İnsan hakkı demek, Allahın bahşettiği, insana faydalı ve ona ait olan doğuştan getirilen kıymetlerdir. Bu haklar Allahu tealanın karşılıksız bahşettiği lütuflardır. Bu haklar ne kimsenin tekelindedir, ne de bu hakları vermek yahut kısıtlamak kimsenin yetkisindedir. Bu hakları Allah verir insanı mükellef tutar.
Mesela, inanmak, din ve vicdan hürriyeti, ibadet hürriyeti, iyiyi kötüyü tercih hürriyeti, mal, can, namus dokunulmazlığı
Vs, hepsi Allahın lütuflarıdır. Hepside insana faydalı ve insanın iyiliği içindir.
Buna göre hayat hakkı, mülkiyet hakkı, aile kurma hakkı, inanma ve ibadet etme hakkı, düşünme ve fikrini söyleme hakkı vardır. Bunlar insan için faydalıdır, insanın kurtuluşuna vesiledir. Bunların her biri İslamda zahiri ve batıni müeyyide ve prensiplerle ve de ahlaki ve vicdani kurallarla teminat altına alınmıştır. (Prof. Dr. Haydar BAŞ Veda Hutbesinde İnsan Hakları 1993 baskı sayfa 232)
Mademki insanın hayat (yaşamak) hakkıdır, o halde insanın yaşaması için gerekli olan ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir, bu ihtiyaçlar sınırlıdır. Bu ihtiyaçların toplamına sosyolojide hayat standardı denir ve bu standartlar dönemin şartlarına göre değişir. Günümüzde Aile kurmak, barınmak, beslenmek, giyinmek, sağlık, eğitim, seyahat, otomobil, motosiklet, günün teknolojik imkânlarından (elektrikli ev aletleri) faydalanmak, haberleşmek (telefon) vs birer ihtiyaçtır.
Bu ihtiyaçları karşılayabilmek için paraya, parayı elde etmek için işe ihtiyaç vardır. Yani çalışan insanın eline geçecek para bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek miktarda olmalıdır. İşte asgari ücret dediğimiz miktar asgari hayat standartlarının karşılandığı miktardır. Eğer çalışan bir işçinin ücreti bu ihtiyaçları karşılayacak miktardan az olursa o miktarı belirleyen kişi ya da kuruluşlar o işçinin hakkını gasp etmiş olur ki buna kul hakkı denir.
Çünkü mademki o işçinin yaşamak hakkıdır yaşamak içinde ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir o halde asgari ücret bu ihtiyaçları karşılayacak miktarda olmalıdır. Aksi halde buna yaşam denmez buna sürünme denir. Peygamberimiz hadisi şerifte işçinin hakkı alnının teri kurumadan verilmelidir buyurmaktadır. Buradaki işçinin hakkından maksat asgari geçim standardıdır, çalışan, kimseye muhtaç olmamalıdır.
Hz. Ömerin halifeliği döneminde bir hırsızlık olayı olur hırsızı yakalarlar hırsızlığın cezası olan had cezasını uygulamak üzere hazırlık yaparlarken içeriye Hz. Ömer girer burada ne yapıyorsunuz der hırsıza had cezası uyguluyoruz ya Ömer derler. Durun bakalım neden hırsızlık yapmış öğrenelim der Hz. Ömer adama sorar neden hırsızlık yaptın adam açtım ya Ömer der. Sen nerede çalışıyorsun? Adam falanca kişinin yanında çalışıyorum. Kaç dirhem yevmiye alıyorsun? Adam iki dirhem der. Hz. Ömer falanca adamı çağırın buraya der, adamı getirirler. Hz. Ömer sorar bu adam senin yanında mı çalışıyor? Adam evet ya Ömer der. Kaç dirhem yevmiye veriyorsun? Adam iki dirhem der. Bundan sonra bu adama yevmiye on dirhem vereceksin eğer on dirhemden az verirde bu adam hırsızlık yaparsa senin elini keserim der. Hırsıza da dönerek bak artık yevmiyen on dirhem oldu bu para senin geçimin için yeterli bundan sora hırsızlık yaparsan elini keserim der. Buradan anlaşılıyor ki İslam suçluya düşman değil suça düşmandır insanları suça sevk eden nedenleri ortadan kaldırır ondan sonra suçluya ceza verir. Bu durumda günümüzde suçlu kim siz karar verin.
Türkiyede yoksulluk sınırı 3000 TL yani ihtiyaçları karşılamak için dört kişilik bir ailenin 3000 TL ye ihtiyacı vardır o halde asgari ücret 3000 TL olmalıdır. Oysa Türkiyede Asgari ücret 600 TL, 600 TL ile bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değil, o halde her asgari ücretliden 2400 TL hak gasp edilmiş oluyor. Şimdi siz bu şablonu bütün gelir seviyesine uyarlayabilirsiniz. Mesela memursanız geliriniz 1200 TL ise 1800 TL gasp edilmiş, eğer öğretmenseniz geliriniz 1500 TL ise 1500 TL gasp edilmiş, eğer polis iseniz ve geliriniz 2000 TL ise sizden de 1000 TL gasp edilmiştir. Çitçi, esnaf, emekli, işsiz bunların halini siz değerlendirin yani yaklaşık 70 milyonun hakkı gasp ediliyor.
Belki bana, çok abarttın ülkemizin şartları 3000 TL asgari ücreti karşılayamaz diyenler olabilir. Onlara derim ki bir ülkede haftada bir milyar iki yüz milyon dolar faiz veriliyorsa tabiî ki verilemez. Eğer bir ülkenin ekonomisi uluslar arası tefeci kuruluşlara teslim edilmişse tabiî ki verilemez. Yeraltındaki üç katrilyon dolar değerindeki madenler özelleştirme bahanesiyle yabancı şirketlere ve yandaş kuruluşlara peşkeş çekilirse tabiî ki verilemez. Kısacası sömürgeci liberal kapitalist mantıkla tabiî ki verilemez
Bunun verilebilmesi için milli ve manevi bakış açısı şarttır. Ne demişti BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ asgari ücret en az 3000 TL olacak, neden çünkü 3000 TL nin azı hak gaspıdır kul hakkıdır. Efendim nereden verecek, nasıl verecek diyeceğine yerli yabancı dünyaca ünlü iktisatçıların ve ekonomistlerin takdir ve tasdik ettiği Milli Ekonomi Modeli ile Sosyal Devlet Milli Devlet Projesi kitaplarını açta bir oku bak nerden verecekmiş nasıl verecekmiş en azından öğrenmiş olursun. Atalarımız ne demiş bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.
Mehmet İNEKÇİOĞLU
minekcioglu@hotmail. com