Biz emeklilerinde yıllardan beri devam edip gelen sorunları var. Ne olur, sanki o büyük kurtarıcının görev yaptığı köşkte bizde sayın Reisicumhurumuzun bir yemekli misafiri olarak katılsak ta sorunlarımızı dile getirsek. Öyle büyük yemek mönüleri istemeyiz. Alışmış olduğumuz kuru fasulye ve pilav yanında, bir de cacık olursa, yeterde artar bile. Hele birde üzüm hoşaflı mönü olduğunda değme keyfine gitsin, bayram yapmış oluruz.
Sayın Reisicumhurumuz, son olarak sevgili öğrencilerimizi çağırarak, bir yemekli toplantıda sorunlarını dinlediniz. Ne olur bizleri de çağırınız. Hele şu şemsiye ve beyzbol topuna bağlanan enfasyon oranları karşısında ne kadar küçüldüğümüzü tahmin edemezsiniz. Ne olur bizim temsilcimiz olunuz sizde belki yakın zamanlarda bu emekli ordusunda yer alarak ses vermek istersiniz. Neresinden bakarsanız bakınız , tam yirmi milyonluk bir nüfusa sahip olan biz emekliler hakikaten çok mağdur durumdayız. Onları bir dinlemiş olsanız emin olunuz vicdanınız sızlar ve hemen çözüm bulunması ve karara bağlanması için harekete geçersiniz.
Öyle büyük yemeklerle bizi karşılamayın yukarıda değindiğim gibi bizim midelerimiz öğle pek yağlı ve etli mönüleri kaldırmaz çay ve simit yanında birazda bisküvi, alışık olduğumuz bir liste olduğu için bizi ağırlamakta güçlük çekeceğinizi zammetmiyoruz.
Elbette o Yüce Atatürk?ün böylesine köşkünde sizinde yer almanız, bir demokrasi güzelliğidir, işte bizlerde bu demokrasi güzelliğinden faydalanarak sizlerin yönetiminde orada sorunlarımızı dile getirmek istiyoruz.
Elbette sizin varlığınızla sesimizi duyan olurda ve bizde şu seçim atmosferi içinde rahatlarız.
Sayın Abdullah Gül, seçime girmeden bizi çağırır ve yüce Meclis tatil olmadan bizi dinlerseniz belki şu ilan edilen enflasyon oranları için bir rahatlatıcı formül bula bilirsiniz. Bu konuda bütün gayret size kalırken biz şimdiden Çankaya?ya gelmenin hazırlıklarını yapıyor, başta elbise ve kravat tedarikine giriyoruz. Ne olur, bu girişimlerimiz askıda kalmasın ve yapacağımız masrafları kurtarmış olalım.
Evet biz emeklilerin çok büyük geçim zorlukları var bu zorlukları mutlaka yenmeliyiz.. Batı ülkelerinde ki emeklileri İstanbul Galata rıhtımına yanaşan gemilerin gelişinde izleme altına aldığımızda onların refah seviyesini kapalı çarşı ortamlarında alış veriş yaparken ve görme gezme yeteneklerini kuvvetlendirirken bir de bizim emeklileri Pazar dağılım saatlerinde gözlediğimizde, o iç sızlatıcı manzaraların görüntülerini mukayese etmemizi istiyorum.
Eğer Sayın Cumhurum benimde katılacağım, bir emekli gurubunu şayet Çankaya?da misafir ederse ona tek bir söz söyleyeceğim. Sayın Cumhurum diyeceğim, kaç emekli yaz geldiğinde bir deniz kenarında sefa sürebiliyor. Kaç emeklinin maaşı giderleri karşılıyor ve siz siz olun aramızdan seçeceğiniz bir emeklinin maaşıyla elinize file alarak pazara çıkınız ve maaşınızın geldiği noktayı bizzat görünüz. Masraflar ev kiraları ,Doğal gaz ve elektrik,su giderleri bunun gibi daha bir çok giderler karşısında emeklilik yıllarını mahrumiyetler içinde geçiren bu emeklilere çözüm bulunmazsa eğer vahim neticeler doğar. Ne sinema, ne tiyatro ve ne de bir günlük gazete okumak ve izlemek sefasını süremeyen emeklimin tek çaresi ve tutunacak dalı siz kaldınız. Lütfen ve lütfen sesimizi duyunuz tamam demeden önce veya dertlerinizi biliyorum diyerek, bizleri teselli etmeden, lütfen o mübarek demokrasi köşkünde bizi dinleme altına alınız ve ses veriniz, el uzatınız ki dualarımız sizinle olsun. Bilmem bu yazılar size kadar gelir mi, gelmese bile, hiç olmazsa yansıyan kelimeler dizisi içinde bir teselli bulmuş oluruz.
Nejat TAŞKIN