Bir milletin varlığını sürdürebilmesi için, dostunu, düşmanını iyi tanıması gerekir. Dostun dostluğunu nasıl anlayacağız. Bizim malımızda, canımızda, namusumuzda, vatanımızda gözü olmayan milletler dostumuz; gözü olanlarda düşmanımızdır. Biz kimseye düşmanlık duygusu beslemeyiz çünkü bizim inancımızda, kültürümüzde can, mal, namus, inanç, vatan mukaddestir. İnancı ne olursa olsun insanların bu değerlerine saygı göstermek zorundayız.
Ancak batı dünyası bizim değer yargılarımıza karşı düşmanca tavır sergilediğinden kendimizi korumak zorundayız. Yaklaşık bin yıldır, Hıristiyan batı dünya 13 Haçlı Seferiyle bizim malımıza, canımıza, namusumuza, inancımıza ve vatanımıza tecavüz etmişlerdir. Son olarak bundan 85 yıl önce Anadolunun dört bir yanını işgal etmişlerdi. Biz doğal olarak vatan savunması yaparak M. Kemal Atatürkün liderliğinde Kuva-i Milliye hareketi başlattık ve bağımsızlığımızı kazandık. İstiklal ve istikbalimizi devam ettirebilmemiz için batı dünyasının bizim üzerimizdeki düşmanca tavır ve düşüncesini unutmamamız gerekir. Yani biz, düşmanımızı dostumuzu bilmek zorundayız. Batı dünyası bizi düşman ilan ettiği için düşmanımızdır.
Son günlerde ABD ve ABnin İran üzerindeki baskıları artarak devam etmektedir. İran nükleer silah yapıyormuş onun için BM 5 daimi ülkesi tarafından BM Güvenlik konseyine sevk edilme kararı verildi. Bahane neymiş, İran nükleer silah sahibi olursa dünya barışı tehlikeye girermiş. Allah aşkına şu dünyada barışı yakalayabildik mi? barışı tahsis edecek olan batı dünyası dünyanın dört bir yanında kan akıtıyor.(Irak, Afganistan, Bosna, Filistin vb.) İslam ülkelerinde olduğu gibi.
Gâvur gâvurluğunu her zaman yapar, yapması da normaldir. Bizi endişelendiren konu başkadır. Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan basın toplantısında İrandaki nükleer gelişmeler bizi endişelendiriyor dedi. Sözcü; Dışişleri Bakan sözcüsü, düşünce; Dışişleri Bakanı Abdullah Güle aittir. İrandaki nükleer gelişme Abdullah Gülü endişelendiriyormuş. Gülsünler Sayın Gül, İsraildeki 200 adet nükleer başlıklı füzeler, ABDdeki sayısını bilemediğimiz nükleer başlıklı füzeler yine Rusyadaki sayısı bilemediğimiz nükleer başlıklı füzeler sizi rahatsız etmiyor da İrandaki nükleer gelişme mi sizi rahatsız ediyor? Aslında İrandaki nükleer gelişme ABD ve İsraili endişelendirmektedir. Aynı Bush ve Şaron gibi konuşuyorsunuz. Siz ABD ve İsrail gibi düşünüyorsunuz ama millet sizin gibi düşünmüyor.
500 yıldan beri Türk Milleti ile İran arasında hiçbir düşmanca tavır olmadı, olması da mümkün değil. Çünkü aynı inanca sahibiz. İranı savunacak durumda değilim. Ama bir realiteyi de ortaya koymanın zamanı geldi geçiyor bile.
Yahudi inancına göre Arzu Mevut ( vaat edilmiş Topraklar) diye bir inanç var. Fırat ve Dicle havzası ile Nile kadar olan bölgeyi almak ibadettir. Bu büyük İsrail projesidir. Bugün bunun yeni adı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak karşımıza çıkmaktadır. ABDli Yahudi işadamları, global sermaye ABD siyasetini bu inanca göre yönlendirmektedir. Bölgede bu projenin hayata geçmesi için iki büyük devletin (Türkiye ve İran) nın kontrol altına alınması, ortadan kalkması gerekmektedir.
Bundan 2 yıl kadar önce BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bir konuşmasında şunları söyledi:
Ortadoğuda devlet geleneği olan iki köklü devlet vardır. Biri Türkiye, diğeri İran dır. ADB ve batı dünyası bu iki ülkeye saldırıyı göze alamaz. Benim tahminim bu iki ülkeyi birbirine vurduracak olmasından endişe duyarım
Bu kadar kısa bir süredeki gelişmeler bu görüşün tam isabetli bir görüş olduğunu ortaya koyuyor. Dışişlerinin yaptığı açıklama buna bir delildir. ABD ve İsrail bizi İranla karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Dışişlerinin açıklamaları onların istediği gibi gelişiyor.
Şimdi bir düşünün ABD ve İsraille birlikte Türkiye İranla vuruşursa daha sonra ABD ve İsrail arkadan çekilir, İranla bizi baş başar bırakıp, bir de içerde Kürt kozunu kullanıp Kürt- Türk kavgası başlarsa halimiz nice olur. Ben söyleyeyim, bölünür parçalanır yok olur gideriz. Bu bir komplo teorisi değildir. Parçaları bir araya getirdiğimiz zaman manzara ortaya çıkıyor. Bunu görmemek için kör olmak gerekir. Ne diyelim Allah görmeyi nasip eylesin
Mehmet İnekçioğlu