Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.(Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK)
Maalesef ATATÜRKÇÜYÜM diyenler,Milliyetçiyim diyenler,Dindar gözükenler,farklı nüanslarla da olsa mandacılığı kabullenmişlerdir.İMF-ABD-AB politikalarını benimseyenler koltuk uğruna bile bile mandacılık zihniyetini kabul etmiş ve bu uğurda ülkeyi içinden çıkılmaz bir uçuruma doğru götürmüşlerdir.Sadece koltuklarını kaybettiklerinde vatan millet Sakarya şarkısını söylemekte ama iktidara geldiklerinde ATLANTİK ÖTESİ MARŞINI söylemekte bir sakınca görmemektedirler.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.Ancak bu fikir muhalefetteyken başka,iktidardayken başka olursa bununda karşısındayız. Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.Ama Hürriyet ve demokrasi için mücadele ediyoruz diye bu milletin inançlarıyla oynayanlara da,şehit kanlarıyla alınan kutsal topraklarımızı pervasızca satanlara da mutlaka bir gün son sözü söyleyecek kuvvet ve kudretteyiz. ATAMIZ gibi diyoruz ki; Biz yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evladı kalmalıyız. Milli istiklal bizce bir hayat meselesidir"
İstiklal-i tam denildiği zaman, bittabi siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, harsi ve ila ahiri her hususta istiklal-i tam ve serbest-i tam demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin, manayı hakikisiyle istiklalinden mahrumiyet demektir."
Bu saydıklarımın herhangi birinden mahrumiyet TAM BAĞIMSIZLIK ruhunun yitirilmesidir ki; maalesef bu gün ülkemizde tamamı yitirilmiştir..Sahip olduğumuz milli ruhun,milli duruşun,milli sesin kayıp ettirilmesi için elinden geleni yapanlar,vatan,millet adına ortaya çıkıp, sözüm ona vatanseverlik,milliyetçilik,sosyal demokratlık,dindarlık kisvesi altında Türk Milletine mandacılık ruhunu aşılamakta,Atlantik ötesinden aldıkları emirleri harfiyen yerine getirmekte ve resmen YÜCE TÜRK MİLLETİYLE Oyun oynamaktadırlar.Ama tarih bir gün koyunlarında haç taşıyan, adı bizden ama kimliği bizden olmayan bu şahsiyetleri yazmakta gecikmeyecektir.
Maalesef 15 günde 15 yasayı çıkartanlar,APOyu asamayanlar,Dervişe bu ülkeyi mahkum edenler,PKK adı bahanesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerini Iraka Sokmak isteyenler,Kahrolsun siyonizim deyip te, İsraille gizli anlaşmalar yapan adil düzenciler,Kopenhag kriterlerini okumadan imzalayanlar,tahdit yasalarıyla çiftçimizi bitirenler yine siyasi arenada ve yine milletin önünde vatan millet,Sakarya şarkılarıyla şov yapmaktadırlar.
APOyu asacağını söyleyerek milletten oy isteyerek iktidar olanlar, şimdi de RTE Cumhurbaşkalığına çıkarsa vatana ihanetten yargılayacağım teranelerini söylemekte ve resmen milletle alay etmektedirler,bilmiyor ki AB uğruna attığı imzaları bir gün, bir molla kasım kendisine soracak.Bağımlı milliyetçiler mutlaka Tam Bağımsız Milliyetçilere katılmak zorundadırlar.
Adil düzenciler gerçekten samimiyseler kendilerini, hesaba çekilmeden hesaba çekmek zorundadırlar.Artık bu iş sadece kahrolsun Siyonizm,kahrolsun ABD demekle olmuyor.İktidarlarında vakıfların,imam hatiplerin kapandığını,kuran kurslarının kapandığını daha unutmadık.
30 bin şehide rağmen, Düz ova da siyaset davetiyeleriyle siyaset yapılmaz.Modelin, programın varsa ortaya çıkacaksın.Merak etmeyin iktidara geldiğimizde hallederiz demekle siyasetçi olunmuyor maalesef ..
