
Bağımsız Türkiye Partisinin seçime katılmayışı bütün detayı ile
ortaya kondu. Kılıçdaroğlu ve etrafındaki oyuncular önce bütün partiler beraber
olmak istiyoruz dediler. Bizim için bir tek oy bile kıymetli dediler ancak
bizce malum olan sebeplerle bir anda BTP ile irtibatı kestiler. Hatta görüşmeyi
reddettiler, kamuoyunu bir satır bile olsun açıklama yapmadılar. Bu devlete
sahip çıkma, hükümet olma iddiasında olan bir ittifakın yapacağı bir hareket
değildi. Millet ittifakı olsun, Cumhur ittifakı olsun, aynı değirmene su
taşıyorlardı.
Seçime daha bir buçuk yıl olmasına rağmen hükümet, seçime gitme
gerekçesi olarak ekonomik bunalım riskini öne sürmüştü.
Peki, seçimden sonra ne değişecek ki ekonomik bunalım yaşanmasın.
Bunun izahı bir türlü yapılamadı. İktidar olsun muhalefet olsun, ülkeyi
ekonomik bunalımdan kurtaracak çözüm önerilerini hep es geçti. Yaptıkları bol
bol vaat oldu.
17 yıldan beri iktidar olan Ak Parti milleti sanki yeni hatırlamış
gibi vaatlerde bulunurken, CHP ise zaten açık veren bütçeye rağmen bütçenin
üçte biri tutarındaki seçim vaatlerinin kaynaklarından hiç bahsetmedi.
Seçim, çözüm olsun diye doğru adrese yetki vermek için yapılır.
Oysa seçime giren hiçbir siyasi partinin çözüm reçetesi elinde bulunmuyor.
Takip ettikleri yol olan kapitalizm çoktan iflas etti bile. Bu seçim maalesef
ülkemizi içine alan keşmekeşe çözüm getiremeyecektir.
…
Bu seçimden sonra yaşananlar Sn. Prof. Dr. Haydar Baş hocaya ve
ona ait olan Milli Ekonomi Modeli’ne (MEM) olan ihtiyacı gün gibi ortaya
çıkaracaktır.
2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem milletvekili seçimi sonuçlarına
göre seçimin kazananı algı yönetimi olurken, kaybedenleri de olmuştur.
Erdoğan başkan seçilmesine rağmen muhalif oylar, aldığı oylara
yakındır.
Ak Parti 17 yıldan beri ilk defa tek başına meclis çoğunluğunu
elde edememiştir. Millet Erdoğan'a tek başına yetki vermemiştir.
Muharrem İnce kadar oy alamayan CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun
genel başkanlığı tartışma konusu olacaktır.
Millet ittifakında adeta CHP’yi bile yönlendirmesine müsaade
edilen Saadet partisi, oylarını kaybetmiştir. Her ne kadar Millet ittifakı
içinde yer almışsa da, beklendiği gibi Saadet oyları Ak Partiye kaymıştır.
Bugün ülke olarak çözüme ihtiyacımız var. Ekonomik buhrandan
dolayı erken seçime giden Sn. Erdoğan çözüm adına farklı olarak ne yapacak
dersiniz. Ayrıca Ak Parti 16 yıldan beri ilk defa tek başına meclis çoğunluğunu
elde edememiştir bu yorum değil bir sonuçtur. Bütün bu sonuçlar yeni bir erken
seçimin habercisidir.
Ekonomik buhran, dış politikada yaşanan olumsuzluklar olduğu yerde
duruyor. Sadece Türkiye değil, dünya da ekonomik krize çözüm aramaktadır.
Gecenin en karanlık anı, şafağın da müjdecisidir.
Türkiye’nin önemli siyaset insanlarından uzun yıllar
milletvekilliği ve bakanlıklar yapmış olan Sn. Hasan Ekinci, “Artık Haydar Baş
hocanın iş başına geçme vakti geldi demektedir. Siyasi partiler de Haydar
hocanın etrafında toplanmalı; sorunları çözmenin başka yolu yok. Bilim insanı,
devlet adamı olan Haydar hocayı severim, ancak ondan da öte Devletin ona
ihtiyacı var.” demektedir.
Bizden söylemesi