Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında en önemli faktör olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan Kuvayı Milliye Hareketi'nin başlama sebebi; Mondros Ateşkes anlaşmasından sonra İtilaf Devletlerinin Anadolu'nun çeşitli bölgelerini işgale başlamasıdır. Türk Milleti'ne başlayan işgallere karşı vatanı koruma ve bağımsız yaşama isteğinin sonucu olarak ortaya çıkan teşkilata Kuvva-i Milliye (Milli Kuvvetler) adı verilmiştir. İlk Kuvva-i Milliye kıvılcımı Güney Cephesi'nde Dörtyol'da 19 Aralık 1918'de Fransızlara karşı başlamıştır. 1920 yılı ortalarında Kuvva-i Milliye kahramanlarının sayısı yaklaşık 15.000'e ulaşmıştır.
Laz’ı, Kürdü, Çerkez’i, Boşnak’ı, Alevi’si, Sünni’siyle omuz omuza bir ve beraber olup vatanın kurtulmasına ve Cumhuriyetin kurulmasına vesile olan bu topluluğun düşmanları günümüze kadar gelmektedir. Amaçları sadece bağımsızlık olan bu topluluğun karşısına günümüzdeki gibi İslam adı altında takkeli şalvarlı çeşitli ajanlar çıkmıştır. Bunların görevi camilerde hutbelerde halka bu hareketin bir isyan hareketi olduğu, bir an önce bastırılması gerektiğini, Yunan ordusuna bir şey denmemesi gerektiği fetvasını veriyorlar ve Kuvvay-i Milliye’ye “Eşkıya Ordusu” diyorlar. Ama Milli Kahramanlarımız bu ajanların ve düşman kuvvetlerinin bu baskı ve engellerine rağmen bir ve beraber olup Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında büyük rol oynadılar. Hepsinin ruhu şad olsun.
Şimdi birazda günümüzdeki milli kahramanlara ve din adı altında ajanlık yapan, Müslümanı Müslümana kırdırmaya çalışanlara bir göz atalım..
2002’de başlayan AKP iktidarı tarafından günümüze kadar vatana ve millete,gerek dini istismar ederek gerek halkın gözünü boyama çalışmalarıyla ihanet edildi.
Dinler arası diyalog fitnesi yayıldı, zina serbest bırakıldı, domuz eti kasaplık et statüsüne konuldu.
Mevcut İktidar tarafın büyük desteğiyle Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ve orta doğunun Müslüman ülkelerinde haçlıyla beraber olup din kardeşlerimize zulmedildi.
Türk yandaş medyası bütün gücüyle bu olayları çarpıtarak yalan haber olarak servis ettiler. Suriye’yle savaşmak caizdir orda ölen Mehmetçiklerimiz şehit olur fetvasını da verdiler.
Hristiyan ve Yahudiler’le Allah’ımız bir fetvasını verip Alemlere Rahmet Hz.Muhammed (s.a.v) Efendimiz’i devre dışı bırakmaya çalıştılar.
Haçlı seferlerinin amacının sadece savaş, çatışma seferleri olmadığı aynı zamanda kültürel yakınlaşma birbirini doğrudan tanıma seferleri olduğunu söylediler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Dinsiz’ iftirasını attılar. Bu örnekler sadece tarihimize kara leke olarak düşen olaylardan bazıları.
Bu olaylara Türk milletinin İslami kanaat önderleri diye bilinen cemaatlerin önde gelen isimleri bu olaylara hiç ses çıkarmayıp aksine destek verdiler. Yani, Kurtuluş savaşı zamanında dini istismar edip Müslüman kılığına girip ajanlık yapanlar bugün de aynı görevlerine devam ediyorlar…
Türk milleti tarihinin her zor döneminde kendisini kurtaracak bir lider yetiştirmiştir. Bize düşen oynanan oyunlara kanmayıp bu Lidere sahip çıkmaktır. Milletimizi bu zor zamanında kurtaracak tek lider Milli Ekonomi Modeli’nin Mimarı, yaptığı Milli Kahramanlarımızı anma programlarıyla Yeni Kuvvayi Milliye’nin lideri olan Prof. Dr. Haydar BAŞ’ tır.
Furkan Talay