Türk yargısı, kimlerin hedefinde olduğunu görmek için son bir yıldaki iki olaya bakalım.Şunu önce belirtelim , hiçbir dönemde Türk Yargısı bu kadar hedef tahtasına oturtulmadı. Ermeni konferansı olayı konusunda hafızamızı tazeler isek o günlerde adeta hükümet tarafından topa tutulan yargı, sadece topa tutulmakla kalmadı, Ermeni konferansı hakkında verdiği karar da adeta yok sayıldı ve konferans iktidarın bir dayatması hileli yollar denenerek gerçekleştirildi.
Bugün yargıya sahip çıkıyormuş gibi görünen CHP ye bakalım.AKP böyle yapıyor da ya CHP neler yaptı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörünün tutuklanması kararını hatırlayalım.CHP o günlerde yargıya karşı Vana adeta çıkarma yaptı.Sadece CHP mi ,o günlerde ki YÖKün tutumunu hatırlıyor musunuz ? Bu iki olay birbirinin adeta düşmanı rolü oynayan AKP nin,CHPnin ve YÖKün aslında aynı tavanın balıkları olduğunu gün gibi aşikar olarak ortaya çıkarıyor.Fakat maalesef bu olayda yıllardır tiyatrosu oynanan güya Müslümanlar ile güya Mustafa Kemal ATATÜRK ve Cumhuriyete sahip çıkanların kavgası gibi gösterilerek bu aziz milleti karşı karşıya getirme oyunundan başka bir şey değildir.Yargı kararlarına karşı çıkanlarda aslında bu millete saygısızlıktan başka bir şey yapmıyor.Çünkü Türk yargısı Türk Milleti adına karar alır.
Bu kavganın altında yatan asıl gerçek daha da tehlikeli bir boyutta. Yıllardır özelleştirme adı altında yapılan peşkeşleri önleyen, Türk yargısının Anayasa ve kanunlardan taviz vermeden verdiği kararlar olmuştur. Burada hedef yargı kurumunu, dinci-laik diye ikiye ayırmaya çalıştıkları , iki kesimin ortak hedefi kılmak. Böylece Millet nezdinde yargının yıpratılması. Bu yıpratmalardan sonra eğer hedefe ulaşılırsa gelsin yağlı ballı özelleştirmeler. Yasama (AKP, CHP) ve Yürütme(AKP Hükümeti) ye kalırsa Allah bu millete yardım etsin. Bütün bu olayların altında yatan asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletidir. Göreceksiniz yargıya asıl saldırılar AB müzakere sürecinde daha da şiddetlenerek sürecektir hiç şüpheniz olmasın. Bu saldırıların ipucu ise AB komisyonu ilerleme raporlarının satır aralarında.Yargının bir bölümünün reformlara karşı direndiği belirtilerek "bu durum, yapılan reformlara ciddi gölge düşürüyor" yorumu yapılıyor.
Olayın aslı ne, AKP türbandan dolayımı yargıya karşı ? Güleyim bari.Bunun ispatı Leyla Şahin davası.Bilindiği gibi AKP Hükümeti (Dışişleri Bakanlığı) Türkiyedeki türban yasağını sonuna kadar aslanlar gibi(!) savunmuştur.AKP nin yargıya karşı varsa tavrı türbandan dolayı değildir.Peki ya CHP Cumhuriyetin temel ilkelerinden veya Atatürkçülüğünden dolayı yargıya karşı ya da yanında mı ?Mustafa Kemal ATATÜRKün en önemli vasfı bağımsızlık karakteridir ki, diğer dünya milletleri bu konuda hep Mustafa Kemal ATATÜRKü örnek almıştır.Bütün bir bağımsızlık savaşının da temel espirisi Hakimiyeti Türk Milletine vermesidir.Şimdi hakimiyeti Brüksele devretmek olan AB yolunu savunan CHP ve de YÖK ne kadar Atatürkçü ve ya başka bir soru ile ne kadar Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkıyor.Ya da Mustafa Kemal yaşasa idi çocuğu ABD vatandaşı olan birisi değil CHP Genel Başkanı, üye dahi olabilir miydi?Artık bu milleti kandıramazlar.
Yargının hedef olmasını bir tek mantıklı açıklaması var.Küresel sömürücülere çoluk çocuğu ile teslim olmuş iktidar ve muhalefet partisi ile bir yasama , ondan daha da teslim olmuş bir yürütme varken ,bütün bunlara karşı Türk Milleti adına karar vererek direnen Yargı.
Devletin üç sac ayağından Yasama ve Yürütme küresel sömürgeciler tarafından teslim alınmış durumda.Teslim alınamayan Yargı ise hedefte.
Yargıya dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRKe sahip çıkmanın tek bir yolu ve adresi kalmıştır.Ne AB , ne ABD, ne IMF söylemi ile yola çıkan ve Milli Ekonomi Modeli ile artık dünyaca kabul edilen, top yekün bir kurtuluş reçetesine sahip olan Profesör Dr. Haydar BAŞ ı ve Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisini iktidar yapmaktır.Atatürk sevgisi bunu gerektirir.Atatürkçülük bunu gerektirir.Millet sevgisi Milliyetçilik bunu gerektirir.Ulusalcılık bunu gerektirir.Dincilik değil,dindarlık bunu gerektirir.Çünkü Atatürkçülük te, milliyetçilikte,ulusalcılıkta ,dindarlıkta Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine ve de kurumlarına sahip çıkmayı gerektirir.Bütün bu değerlere sahip çıkacak proje ve ufka sahip Prof Dr Haydar BAŞ dır.Vesselam.
Abdulkadir KARAKOÇ