Ülkemde son günlerde gündem olan konulara bakınca ne oluyoruz diye kendi kendime sordum. Özellikle Meltem TV de yıllardır yapılan programlarda hep Sevr hortlatılıyor ikazlarını sıkça dinliyorduk. Sevr Anlaşması ise okuldan aldığımız Tarih derslerinde birkaç madde ile geçiştirilerek anlatılıyordu. Bizler de aslında psikolojik olarak Sevri detaylı öğrenmekten ise, bir an önce Mustafa Kemal Atatürkün Bağımsızlık Mücadelesini detaylı öğrenmeyi daha çok istiyorduk. Çünkü Sevr bizim için onur kırıcıydı. Maalesef Millet adına birileri imzalamıştı. Bağımsızlık Mücadelesi ise kültürümüze, inancımıza, tarihimize top yekûn tüm değerlerimiz ile bağdaşan onurlu bir mücadele idi.
Fakat bugün Sevr Antlaşmasını detaylı öğrenmemenin acısını çektiğimize inanıyorum. Eğer Millet olarak Sevri tam anlamıyla bilmiş olsaydık, ta baştan beri AB nin ve topyekun batı dünyasının önümüze koyduğu her bir şartın karşılığının Sevrde olduğunu bilseydik, bugün çok daha farklı konumda olacağımız muhakkaktı. Çünkü bugün AB yi savunan İktidarları seçmemiz hiç ama hiç mümkün olmayacaktı. AB nin aslında Sevr projesi olduğunu anlayacaktık. Sevr Anlaşmasına bu Milletin tepkisini anlatmaya bilmem gerek var mı? Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvve-i Milliyesi ile Bağımsızlık Savaşı Destanıyla tarihteki yerini almıştır.
Bu ifadelerimizin ispatı için, güncel olan son olaylar ve hükümetin gündeminde olan vatandaşlık kanunu tasarısının Sevr Antlaşmasındaki karşılıklarını ifade eden iki maddeyi buraya aktaralım.
Devletin askerî kuvveti, her bakımdan sınırlanarak azamî miktar 50.700 kişi olacak; tank, ağır top, uçak bulunmayacaktı. Askerlik de gönüllü olacak,
İngiliz, Fransız ve İtalyan devletlerinin temsilcilerinden kurulu Mâli Komisyon, Osmanlı Devleti'nin gelir ve giderlerini düzenlemekte ve devletin yetkilerini devletlik sıfatı ile bağdaştırılmayacak şekilde bağlamakta idi.
Tabi buradaki Mali Komisyonun yerini sizinde bileceği gibi IMF almıştır. Osmanlı Devleti ve hükümetinin yerini de alanlar bellidir.
Simdi okuyucularımıza tavsiyem, Tevfik Paşa'nın, Türk topraklarını parçalayan, millî şeref ve haysiyetle bağdaşmadığı için imzalamadığı, fakat Damad Ferit Paşa tarafından görevlendirilen Reşat Halis Bey, Hâdi Paşa ve Rıza Tevfik (Bölükbaşı) Bey in 10 Ağustos 1920 imzaladıkları 433 maddelik Sevr Antlaşmasını okumaları. Çünkü tarih ibret alınmadıkça tekerrür edecektir.
Abdulkadir KARAKOÇ