Bütün gazetelerde bulmaca sayfası bazen yarım, bazen tüm bazen de birkaç sayfa olarak verilir. Bazı gazeteler ise özel bulmaca eki verir. Birkaç gazete hariç bütün gazetelerin bulmaca sayfalarını irdelediğimizde; sorulan sorular içerik olarak genelde ya batı kültürünü ya da magazin dünyasını ön plana çıkarır. Bu bulmacalar, bulmaca çözme merakı olan insanlarımızı medyatik olan artist, aktris veya mankenlerin isimlerini ya da yabancı film yapımcılarını, oyuncularını öğrenmeye sevk eder. Bu da televizyonlardaki paparazzi ve magazin programlarına yöneltmektedir insanımızı. Bu yönelme ahlaki çöküntüyü beraberinde getiriyor. Çünkü paparazzi ve magazin programları batı kültürünün hayat tarzını Müslüman Türk Milletine empoze etmektedir. Neler var bu programlarda; neler yok ki, evlilik dışı birliktelik yaşayan mankenler, sinema oyuncuları, ses sanatçıları. Yok, şu manken falan gece kulübünde bu oyuncu ile görülmüş, yok şu oyuncu bilmem hangi otelde bilmem hangi sanatçı ile yakalanmış türünden haberler, magazin programlarını oluşturuyor. Hatta spor camiasının önde isimleri dahi bu programlara malzeme oluyor, falan basketbolcu filan mankenle bilmem hangi oteldeki beraberliğini cep telefonuna kaydetmişte internet sitelerinde yayınlanmış. Fazla derine inemiyorum. Terbiyem müsaade etmiyor anlayan anlıyor.
Bence bulmacaların amacı ile paparazzi ve magazin programlarının amacı aynıdır. Hatta bulmacalar, paparazzi ve magazin programlarına seyirci tabanı hazırlamaktadır. Bulmacalarda işlenen konulardan biri de, yerli diziler, dizilerdeki oyuncuların resimleri yayınlanarak falan tvdeki falan dizinin oyuncusunun adı soyadı, soldan sağa, yukarıdan aşağı gibi sorular soruluyor. Çünkü bu gazetelerin aynı zamanda birer de televizyon kanalları vardır. Bu dizilerin Türk aile yapısındaki yıkımını anlatmaya kalkarsak yazımızın konusu değişir.
İnsanın kendi bilgisini, kültürünü test etmesi güzeldir. Televizyonlarda bilgi ve kültür ağırlıklı yarışma programlarını izlemeyi çok severim. Bazen de kendimi test eder, nereye kadar çıkabileceğimi ölçerim. Genelde bilgi yarışmaları para ödüllü olur. Bu ödüller o kadar yüksek rakamlar ki, bazı yarışmalarda bu rakamlar 500 milyara kadar yükselebiliyor. 500 milyarı kim istemez ki! Ama nedense bu yarışmalarda 500 milyarı alana henüz rastlamadım. Neden mi?
Televizyonlarda yayınlanan bilgi yarışmalarındaki temel mantık, bulmacalardan biraz daha farklıdır. Ama her ikisi de aynı amaca yöneliktirler. Bulmacalarda batı insanının, özellikle gençliğinin yaşam tarzı bizim insanımıza dayatılırken, bilgi yarışmalarında batının edebiyatı, kültürü sanatı dayatılmaktadır insanımıza. Bilgi yarışma programlarında önceleri sorulan sorular birazcık genel kültüre sahip insanların bilebileceği düzeydedir. Para ödülü yükseldikçe batılı bilim adamlarının eserleri, yabancı sinema yapımcılarının eserleri, yabancı edebiyatçıların kitap isimleri, yabancı şarkıcıların albüm isimleri veya bilmem hangi sapkın felsefecinin görüşlerini içeren sorular sorularak, yarışma ağırlaştırılmaktadır. Bu da, insanımızı ister istemez batı kültürünü, edebiyatını, sinema yapımcılarını, felsefecilerini araştırmaya ve öğrenmeye sevk etmektedir. Sadece öğrenmekle kalmıyor, insanımızın o kültürü özümsemesine sebep oluyor bu araştırma. Batı kültürünü özümseyen insanımızda batı hayranlığı ortaya çıkıyor. Batı hayranlığı beraberinde kendi kültürüne yabancılaşmayı onu hor görmeyi aşağılamayı hatta kendi kültürüne düşmanlığı beraberinde getiriyor. İşte bulmaca ve bilgi yarışmaları budan dolayı kültür emperyalizminin ya da kültürel erozyonun ya da kültürel sömürünün nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hâlbuki bu programlarda veya bulmacalarda milli kültürümüze yönelik sorular sorulsa bu kabiliyetler sergiledikleri yetenek ve bilgilerini doğru kullansalar, millet kendi kültürünü öğrenmeye yönelir. Bizde malzeme mi yok? Saymakla bitmez. Bu konuda sayın kültür bakanımız ne düşünüyor acaba
Mehmet İnekçioğlu