Atatürk’le ilgili;1881 yılında doğduğu annesinin adının Zübeyde, babasının adının Ali Rıza Bey olması, okuduğu mektepler, 1938 yılında ölmesi gibi bilgilerden başka ne biliyoruz? Bir düşünelim!
Mesela; Atatürk’ün sivil hayatını onun cesaretini kahramanlığını liderliğini milli ve manevi değerlere bağlılığını bize ne kadar öğrettiler?
Atatürk’ü anlamak Atatürk’ten önceki dönemi de bilmeği gerektirir. İsterseniz o döneme biraz değinelim.
Osmanlı Devleti Karlofça antlaşmasından(1699) sonra gerileme dönemine girmiş padişah III. Selim döneminde yapılan ıslahat faaliyetleri bir netice vermemiştir.1789 yılında Fransız ihtilali’nin çıkmasıyla dünyadaki sanayi ve ilmi gelişmeler yön değiştirmiştir. Bütün dünya ülkelerinin etkilendiği Fransız İhtilalı’nın çıktığı o dönemde “hasta adam” olarak bilinen Osmanlı Devleti kendini kurtarma çabası içerisine girmiş gelişen bu değişmeleri takip edememiş geri kalmıştır. Osmanlı Devleti her geçen gün toprak kaybetmiş, parçalanmanın eşiğine gelmiştir. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya gibi birçok ülkeler Osmanlı toprakları üzerinde pazarlık yapmaya paylaşım projeleri hazırlamaya başlamıştır. Sömürgede yarışan topraklarını büyütmeye çalışan bu ülkelerin birbirleriyle anlaşamaması sonucu I.Dünya Savaş’ı başlamış en büyük darbeyi Osmanlı almıştır. İmzalanan Mondros Anlaşma’sıyla Osmanlı Devleti fiilen sona erme noktasına gelmiştir.
Bu sırada kurulan Zaralı Cemiyetlerin bir kısmı İngilizlerin himayesi altına girmeyi, bir kısmı halifeliği çözüm olarak görmüştür. Azınlıkların oluşturduğu cemiyetler ise Federal Osmanlı planları kurmuştur. Bir yandan da Osmanlı içten çökertilmeye çalışılmış birçok ajan devlete paşalık yapmıştır.
Ülkenin kıvrandığı bu dönemde Anadolu harekâtı olan Kuvay-i Milliye(milli direniş)ışığı yanmıştır. Bu ışığı da Mustafa Kemal yakmıştır. Kars’tan Trakya’ya, Antep’ten Urfa’ya Trabzon’dan İzmir’e, Konya’ya, Adana’ya kadar birçok ilde teşkilatlanmalar yapılmış, halk uyandırılmış, milli direniş başlatılmıştır. Mustafa Kemal’in önderliğindeki bu mükemmel direniş faaliyetleri onun askeri ve siyasi hayatında ne kadar başarılı olduğunu ve vatan sevgisinin kuvvetini gösterir.
Bu dönemde Nine Hatunlar, Seyyid Onbaşılar, Hüseyin Çavuşlar hepsi birlik ve beraberlik inancıyla bir çatı altında toplanmıştır. Kürt, Alevi Sünni, Laz, Çerkez, Boşnak ayrımı olmaksızın vatan sevgisiyle bütünleşip Türklük şemsiyesi altında birlik içerisinde direniş gösterilmiştir. Nitekim Çanakkale de Türk Milletinin 250 000 şehit vererek aldığı bu zafer birlik ve beraberlik içerisinde olmanın verdiği gücün bir ispatıdır.
Sonrasında Atatürk’ün ileri görüşlülüğü yönüyle kazanılan bu başarının devamlı olması için birçok alanda inkılâplar yapılmıştır. Mesela; İzmir de yapılan İktisat Kongre’sinde ne devlete dayanan bir yönetim sistemi, nede özel sermaye’ye dayanan yönetim kabul edilmiştir. Aslında buradan Atatürk’ün kapitalizm, sosyalizm ve liberalizm gibi sömürü düzeninin de karşısında olduğu sonucu çıkarılabilir.
Bu dönemde kılık kıyafet eğitim sağlık yönetim gibi alanlarda değişiklik yapmıştır. Tekke ve zaviyelerin kapatılması halifeliğin kaldırılmasıyla Atatürk’ün dini inancı eleştirilmiş, sanki dine karşıymış gibi bir düşünce halka empoze edilmiştir. Oysaki Atatürk dini inançları sömürenleri cezalandırmış bu yolla rant elde edilmesine izin vermemiştir. Ama kendi inancını hep korumuş, kendisinin ve halkının inancını sarsacak tehlikeleri ortadan kaldırmıştır. Mesela Bursa da Amerikan Kız Kolejinde okuyan 3 kızımızın din değiştirdiğini duyunca bu okulun kapatılması emrini verdiğini biliyor muydunuz?
Atatürk gerçekten ulu bir önderdir. Onun bize emanet ettiği bu topraklara sahip çıkmalı geçmişimizi iyi bilmeliyiz. Çünkü geçmişini bilmeyen geleceğine ışık tutamaz. Ama geçmişi bilmek geçmişten ders almayı gerektirir. İnsanı deneyimli kılar. Ne demişti Mehmet Akif Ersoy:”tarih tekerrürden ibarettir diyorlar, eğer ibret alınsaydı tarih tekerrür olur muydu hiç”
BEHİYE İNEKÇİOĞLU