Hatırlanacağı üzere bu konuyu bir kez daha dile getirmiş ve hayırsever Kilisli hemşehrilerimizden de duyarlılık beklediğimizi ifade etmiştim.
Ne idi konu derseniz; Bahse konu yazmış olduğum yazıda, İstanbul’da neredeyse 500 bine yakın Kilislinin yaşadığını ve bu insanlardan birinin vefatı durumunda bir kısmının cenazelerini Kilis’e götürdüklerini, büyük çoğunluğunun da İstanbul’da defnedildiğini dile getirerek, buraya gömülen cenaze sahiplerinin mağduriyetinden söz etmiş idim. Karşılaştığımız birçok hemşehrimiz yakınlarının mezar yerlerini bir süre sonra bulmada zorluk çektiklerini hatta bulamadan kabristanlardan geri döndüklerine dair üzüntülerini dile getirişlerine şahit olmuşumdur. Önceki yazımda da bahsettiğim üzere, hayır ve hasenattta neredeyse birbirleriyle yarışan Kilislilerden bu konuda da bir hayır yapıp, sırf Kilislilerin defin edileceği bir mezarlık yeri ihdas etmeleri halinde hemşehrilerimiz adına güzel bir hizmet yapmış olacaklarını belirtmiştim. Gerçekleşmesi halinde hepsinin bir arada olmuş olacağı, yapılacak her bir ziyarette alacakları dua ile de tıpkı cami, okul, hastane ve benzeri hayırlarda olduğu gibi Allah katında da makbul bir amel işlemiş olacaklarını dile getirmeye çalıştım.
Sağ olsunlar bugüne kadar hiçbir hayırsever kişi ve sivil toplum örgütlerimiz bu hayır işine bir el atıp sevabına nail olmak istemediler her ne hikmetse.Yahut ta bunu bir hayır olarak görmediler .Zaman zaman görüşme fırsatı bulduğum kimi hemşerilerimize şifahen de bu zarureti izah etmeme rağmen yine de hüsnü kabul göstermediler.Dahası "Biz gücümüz yettiğince hayatta olan hemşerilerimize hizmetler vermeye çalışıyoruz. Ölmüşlerimize de Allah rahmet eylesin" diyerek akıl almaz bir kolay cevabı seçtiklerini üzülerek de olsa kulaklarımızla duyduğumu itiraf etmeliyim.
Her yazdığının arkasında olan ve ısrarını sürdüren bir kalem olarak yine söylüyorum: İstanbul’da yaşayan Kilisliler adına bu üzüntümüze kulak verecek bir sanayici, iş adamı, sivil toplum kuruluşları veya hayırseverlerin ortaya çıkmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Eğer bir memleket sevdalısı, yahut da insanlığa hayrı, Hakk’a hizmet olarak gören birileri çıkar ise izlenecek prosedürle ilgili edindiğim bilgileri kendilerine aktarabileceğimi ve hala bu uğurdaki umudumu da saklı tuttuğumu belirtmek isterim.
Konuya iyice vakıf olmayanların " Her şey tamam da şimdi tek eksiğimiz, tek ihtiyacımız bu mu?"deyişlerini de duyar gibiyim. Böyle düşünenlerin lütfen, İstanbul’da ki kabristanlara bir yakınını defnetmiş biriyle görüşmesini öneririm. Bahse konu bu ihtiyacın önemini ancak o zaman daha iyi anlayabileceklerini düşünüyorum.
Çatalca-Arnavutköy arasında gördüğüm bir Karadeniz sivil toplum kuruluşunun gerçekleştirmiş olduğu bu kazanımın en güzel bir örnek olduğunu belirterek bugünkü birlikteliğimi burada noktalıyorum.Ben duyarlı bir kalem olarak dile getiriyor olup,yapılır mı? Yapılmaz mı?onu bilmem!..Esen kalın.
Mehmet Şenay Taşkent-İST.