Anadolu medeniyetin beşiği, Anadolu orta doğunun incisi, Anadolu peygamberler diyarı, Anadolu yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile dünyanın gözde ülkesi. 1071 Malazgirt meydan muhaberesi ile Selçuklu hükümdarı sultan Alparslan cennet mekân tarafından Anadolu kapısı Türklere açıldı.
Selçuklular döneminde Ana dolunun her şehrinde, her beldesinde, her karışında Türk İslam medeniyeti gergef gergef işlendi. Evliyaullah, hak dostları, gönül dostları, gerek komşuluk ilişkileri gerek ticari ilişkileri gerekse toplumsal ilişkileri, yaşayışları ve halleri ile halkı gayrı Müslim olan Anadolu insanına insanlığı ve medeniyeti öğretti.
İnsanlar bu güzellik karşısında eridi yok oldu insan oldu ve insanlar fevç fevç Müslüman oldular. Bu insanlar can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini, adaleti, insan haklarını, hürriyeti doya doya yaşadılar.
1453 Fatih Sultan Mehmet Hanın İstanbulu fethinden sonra Türk-İslam medeniyeti Avrupanın içlerine ta Viyanaya dayandı. Haçlı dünyası Kilisenin organizasyonunda, bugün olduğu gibi Papanın önderliğinde Müslüman Türk Milletini Anadoludan çıkarıp Orta Asyaya göndermek için 13 ayrı Haçlı Seferi düzenledi. Her Haçlı seferi ecdadımızın iman dolu göksüne çarparak geri döndü.
Son olarak Osmanlının parçalanmasından sonra Anadolunun her tarafı, Hıristiyan batı dünyası (Bugünkü AB ülkeleri) tarafından işgal edildi. Tam işi bitirdik derken, Allah bu millete Atatürk ve arkadaşlarını gönderdi. Kuva-yi Milliye Hareketi ile bu millet İstiklal mücadelesini vererek bağımsızlığını kazandı.
1071 Malazgirt Meydan Muhaberesinden, 1923 İstiklal Savaşına kadar Anadoluda yaşamak için hep bedel ödedik. Bedelimiz de canımız oldu. Bu vatan toprağının her karışında şehit kanlarımız fışkıracak seviyededir. Batı dünyası Müslüman Türk dünyasını Anadolu coğrafyasında hazmedemedi hazmedemiyor. Bütün oyun düğün bu milleti ecdadımızın kanıyla sulanmış bu vatan toprağından çıkartmaktır.
Gerek AB Uyum Yasaları, gerekse Dinler Arası Hoşgörü ve Diyalog çalışmalarının organizatörleri Vatikan, Papa ve Siyonist dünyadır, uygulayıcısı da 1960 yılından bu yana politikasını ABye kilitleyen siyasilerdir. Dün 13 Haçlı Seferinin mantığı ne ise bugün AB Uyum yasaları ve Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü mantığı aynıdır. Bir farkla bugün uygulayıcılar yerli.
Artık bu milletin ayıkması gerekmektedir. Tarihini bilmeyenler geleceklerine yön vermezler. Çünkü tarik tekerrürden ibarettir. Medeniyetler çatışması halen devam etmektedir. Bu çatışma Hak-Batıl çatışmasıdır. Hak Türk-İslam Medeniyeti, Batıl da Hıristiyan Haçlı ve Yahudi Siyonist Medeniyetidir. Bu çatışma, kıyamete kadar devam edecektir. Bunu aklımızdan çıkarmayalım.
2001 Mayısında İstanbul Çağlayanda yapılan mitinginde Prof. Dr. Haydar Baş aynen şöyle konuştu:
Bu millet tarih boyunca bu vatanda yaşamak için bedel ödedi. En son bedel Kurtuluş Savaşı olmuştur. Sadece Çanakkalede 250 bin Şehit verdik. Eğer ayıkmazsak, kendimize gelmezsek bir Kurtuluş Savaşı daha vermek zorunda kalabiliriz
ABD ve AB politikası ve dinler arası diyalog (misyonerlik) çalışmaları, Müslüman Türk Milletini Anadoludan çıkartma ve Türk-İslam Medeniyetini yok etme faaliyetidir. AB tek hedefimizdir. ABD stratejik ortağımızdır. Dinler arası diyalog hükümetimizin misyonudur diyen hem AKP Hükümetini ve Başbakanını hem AB, ABDci siyasileri hem de diyalogcuları uyarıyoruz. Gittikleri yol çıkmaz sokak, kendilerinin ve milletin istikbal ve istiklali ile oynamaktadırlar. Bunun bedelini dünyada ve ahrette ağır öderler. Çünkü bir Molla Kasım muhakkak gelecek sizi hesaba çekecektir.
Mehmet İnekçioğlu