Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Hz. Fâtıma' eserinde Fedek'in elinden alınmasından sonra Hz. Fatıma'nın tavrı hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Ben-i Saide Sakifesi'nde halife seçilen Hz. Ebu Bekir'in "Biz peygamberler miras bırakmayız, Bizim bıraktığımız sadakadır" hadisine dayanarak yaptığı icraatlardan sonra Hz. Fâtıma'nın (a.s.) onunla bir daha konuşmaması meselesine geçmeden evvel bir gerçeği dikkatlerinize sunmalıyız.
Resûlullah (s.a.v.) son anlarında, belki de olayların bu noktaya gelmesini engelleyecek bir ikazda bulunacakken, bu Hz. Ömer tarafından bilerek veya bilmeyerek engellenmiştir. Sünni İmam Gazali Sırru'l-Âlemin kitabının 4. makalesinde Resûlullah (s.a.v.)'den şöyle rivayet eder: "Bana kağıt kalem getirin size Benden sonra işlerin zorluğunu kaldırıcı ve size gerekli olan şeyleri yazayım."
"Peygamber (s.a.v.) Efendimizin son anlarında yazmak istediği bu vasiyeti karşısında Hz. Ömer, Resûlullah (s.a.v.)'in huzurunda O'nun bu isteğine karşı söze karışır ve, 'Bırakın bu adamı; şüphesiz O hezeyana kapılmıştır! Allah'ın Kitabı bize yeter" diyerek vasiyet yazmasına engel olmuştur. Bu esnada huzurda bulunan sahabeler ikiye bölünmüş ve aralarında geçen münakaşalardan rahatsız olan Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, 'Kalkın yanımdan, Benim yanımda kavga etmek doğru değildir' şeklinde ikazda bulunmuştur. Ancak aynı Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir'in son anlarında hasta yatağında ölmek üzere iken, Hz. Ebu Bekir'e karşı çok farklı davranmıştır. Hz. Ebu Bekir, Osman b. Affan'a, 'Söylediklerimi yaz, bu benim halka son vasiyetimdir' dediğinde Osman b. Affan Hz. Ebu Bekir'in dediği her şeyi yazdı. Hz. Ömer ve başkaları da orada hazır bulunuyordu, hiç kimse onun vasiyet yazdırmasına engel olmadı. Özellikle de Hz. Ömer, ne hikmetse 'Bize Allah'ın Kitabı yeter, Hz. Ebu Bekir'in vasiyetine ihtiyacımız yoktur' demedi." (Seyyid Muhammed Musevi, Peşaver Geceleri, 8. oturum, s. 460-461).
Yani Resûlullah (s.a.v.)'in mirasına sahip çıkmadığı halde Hz. Ebu Bekir'in mirasını kabul etmiştir. Hz. Ebu Bekir halife seçildikten on gün sonra Fedek'e birilerini göndererek Hz. Fâtıma'nın (a.s.) orada bulunan yardımcılarını oradan çıkardı. Sünni İbn Hadid'in Nehcü'l-Belağa Şerhi'nden: Hz. Aişe diyor ki: "Fâtıma (a.s.) Hz. Ebu Bekir'e haber göndererek Resûlullah'ın (s.a.v.) mirasından payına düşenleri istedi. Fâtıma (a.s.) o sırada Medine'de, Fedek'te ve Hayber hurmasından Resûlullah'ın (s.a.v.) payına düşen kısımları istiyordu. Hz. Ebu Bekir şu karşılığı verdi: Resûlullah (s.a.v.): 'Biz peygamberler miras bırakmayız. Bizden geride kalan mal sadakadır… Âl-i Muhammed bu maldan sadece yiyebilir' buyurmuştur. Allah'a yemin ederim ki ben Resûlullah'ın (s.a.v.) sadakalarının durumunu hiçbir şekilde değiştirmeyeceğim. Resûlullah (s.a.v.) zamanında nasıl idiyse, bundan sonra öyle olacaktır. Bunlar üzerinde Resûlullah'ın (s.a.v.) yaptığı tasarrufun aynısını yapacağım. Böylece Hz. Ebu Bekir, Resûlullah'ın (s.a.v.) mirasından Hz Fâtıma (a.s.)'a bir pay vermeyi kabul etmedi." (Şerh-u Nehcü'l-Belağa, c. 16, s. 217) Hz. Fâtıma (a.s.) ilk olarak Kendi gitmek yerine, Kendi adına başka kişileri göndererek Fedek hurmalığındaki hakkını istemişti.
Gökhan Demir