Atatürkün gençliğe hitabesi çağlar üstü niteliğe sahiptir. Atatürk gençliğe hitabesinde, 1919 Türkiyesinin halini arz ederken Türk milletinin bağımsızlık ve cumhuriyetine kasteden düşmanların o dönemin teknolojik üstünlüğe sahip süper devletler olduğunu, cebren ve hile ile bütün kalelerin zapt edildiğini, bütün ordularının dağıtıldığını, bütün tersanelerine girildiğini ve memleketin her köşesinin bil fiil işgal edildiğini anlatır. Memleketi idare eden siyasilerin gaflet, delalet ve hatta ihanet içinde olduklarını, hata o günkü siyasilerin şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleri ile birleştirdiklerini söylemektedir. Milletin fakir ve zor durumda yorgun ve takatsiz olduğunu dile getiren Atatürk, bütün olumsuzluklara rağmen mücadele ederek Türk milletini Kuva-yi Milliye ruhuyla bir araya getirip milli mücadele neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurduğunu, bunun için gerekli olan gücü ve kuvveti damarlarındaki asil kandan aldıklarını bütün dünyaya haykırmaktadır
2007 Türkiyesinin şartları 1919 Türkiye sinin şartlarına ne kadarda benziyor değil mi? Etrafımız ateş çemberine döndü. Lozan da güneydoğu sınırlarımızı kabul etmeyen ABD güney doğuda komşumuz oldu. ABD işgalindeki Irak kan revan içinde. Filistin 60 yıldan beri İsrail zulmü altında inim inim inliyor. ABD İranı işgal etmek için fırsat kolluyor. Kıbrıs AB ye girmek için elimizden çıkartılıyor. Egedeki kırmızıçizgilerimiz çiğnendi. Kuzey Iraktaki kırmızıçizgilerimiz yeşile boyandı. Süleymaniyede askerlerimizin başına çuval geçirildi. Fener Rum patriğine ekümenik (din devlet başkanı) sıfat yüklendi. Sözde ermeni soykırım karar tasarısı batılı dostlarımız ve stratejik ortağımız tarafından kabul ediliyor. Sayın Başbakan içinde Türkiyenin de bulunduğu 22 İslam ülkesinin haritasının değiştirileceği Büyük Ortadoğu projesi (BOP) nin eş başkanı olduğunu söylemektedir.
Petrol ofisi, Telekom, Pektim, Tedaş, Tekel, Demirçelik, kâğıt sanayi gibi devletin gelir getiren bütün kurumları özelleştirme adına yabancılara ve ya yabancıların taşeronluğunu yapan yerli şirketlere satılmıştır. Birçok bankalar yabancı bankalara devredilmiş, yeraltı kaynaklarımız küresel sermayenin dünya devlerine komik rakamlara peşkeş çekilmiştir. Bu kadar özelleştirmeye rağmen devletin iç ve diş borcu eksilmeyip artarak 465 milyar dolara ulaşmış ve devlet borçlarına karşılık yılda 130 katrilyon faiz ödemeye mahkûm edilmiştir. Resmi olmayan rakamlara göre işsiz insan sayısı 19 milyonu bulmuştur. İşi var gibi görünen çiftçi, hayvancı, balıkçı, ormancı, esnaf iş yapamadıkları için işsizdirler. KESKin son raporuna göre ülkede yoksulluk sınırı 2,285 YTL, açlık sınırı 825 YTL dir, asgari ücret ise 405 YTL dir. Ülkede milyonlarca insan, hatta üniversite mezunları asgari ücretle iş bulamıyor.
Hülasa Türkiye diş politikada ABD ye, iç politikada AB ye ekonomide IMF ye istihbaratta CİA ve MOSSAD a, Diyanette ise bazı konularda dinler arası diyalog
İşte böyle bir dönemde, namüsait şartlarda bir Türk delikanlısı çıkıyor damarlarındaki asil kandan aldığı güçle haykırıyor manda ve himaye kabul edilemez, ne ABD, ne AB, ne de IMF, illa da bağımsızlık illa da bağımsızlık diyor.
BTP lideri Prof. Dr. Haydar BAŞ milli ekonomi modeli ve sosyal devlet projesi ile ve de ülkenin dört bir yanına dağılmış muhteşem kadrosu ayaklarında demir çarıklarla il il, ilçe ilçe, köy köy dolaşarak ikinci kuva-yi milliye hareketi ile halkımızı ayık olmaya yaklaşan tehlikeye karşı uyarmaya çalışıyorlar. Ve bunda da başarılı oluyorlar onları candan kutluyorum. Mütareke basını ne kadar gizlerse gizlesin millet kurtuluşun adresini artık görüyor. Sahi mütareke basının anketlerinde %23 diğerleri dedikleri sizce kimdir?
Mehmet İnekçioğlu.