22 Nisan 2013 tarihli yazımızda toplumun kırılma noktasından bahsetmiştik. Bu kırılma noktalarını özetle söylersek şunlardı. Vatan, millet, bayrak, din, devlet ve bağımsızlık ruhudur, bunlar milletin hassasiyetlerindendir. Türk milletinin tarihine baktığımız zaman kim bu değer yargılarına dokunmuşsa Türk toplumunun şiddetli tepkisi ile karşılaşmıştır.
Geçtiğimiz günlerde işim gereği Adana’daydım, gece orada kalmam gerekiyordu, kaldığım otel Adana’nın merkezinde 5 Ocak meydanının yakınındaydı, saat 9,30–10,00 sıralarıydı, otel işletmecisi olan Hüseyin beyle sohbet ediyorduk ki, caddeden bir uğultu sesi duyduk. Hüseyin beyle caddeye doğru yürüdük birde baktık ki ileriden beri müthiş bir insan seli geliyor. Cadde bizim Kilis’in cumhuriyet caddesi genişliğinde, insanlar caddenin her tarafını doldurmuş sel gibi akıyordu, bu geçiş yaklaşık yarım saat sürdü, tahminime göre 80 bin ile100 bin arası kalabalık vardı.
Kalabalığın yapısına baktığımda şunları gördüm, genç kadın ve genç erkekler, orta yaşta kadın ve erkekler, ileri yaşta kadın ve erkekler, çocuklar, işçisi, memuru, emeklisi, esnafı, sanatkârı, Alevi’si, Sünni’si, Arap’ı Kürt’ü Türk’ü velhasıl toplumun bütün kesimi ayağa kalmış yürüyordu. İnsanlar guruplar halinde aynı ortak sloganı atıyordu, HÜKÜMET İSTİFA. Bunlar herhangi bir illegal örgüt değil, marjinal gurup hiç değildi. Bunlar gündüz işlerinde çalışıyorlar gecede hükümetin icraatlarına karşı tepkilerini ortaya koymak için sokaklara dökülüyorlardı.
Gezi parkı olayı toplumun sabrının taştığı, fitilin ateşlendiği olaydır. Yoksa İstanbul’daki Gezi Parkı olayının Adana’yla, Ankara’yla, İzmir’le, Antep’le, kısacası Türkiye’nin dört bir yanıyla ne alakası var. Halk, hükümetin uyguladığı ekonomik, siyasi, kültürel, hukuki vs. politikalara karşı topyekûn tepkisini ortaya koymuştur.
Şundan eminim ki yürüyenlerin büyük bir çoğunluğu geçmiş dönemlerde ak partisine destek verenlerden de olabilirler. Bu milletin sağı solu hiç belli olmaz, bir bakarsın % 45 alan bir partiyi % 1 e, %1 alan bir partiyi de % 45 e çıkarabilir. Bu milletin oyu hiçbir partinin cebinde garanti değildir, Türk siyasi tarihinde bunun örneklerini çok gördük, ANAP, DSP, DYP, CHP de olduğu gibi.
Ayrıca bu yürüyüş herhangi bir partinin de organizasyonu hiç değildir. Ama bu yürüyüşleri herhangi bir parti sahipleniyor gibi gösterilmeye çalışılıyor olabilir. Belki bunların arasında illegal örgüt mensupları da olabilir, benim gördüğüm manzara bunların hiç biri değildir. Bu yürüyüş tamamen milletin ayağa kalkması neticesinde olan yürüyüştür.
Milletin ayağa kalkmasının sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Yaklaşık 11 yıllık Ak Partisi iktidarı döneminde bu millet işsiz kaldı, aşsız kaldı tabiri caizse kuru soğana muhtaç olmuştur.
2- Son bir yıla yakın zamandan bu yana İmralı süreci adı altında terör örgütünün elebaşı olan Öcalan’la yapılan müzakereler halk nezdinde tepki görmeye başladı.
3- Bazı devlet kurumlarındaki tabelalardan T.C ibaresinin kaldırılması da halkın tepkisini çekmiştir.
4- Diyarbakır’da BDP tarafından düzenlenen mitingde Öcalan’ın mektubu okunurken orada bulunanların Öcalan lehine slogan atmaları ve miting de Türk bayrağının bulunmayışı da halkın tepkisini çekmiştir.
5- TSK mensuplarının terör örgütü suçlamasıyla Silivri ceza evine konulması, teröristlerin Silopi de davulla zurnayla karşılanması toplumda tepkiyle karşılanmıştır.
6- Sayın Başbakanın akil insanlar vasıtasıyla terörle yapılan müzakereleri Türk toplumuna hazmettirmeye çalışması tepkiyle karşılanmıştır.
7- Reyhanlı’daki patlamada resmi rakamlara göre 52, resmi olmayan rakamlara göre ise 175 olarak belirtilen, ölen insanlardan dolayı oluşan tepki
8- Hayvancılığın ve tarımın çökmesi, küresel sermaye karşısında küçük esnafın bitmesi, sanatkârın yok olması, işçinin, memurun, emeklinin geçim darlığı yaşaması vb. ekonomik olumsuzluklar toplumun tepkisini çekmiştir.
Gezi parkı olayı halkın sabrının taştığı son nokta olmuştur, yanı toplumun kırılma noktası olmuş ve Türk milletini ayağa kaldırarak caddelerde yürümesine neden olmuştur. Yani Gezi Parkı olayı yürüyüşün bahanesidir. Hiç kimse bu toplumsal tepkiyi farklı bir şekilde yorumlayarak toplumu yanıltmaya kalkışmasın.
Muhalefet partilerinden özellikle CHP bu tepkiden kendisi için siyasi rant peşine düşmesin. CHP nin siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel politikaları AKP’nin politikaları ile aynı paralelde ikisi de ABD’ci ikisi de AB’ci birbirlerinden hiçbir farkları yoktur. Zaten MHP ile AKP bu yürüyüşlere aynı pencereden birlikte bakıyorlar ve birbirlerine yakın açıklamalar yapıyorlar.
Mehmet İNEKÇİOĞLU [email protected]