İşte bu gün o gün abiciğim!
Haktan geldik hakikate gideriz.
Geliş güzelde. gidişi kabullenmez
Ne dilimiz ne gönlümüz.
Aramızda sadece sekiz yaş var.
Oysa yanında nasılda şımarmışım,
Sanki arkama anamı, olmayan babamı
Koca dağı almışım.
Küçücükken nasılda üstlenmişsin
Baba rolünü.
Okul dönüşlerinde bile
Çantanda bana süt ve yağlı ekmek getirirdin.
Sanki evine ekmek getiren baba gibiydin.
Ben Yunus Emreyi, Ömer Seyfettini
Seninle tanıdım seninle sevdim.
Belkide o yüzden seviyorum
Kitapları.
Bana küçükken deniz kızlı bir kitap almıştın.
Küçüktüm yazarını hatırlamıyorum.
Renkli resimlerine baka baka
Sayfalarını koklaya koklaya uyurdum,
13-14 yaşındayken bana bir şiir yazmış göndermiştin.
Türksün müslümansın dahası varmı,
Unutma bunları aman ha bacım.
Senin ak alnından ak olmamalı,
Dağda kar külekte ayran ha bacım.
Yazarını bilmiyorum ama içinde bir sürü öğüt barındırıyordu bu şiir
Ben şiirleride senle tanıdım senle sevdim
Adının anlamını da küçükken bilmezdim
Metin olmak sana çok yakışıyormuş.
Metin olmak çok zormuş abiciğim
Metin olmak için senin gibi kocaman yürekli
Olmak gerekiyormuş.
Sanki beni izliyormuşsun gibi noktalama işaretlerini koymadığım için utanıyorum
Çünkü yeni teknolojide zorlanıyorum abiciğim.
Teknolojinin güzel tarafları şu anki gibi
Duygularımı senin sevdiklerinlede paylaşabilmem
Sen benim aynı zamanda ilk öğretmenimdin.
Küçük tebeşirlerle çiçek saksılarına yazılar yazardık belkide o yüzden çabuk öğrenmiştim
Okuma yazmayı.
Güner Özbalcı