Bu akşam Regaib Kandilini idrak ediyoruz. Yarın ise Üç ayların ilki olan Receb ayının birinci günü. Hayırlı olsun, uğurlu olsun. Bizde Peygamberimiz Efendimizin duasıyla dua edelim. Ey Allahım! Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl. Ve bizi Ramazana ulaştır.
Üç aylar manevi bir iklim. Bütün İslam aleminde bu günler büyük bir hasretle beklenir. İnsanlar heyecan duyarlar. Bu günlerde herkes kendine çekidüzen verir. İbadet hayatını gözden geçirir. 5 vakit namazın yanında kaza namazları, nafile namazları kılınır, oruçlar tutulur. İnsanlar birbirine ikramlarını arttırırlar. Küskünler barışır, mübarek kandil geceleri beklenmeye başlanır.
Adeta Ramazanın gölgesi düşer müminlerin üzerine. Enes b.Malik (R.A.)den rivayete göre Peygamberimiz (S.A.V.): Receb Allah Teâlânın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır. buyurmuşlardır.
Receb ayında tevbeler edilir. Çünkü bu ay tevbe ayıdır. Mübarek Receb ayı hürmetine Allah kullarının tevbesini kabul eder.
Şaban ayında Peygamber Efendimize olan muhabbet ve sünneti seniyeye bağlılık ile bolca selat-u selam getirilerek kullukta zirveye doğru seyredilir. Ramazan ayı ise artık hasat mevsimidir. Tutulan Ramazan orucu, kılınan teravihler, verilen zekât ve sadaka, yapılan Kuran hatimleri müminin ruh iklimini adeta yeniden düzenler; geçmiş yılın kalbi tortularını siler, gelecek yıla hazırlar insanı ayrıca toplumsal yardımlaşmayı, bütünleşmeyi temin eder.
Üç aylar ibadet ayı olmanın yanında eğitim aylarıdır. Milli kültür sistematik şekilde hem yaşanır, hem de gelecek nesillere aktarılır. Geçtiğimiz günlerde Berlinde görüştüğümüz Prof.Grabau; Alman aile yapısı ile Türk aile yapısının mukayesesini yapmıştı. Demişti ki; Almanyada part time annelik, part time babalık, part time evlatlık var. Part time yani belli bir süre boyunca, yarı zamanlı bir iş olarak yapılıyor annelik, babalık ve evlatlık. Toplumun temel taşı olan aile yapısı çürüdü, ciddi manada kan kaybetti demişti.
Bizim ülkemizde özellikle dini atmosferin yoğun olarak yaşandığı zaman dilimlerinde dine ve ibadet hayatına olan saldırıların maksadı aslında insan psikolojisine olmanın ötesinde, toplumsal bütünlüğedir. Toplumu değiştirmek, dönüştürmeye yöneliktir. Yani Türk toplumuna suikast düzenlemektir. Yine son yıllarda ortaya atılan dış kaynaklı radikal İslam, ılımlı İslam gibi yaklaşımlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Bunların gayesi dini tahrif etmek, dolayısıyla dini bütünlüğü bozarak milli bütünlüğe kastetmektir.
Bu konuda toplum olarak ayık ve uyanık olmak zorundayız. Siz değerli okuyucularımızın, Türk milletinin ve İslam aleminin Regaib kandilini ve üç aylarını tebrik eder; devletimizin ebed müddet yaşamasını yüce Allahtan niyaz ederim.
Opr. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi