BTP Genel Başkanı Prof Dr Haydar Başın Devlet ile Milleti, Asker ile Sivili tek bilek tek yürek yaparak milli birlik ve beraberlikle kâinat devleti olma yolunda az zamanda uzun mesafeler kat etmesi bazı art niyetli çevreleri rahatsız etmiştir. Yıllarca bu milleti sağcı-solcu, laik-anti laik diye bölen, Devlet- millet, Asker- sivil düşmanlığını körükleyen Atlantik ötesi güdümün etkisinde kalan bu çevreler asılsız ve mesnetsiz iddialarla Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktadırlar.
AKP Hükümeti Milleti ve Devleti ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve hukuki olara iflas noktasına getirmiştir. Tarım çökmüş, hayvancılık bitmiş, esnaf siftah etmeden dükkân kapatır hale gelmiş, emekli aldığı maaşla, ayın ilk haftasında parasız kalmıştır. Memur açlık sınırındaki maaşıyla yaşam savaşı veriyor. İnsanların %60i açlık sınırının altında %30 da yoksulluk sınırının altıda yaşamaktadır Üniversite mezunlarının 380 milyon asgari ücretle iş bulamadığı bu ülkede sözde dindar kadroların oluşturduğu bu hükümet döneminde 40 bin kilise evi açılmıştır. Diyanet Senin açıklamasına göre 45 bin civarında gencimiz Hıristiyan olmuştur. Nüfus kağıtlarından dini İslam ibaresi kaldırılmıştır.. Medyanın desteği ile Müslüman kadınların Hıristiyan erkeklerle evlenmesini topluma normalmiş gibi yansıtmaktadırlar. Bana kalsa24 saatte heybeli ada ruhban okulunu açarım diyen bir milli eğitim bakanımız var İlköğretim okullarındaki 7 sınıfın din kültürü kitabının 113 sayfasında, günümüze kadar gelen ilahi dinlerin üç olduğunu ve bunların Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık olduğu vurgulanmaktadır. Türk milletinin tarihinde resmi olarak kilise açan ilk başbakan sayın tayip ERDOĞANDIR dır.
Yabancıların mülk edinme yasası ile kan ve can verilerek kazanılan ülke topraklarının 1/7i tapu üzerinde satılmış 1/7side yabancılara 49 veya 99 yıllığına kiraya verilmiştir. Tekel, Telekom, pektim Tedaş, Demir çelik vb gibi devletin gelir getiren kurumları özelleştirme adı altında yabancılara peşkeş çekilmiştir. Bu anlattıklarım ana başlıklar halindedir bunların içini doldurmaya kalkışsak sayfalar bize yetmez hele ülkenin diş politikasında yaşadığımız hezimet cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyuttadır. Kerkükte 11 Askerimizin başına çuval geçirilmiştir,(aslında o çuval 70 milyon Türk milletinin başına geçirilmiştir). Çuval geçirme olayına sayın başbakan dahil hükümetten hiçbir kimse etkili bir tepki göstermemiştir. Bütün bunlar ABD ye şirin görünmek ve Hıristiyan birliği olan AB ye girmek uğruna yapılmaktadır..
BTP Genel Başkanı Prof Dr Haydar BAŞ bu tehlikeleri görüp yıllardır Devleti ve milleti ayıktır maya çalışmıştır. Sayın BAŞ Türkiyenin sorunlarını tespit etmekle kalmamış, çözüm yollarını da göstermiştir. Bütün siyasilere bu sorunları ve çözüm yollarının plan ve programını onlarca klasörler halinde sunarakgelin bunları siz yapın ben size destek olayım siz baş olun ben ayak olayım yeter ki ülke kurtulsun teklifini götürmesine rağmen sayın Baş red edilmiştir. Vatan, millet ve devlet kolay kazanılmıyor. Kurtuluş Savaşında canımızı, kanımızı vererek kazandık bu vatanı ve uzun mücadelelerle kurduk devletimizi. Şimdi etrafımızdaki ateş çemberine baktığımızda bunun ne kadar zor olduğunu daha iyi kavramaktayız.
