Çalışmak hayatın bir parçasıdır. İnsanın hayatını devam ettirebilmesi, maddi ve manevi gereksinimlerini karşılayabilmesi ve psikolojik yönden rahatlaması için çalışması şarttır. Çalışmayan insan hem kendine hem de topluma yük olur. Atasözü ne güzel söylenmiş: “Herkim kazanmazsa ekmek parası, dostunun yüzkarası olur düşmanın maskarası.”
Peki, çalışmaktan maksat nedir. Gelin isterseniz biraz bunun üzerinde duralım. Çalışmanın bir amacı olur, bu amaç kazanmaktır, eğer siz bir işi yaparken kazanacağınıza inanmazsanız o yaptığınız işte başarılı olmanız mümkün değil. Demek ki başarmak için çalışmak, çalışmak içinse inanmak şarttır.
Yapılan bir işten sonuç alabilmek için daha çok, verimli çalışmak esas olmalıdır. Ceyhan da marketler zinciri işletmecisi olan bir arkadaşın bürosunda sohbet ediyoruz duvardaki veciz bir söz dikkatimi çekti “Ne kadar çok çalıştığına değil, ne kadar verimli çalıştığına bak”. Tabiî ki bu arkadaş işçi çalıştırıyor, sordum anlamı nedir. Dedi ki “bize çok çalışan değil verimli çalışan adam lazım.”
Mesela: Odun kırmasını bilmeyen bir adam bir odun parçasına 100 kğ kuvvetle yirmi balta indirse beklide odunu kıramaz, ama bir oduncu aynı odunu 50 kğ kuvvetle beklide bir vuruşta kırabilir neden, çünkü oduncu baltasını odunun neresine vuracağını çok iyi biliyor da ondan. Oduncu bir misaldir, demek ki hangi iş yapılacaksa o iş ehline verilmelidir.
Şimdi yukarıdaki cümleye bir eklemede daha bulunarak tersinden okuyalım. Yapılan bir işte başarılı olabilmek için sonuçta kazanılacağına inanmak şarttır. Yetmedi kazanmak için verimli çalışmak lazımdır. Verimli çalışmak için plan, program dâhilinde işi bilen insanlarla istişare etmek gerekir.
Bütün bu unsurlar yerine getirildikten sonra önemli bir unsur daha var ki oda azim ve sabırdır. Bazen insanın bir işten sonuç alabilmesi zamana ihtiyacı vardır. Mesela: Pazarlamacısınız, herhangi bir bölgeye herhangi bir ürünü satacaksınız, o bölge esnafının sizi, sizinde o bölge esnafını tanımanız için belki de uzun bir zamana ihtiyacınız olacaktır. Bu süre içerisinde sizin hem azme hem de sabra ihtiyacınız olacaktır.
Zaten bir ürünün bir bölgede satılabilmesi için şu şartların oluşması gerekir. 1- Satılan ürüne bölge halkının ihtiyacı olması gerekir. 2- Ürün kaliteli olmalı. 3- Fiyatı uygun olmalı 4- Satıcı işi bilmeli. Eğer bir ürün bir bölgede satılmıyorsa yukarıdaki dört unsurdan birinde eksiklik veya hata vardır, şunu unutmayalım her ürünün muhakkak bir alıcısı çıkar.
Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş bu konuda şöyle buyururdu: “Evladım satılmayan ürün yoktur, satamayan satıcı vardır”. Gerçektende öyle değil mi? Etrafınıza bakın bazı insanlar vardır tenekesini altın diye satar kimi insanlarda vardır elindeki altını satamaz.
Bu söylediklerimiz esnaflıktan sanatkârlığa, hayvancılıktan tarıma, ticaretten pazarlamacılığa, kurum idareciliğinden şirket idareciliğine, sosyal ve kültürel faaliyetlerden siyasete kadar bütün çalışma sahaları için geçerlidir.
Tekrar edelim, yapılan bir işten sonuç almak için inançlı, sabırlı ve azimli olarak verimli çalışmak gerekmektedir. Belki de batılıların bilim ve teknolojilerdeki başarılarının sırrı burada yatmaktadır.
Mehmet İNEKÇİOĞLU
minekcioglı@hotmail.com