ŞEHİRLEŞME VE SORUNLARI
İnsanlığın gelişimi şehirleşme hareketleri ile başlamıştır.
Bu hizmetler bu gün yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk alanı içerisindedir.
19. YYdan itibaren dünyada değişen şartları içerisinde iç göçlerle başlayan sağlıksız kentleşme hareketleri bugün dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.
İşsizlik ve daha iyi sosyal imkânlara kavuşmak için büyük şehirlere yapılan göç, çarpık ve sağlıksız yapılaşmalara neden olurken, mutsuz ve sorunlu bir toplum yapısı içerisinde çözümsüzlüğe doğru giden sosyal ve ekonomik sorunlara da neden olmaktadır.
İmar plânları, şehircilik verilerine göre
· Oturma
· Çalışma
· Sosyal ve kültürel ihtiyaçlar
· Dinlenme
· Ulaşım gibi belde halkına iyi yaşam koşulları ve fiziksel çevreyi sağlamak için hazırlanır.
Bu gün bu konuların hepsi mevcut ancak, birer sorun olarak.
Şehirlerin dokusu ve yapılaşması, o şehrin konumu, tarihi, iklimi ve coğrafi yapısı ile toplumun eğitim düzeyi, ekonomik şartları ve sosyal yapısı içerisinde gelişir, asırlar ve hatta binlerce yılda düzenli veya çarpık şehirleşme yapısı içerisinde şekillenir.
Bu gün sağlıksız kentleşme sorunları, dünyadaki hızlı nüfus artışları ile birlikte kalkınmasını sağlayamamış ülkelerde göç alan şehirlerin ortak konusu olup sorunlar, yerel yönetimlerin maddi olanaksızlıkları yanında yapılaşmanın, ulaşım ve diğer alt yapı hizmetleri ile sağlıklı yaşam koşulları ve yeşil alanlar gibi konuların dikkate alınmadan gerçekleşmesinden, mevcut kanun ve yönetmeliklerin yetersizliğinden siyasi baskılar, çıkar ilişkileri ve uzman kişilerle çalışılmamasından kaynaklanmaktadır .
Ancak bu gibi sorunları, sadece yapılan hataları belirterek çözemeyiz. Devletin ilgili kurumları üniversiteler, uzman kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışması sonucunda çözebiliriz.
Çalışmalar, ülke içi ve dışı örnek uygulamalar hedeflenerek gerçekleştirilmelidir.
Bugün, tüm iklim bölgelerinde, betonarme karkas yapı teknolojisini uygulayabiliriz. Ancak Antalya İstanbul, Erzurum, Mardin, Kars ve Muğla örneklerinde oluğu gibi farklı iklim ve yaşam kültürüne sahip şehir ve bölgelerde aynı imar plânlarını, bina yaklaşım mesafelerini hatta kiremit ve metal çatı örneklerinde olduğu gibi aynı yapı malzemelerini dahi kullanamayız.
Farklı imar plânları ve farklı malzemeler kullanılmalıdır.
(Kar yağışının fazla olduğu bölgelerde metal çatı kaplaması uygulanması gibi.)
Bu hususlar dikkate alınmazsa ne olur? Bu sorunun cevabı bugün şehirlerde yatmaktadır.
Sonuçta, sağlıklı yaşam koşullarının kaybedildiğini, olumsuzlukların halkın yapı, duygu ve düşüncelerine yansıdığını ve toplum huzurunu olumsuz olarak etkilediğini görüyoruz.
Bu gün üstün teknoloji ve ileri yaşam seviyesine sahip ülkeler, süratle gelişen ve değişen dünyamızda ülke kalkınmasının, sağlıklı devlet düzeni ile toplumun yapı ve değerleri içerisinde tesis edilen çağdaş eğitim sistemi ve güçlü bir ekonomi içerisinde sağlanabileceği kadar, sağlıklı şehirleşme ve yaşam koşulları içerisinde sağlanabileceğini de görmüşlerdir.
Sağlıklı ve plânlı şehirleşme, ileri eğitim ve yaşam düzeyine sahip ülkelerde en az yüzyıl önceden başlanılmış olup bu gibi sorunlar, genellikle geri kalmış ülkelerle, kalkınmakta olan, yeterli eğitim ve gelişmeleri sağlayamayan ülkelerde görülmektedir.
Bu konu, yukarıda da belirtildiği gibi ülkenin en temel sorunlarından biri olup yetki ve sorumluluğun da yerel yönetimlere ait olduğu bilinmelidir. (devam edecek)
M. Vâkıf GÜCER
İnşaat Mühendisi