Alman Mareşali Paul Von Hindenburg zamanının en önemli kişilerinden biriydi. Hindenburg; Birinci Dünya savaşının kesin sonucu Kilistedir. Türkiyenin mukadderatı, en kısa yoldan orada çözülebilirdi. Çünkü, Torosun ötesindeki bütün Osamanlı topraklarının can damarı bu suretle kesilmiş olurdu demişti. (*) Bu ifade Kilisin stratejik önemini ortaya koyması bakımından önemlidir. ABDnin ortaya attığı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının da kendini eşbaşkan ilan ettiği Büyük Ortadoğu Projesinde ( BOP ) Kilis, Ortadoğuya ve Akdenize açılan bir kapı olması sebebiyle jeostratejik ( politik, ekonomik, psikolojik ve askerî açıdan önemli bölge ) konumdadır. Kilis, dün olduğu gibi bugünde tarihî, coğrafî, kültürel ve homojen nüfus yapısı açılardan da çok önemli bir kaledir. Geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans Jörg Kretschmerin, bu yılda ABD Adana Konsolosunun Kilis ziyareti ve temaslarını, Avrupa uzmanlar gurubuna umud bağlanmış Teknopark hayallerini ve mayınlı arazilerin mayınlardan temizlenmesi karşılığında çokuluslu şirkete 49 yıllığına kiralanması gelişmeleri üst üste konulduğunda, akıllara birçok komplo teorileri gelebilir. Örneğin; Kilisin bulunduğu cağrafya itibariyle, BOP çerçevesinde Kilisin demografik ( nüfus ) yapısı değiştirilmek istenebilir. Kentlerin demogratik ( nüfus ) yapısını değiştirmeği Kerkükte deneyen ve kendince başarılı olduğunu zanneden zihniyetin, bunu Kiliste de denemek istemesi işten bile değildir. Bu amaç Mersin, Antalya gibi turizm merkezi kentlerimizde uygulanmaya konulmuş ve belli bir aşamaya da getirilmiştir. Emperyalistler bu emellerine ulaşabilmek için, her türlü oyuna başvurabileceği gibi, amaçları için oyuncakta bulmakta zorlanmayacakları açıkça görülmektedir. Yapılması gereken bu konuda uyanık olmak ve uyuyanları uyandırmaktır. Şubat. 2007 Ecz. İbrahim Beşe (*) Kilis Direniş- Kurtuluş ve Sonrası, Ş. Çolakoğlu 1991