İnsanların, insanca bir hayat yaşamasını istediğini söyleyen,eşit haklar istediğini söyleyen,sosyal adalet isteyen solcular, Vatan için mutlaka TAM BAĞIMSIZLIK hareketine destek vermelilerdir,kısacası bütün ülke YA İSTİKLAL YA ÖLÜM demelidir ki; içimizdeki ve dışımızdaki virüslerden kurtulalım.4 Kasım bunun yani TAM BAĞIMSIZLIK harekatının zirvesi olacak düşüncesindeyim ve ben Milletime güveniyorum.4 Kasımmı, 4 Temmuzmu bunu göreceğiz.
Ufku olmayan bu siyasetçilerin maalesef destekleyicileri de ufuklarını yitirmişlerdir.Hiç birinin ülkeyi kurtarma adına bir modeli yok.Hiç birinin bir eseri yok.İlim ve Bilim adına bir tek eseri olmayan bu siyasiler dün yaptıklarından fazlasını,bu gün ve yarın da hatta gelecekte de yapamayacaklardır.Artık ayık olmanın ve kafalarımızdaki siyasi parti esaretinden kurtulmanın zamanı gelmiş ve geçmektedir.Vatan için bir kere denemeye değmez mi?
Yapılması gereken, gece yatarken,şu ana kadar destekledikleri siyasilerin ülkeye,vatana neler kazandırdığını,neler kaybettirdiğini düşünmek ve kapımızda bekleyen düşmana karşı birliktelik, hangi bayrak altında olabileceğimizin hesabını yapmaktan geçmektedir.
Anadolu da bir Bağımsızlık Meşalesi yakılmıştır.Yeni Bir lider,yeni bir kadro iş başına geçmiştir.TAM BAĞIMSIZLIK adı verilen bu hareket,Devrim yaratacak MİLLİ EKONOMİ MODELİYLE tüm ekonomi modellerini darmadağın ederek gündeme oturmuş ve Rusya,Brezilya,Venezüalla gibi ülkeler tarafından uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir.Şubat ayında da Avrupa da yapılacak olan Milli Ekonomi Modeli Tanıtımıyla da Tüm Dünyaya tekrar anlatılacaktır.Maalesef dışarıdan emir almaya alışmış siyasetçilerimiz, bu model kendilerine sunulduğu halde görmezden gelinmiş ve modeli yazan Bilge insan mecburen siyasete girmek zorunda kalmıştır.
TÜRK MİLLETİNİ dünyanın efendisi yapacağım,Kainat Devletini Kuracağım ve dünyaya adaleti benim milletim getirecek diyecek kadar Milletine sevdalı bu güzel insan yakın tarihte Tüm Türk dünyası tarafından ilmiyle ve kişiliğiyle kendisine sahip çıkılmış,Türklüğün Bilge Kaanı,Türk Milletinin Hakanı unvanlarıyla ödüllendirilmiş ve kabullenilmiştir.
Şimdi sıra Türk Milleti olarak bizde sevgili Milletim.YA ADIM ADIM MİLLİ DURUŞ,YA DA ADIM ADIM YOK OLUŞ.Tercih bizlerde,karar sizlerde.
Son çağa damgasını vuran bilge insan ,Prof.Dr.Haydar BAŞ beyle beraber olmak, Türk Tarihinde yeni bir TAM BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ vererek Bağımsızlık Meşalesini yakmaktır ....Dünyaya Hakkı,Adaleti götürmektir.Ufuk sahibi bir insanın peşinde koşmak işte budur.Dünyada ezilen tüm insanlığa adaleti götürmek ve huzur içerisinde insanlığı yaşatmaktır.Bu millete yakışanda budur.
19/01/2007
TAM BAĞIMSIZ
MURAT YEŞİLGÜL