Vatanımıza göz diken düşmanlar, Atlantik ötesi güçler ve AB üyesi ülkelerdir. Şimdi bu güçler Devletimizi yıkıp vatanımızı elimizden alıp bizi köle yapmak, köleliği kabul etmeyenleri de imha etmek istiyorlar aynen 85 yıl önce olduğu gibi. Bu güçler, yıllarca devlet ile milleti, asker ile sivili birbirine hasım yapmaya çalışmış ve kısmen başarılı olmuşlardır. Yıllarca dindarlık adına devlet ve asker düşmanlığı körüklenmiş, ilericilik adına da devlet milletin değer yargılarına hasım hale getirilmiştir ülke bölünmenin ve parçalanmanın eşiğine getirilmiştir. Bu hale gelişimiz belli bir süreç dahilinde olmuştur. Bu süreçte maalesef siyasilerimiz uyguladıkları alelade politikalarla ülkenin bu hale gelmesinde etkin rol almışlardır.
Milletin umudu tükenmiş dara düşmüş kendi güvenini kaybetmiş bizden adam olmaz biz kendimizi idare edemeyiz biz bittik biz tükendik düşüncesine kapılmıştır. Çünkü millet AKPye ve Tayip Erdoğana çok güvenmişti. Maalesef milletin güvendiği dağlara karlar yağmıştır. İşte böyle bir dönemde, vatanını, milletini, devletini seven, milli ve manevi değer yargılarına sahip çıkan, akıllı, cesur yiğit bir lider, öz be öz Türkoğlu Türk olan BTP Genel Başkanı Prof Dr Haydar BAŞ ortaya çıkıyor. Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak ve ne ABD ne AB ne İMF tek çözüm Bağımsız Türkiye diyor. Haydar BAŞ, Kavga değil barış, bölme değil bütünleme, nefret değil sevgi parolasıyla devlet ile milleti, asker ile sivili tek bilek tek yürek yaparak birlik ve beraberlik mesajı verip toplumun bütün kesimini kucaklayan baba şefkati ile geliyor. BTP genel başkanı Haydar BAŞ ın Türk devletini kainat devleti, Türk milletini de kainat milleti yapacak plan ve programlarına, birlik ve beraberlik mesajlarına toplumun bütün kesimlerinden olumlu yanıtlar geldikçe dostlarımız sevinip düğün bayram yapıyorlar. Ülkemiz üzerinde sinsi hesapları olan düşmanlarımız çatır çatır çatlıyorlar ve yüreklerini korku kaplıyor. Birlik ve beraberlikten rahatsız olarak bazı mesnetsiz ve asılsız iddialar ortaya atıyorlar.
İddia sahipleri iddiasında, Askerle milleti ayırmış, , Asker ile sivili hasımmış gibi göstermiştir. Unutulmamalıdır ki, bu asker bu milletin içinden çıkmaktadır, asker bu milletin askeridir ve bu millet asker millettir.onun için asker neyse millet odur veya millet neyse asker odur. Yüce Türk Milletinin oluşturduğu TBMM Anayasayı oluştururken TSKye Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, içeriden ve dışarıdan gelecek her türlü tehdit ve tehlikelere karşı koruma ve kollama görevi vermiştir.
Askerin bahsettiği irtica ya gelince, Askerin bahsettiği irtica vatanını, milletini, devletini seven, samimi mütedeyyin Müslümanlar değildir. Bahsedilen irtica ABD güdümlü din kisvesi altında vatanı ve milleti bölüp parçalayıp bağımsızlığını elinden alıp, ülkeyi ABD veya ABye bağlamak isteyen Müslüman görünümlü insanlardır. Bu insanlar, Papalık Konseyi misyonu nun bir parçası olduklarını 09 Şubat 1998 yılında yazmış oldukları mektupla Vatikanda Papaya deklere etmişlerdir. Bu misyon dinler arası diyalog misyonudur. Dinler arası Diyalog Müslüman Türk milletinin Hıristiyanlaştırılmasıdır. Sayın Başbakan AKP hükümetinin dinler arası diyalog misyonun hükümeti olduğunu defalarca söylemiştir. Zaman zaman bu misyonu medeniyetler arası ittifak söylemleri ile dile getirir, kısacası AKP Hükümeti dinler arası diyalog misyonunun siyasi ayağı olmuştur. Hükümetin çıkardığı AB uyum yasaları hep bu istikamette olmuştur. Uyum yasaları çıktıktan bu yana Türkiye misyonerlerin cirit attığı bir ülke haline gelmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş birlik ve beraberlik mesajı vererek, milletine, devletine, askerine, siviline, polisine, çiftçisine, çöpçüsüne, memuruna, emeklisine ve esnafına sahip çıkmasından rahatsız olmak kadar nasipsizlik olabilir mi? Milletimiz BTP Genel Başkanına sahip çıkmıştır. Haklılığı millet tarafından kabul görmüştür, umarım bunu şu ana kadar göremeyenlerde görür.
Mehmet İnekçioğlu