Bunlardan biride askerlik! Asker uğurlarken, bazılarının hoşuna gitmese de davullu zurnalı, halaylı yolcu ederiz Mehmetçiklerimizi. Bazı yörelerimizde bununla da kalmaz, kendine has uğurlama eklenir bu kutsal yolculuğa. Mesela bizim yöremiz olan Kilis'te "asker hamamı" da yaygındır bu uğurlamada. Bunlardan birini sizlerle paylaşmak istedim.
Akşamın geç saatlerinde kadim dostlarımdan olan Uğur KEPEKÇİden gelen bir telefonla biricik evlatlarının "asker hamamı" için davet aldım. Davete icabetten elbette kaçılmaz. Kararlaştırdığımız gibi sabah saat beş buçukta, Kilisin beş tarihi hamamından biri olan Hasanbey hamamında buluştuk. Zaten başka aktif olan hamamda yok ya! Bilirsiniz hamamın çukur oluşu sebebiyle onbeş onaltı basamakla varılır giriş kapısına, kapıyı açıp selam verdik, selamımıza icabet eden hamamın elli yılı aşkın çalıştırıcısı Abdullah amca, uykulu fakat sevinçli bir yüzle bizlere yer gösterip hoş beş edip bizlere hamamın giyeceği olan "peştamal" verdi.
Yaşları yirmi ile elli arası olan bu güzel insanlar, kıyafetlerini çıkarıp peştamala sarınmaya başladılar, gençlerin bazıları şortla girmek istemelerine karşı, burasının yani hamam kültürünü hatırlatıp peştamala sarınmalarını sağladık. Bu on kişilik gurubun haricinde kimsede yoktu. Hamam yıllara meydan okurcasına tarihi dokusunu korumaya çalışmış adeta.
İlk giriş yeri olan yerde beş oda yani "kafes" karşılıklı iki geniş livan bulunmakta, ortada ise süs havuzu, havuza bitişik büyük bir küp, ama içi eskiden su dolu, şimdileri yerini termosa bırakmış mağrur bir şekilde bizlere bakıyor. Havlu dolaplarının siyah lekeli camları hafif buharlı, yerler ilk günündeki taşlarla döşeli ve üzerlerine basarak orta bölüme doğru yürümeye başladık. Orta bölümün sol tarafında tuvalet vardır, orta bölümün iç kısmında üç tane taştan sedir bulunur, bu sedirler dinlenmek için, girişe nazaran daha sıcak olur.
Başımızı eğerek giriş yaptığımız kapıdan, kısa bir hol geçişi ve son kapı olan bölüme geçiyoruz. Bu bölümün içinde dört "kurna" yıkanma odası, dört tane livan "eyvan" ortada küçük havuzlu göbek taşı bulunmaktadır. Girişin karşısındaki livan terleme yeri, diğer bir ismi de "nefseler sekisi" burası hamamın en sıcak yeri sayılır. Kişiye göre değişmekle beraber onbeş ila otuz dakika sırt üstü yatanlar olur. Bu terlemeden sonra sırayı kese bölümü alır. Nefseler sekisinin sağ tarafındaki livanda, talak "dellek" yani keseci, isteye bağlı, kendisi keselenmek isteyenler diğer bölümlerde özellikle göbek taşında, bu işleri hem sohbet edip gelmiş geçmiş hatıralar yâd edilir, kendine güvenende olursa, hamamtası eşliğinde solo ile başlayıp koro ile bitirilen minibir konser verilir; tabi ücretsiz!
Bizde de öyle oldu, ilahilerle başlayıp halk türküleriyle devam ettik; laf aramızda asker İzzetin de meşk'i çok hoştu. Koromuzda kimler yok ki, doktor'dan ressama, tacirden üniversiteliye birbirinden kıymetli bu insanlar, daha sonra memleket meseleleri konuşurken genç kardeşlerimizde abilerinin sırtlarını keselemeyi bitirdiler. İki saate yakın olan hamam sefamız finale doğru yanı yıkanma bölümü başladı, herkes kendine bir "kurna" seçip Kilis'in meşhur zeytin sabununun ferahlığıyla bu asli vazifeyi de bitirip bornozlarımızı "meşefe" giyip çıkmaya başladık. Yıkanmayı bekleyenler yıkananlara sıhhatler "saatler olsun der. Bu giriş bölümüne kadar böyle devam eder, buraya gelince, daha önce yıkanmış olanlar yıkananlara sıhhatler olsun der.
Artık dinlenme safhası başlar, semaverde fokurdayan demli çaylar hararetin azalması için,peş peşe dökülür bardaklara...
Dört ayak üzerine bina edilmiş kubbeden güneş ışınlarının gelişiyle, bizim de gitme zamanımızın gelişi örtüştü. Abdullah amcaya, tellağa, meşefeciye, kârhaneye bereket" diyerek çocukluk anılarımızı tazelemiş bir şekilde ayrılmış olduk. "Asker hamamından" Uğur kardeşimizin kınalı kuzusuna veda ederken "en büyük asker bizim asker" deyip, babasına ve yakınlarına ayrıldığınız gibi kavuşasınız temennisiyle Allaha emanet olun diyorum.
Yusuf Yakut