Herkesin bildiği gibi okumak en etkili ve kolay öğrenme yoludur. Çok küçük yaşlardan itibaren başlayan insanın öğrenme isteği, başladığı ilk okul sıralarında okumayla devam eder.
İlkokul sürecinde başlayan eğitim öğrenim sürecimiz hayat boyu devam eder. Adına kısaca hayat okulu diyebileceğimiz yaşam süremiz, hep öğrenme ve eğitim süreciyle geçer. Okuduğumuz bir kitap bize önce yazarın düşüncelerini ve teşhislerini yansıtır ve yaşamımızın geri kalanında yer edinir.
Okuduğumuz kitap nasıl olmalı:
Bu soruya eğitmenlerimiz kısaca şöyle cevap verir:
"Okuduğumuz bir kitap "tarih" üzerine ise günümüze ışık tutmalı, etik görüşlere yer veren bir metin ise davranışlarımızı düzeltmemize yardımcı olmalıdır. Okuduğumuz kitapları, edindiğimiz bilgileri hayata uyarlamalıyız. Kültürümüz, ruhumuz ve kişiliğimiz ancak böyle gelişir ve yükselir."
...
Bugün aklıma bir düşünce takıldı. Aklına kötü kötü fikirler geldi. Beni etkisi altına alan bu düşüncelerden bir türlü sıyrılamadım. Aklımı karıştıran, beni olumsuzluklara iten bu duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.
--Ya bu okunan kitaplar, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışanların, topraklarımızda gözü olanların ise...
Örneğin, Feto terör örgütünün elebaşının ya da yandaşlarını ise, okumakla gelebilecek Feto tehlikesini fark ettiniz mi?
Hatırlarsanız, bir zamanlar üniversiteyi kazanmak isteyenler, önemli bir konuma gelmek isteyenler, deyim yerindeyse bunlardan onay alıyordu. Bu maksatla gazetelerinin ve kitaplarının girmediği yer hemen hemen yok gibiydi. Bizi yönetenler dahi onlar için "Ne istediler de vermedik" diyordu.
Bu zehirli yayınları okuyanları bırakın bir kenara zehirli fikirlerle, karışık kafalarla yetiştirilen çocukları bir düşünün!
Öğrenme çok küçük yaşlarda başlar ve hayat boyu devam eder. Küçük yaşlarda öğrenilen bilgiler hayatımızın geri kalanında bizi etkiler. Bu konuyu anlatırken Prof. Dr. Haydar Baş hocamız 3 yaşlarındaki çocuğun eğitim ve öğreniminin çok önemli olduğunu ifade eder.
Prof. Dr. Baş katıldığı bir televizyon programında " Küçük yaşlardaki çocuklar, gördüklerini, duyduklarını bir kaset gibi kaydeder" demektedir.
Onlar milli ve dini bütünlüğümüzü bozmaya yönelik eserler yazdı ve topraklarımıza göz dikti.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız ise "Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüz diyerek, onlara karşı panzehir niteliğinde eserler yazdı. Son nefesine kadar birlik ve beraberlik dedi.
Şimdi okumayla gelebilecek tehlikeleri savmak için, zehirli fikirlerle dolan hasta beyinleri tedavi etmek ve temizlemek için "Hoş Geldin Atatürk" eserinden başlayarak Haydar Hocanın kitaplarını okumalıyız, okutmalıyız. Kapitalizm ile değil, Milli Ekonomi Modeli ile fakirliğin suç sayılacağını öğrenmeliyiz.
Geleceğimiz için, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir diyerek, Ehl-i Beyt külliyatını okuyacağız. Mili Bütünlüğümüzü Yönelik Tehditler eserini okuyacağız. Kısaca
Atatürk vatandır,
Atatürk bayraktır,
Atatürk birleştirici harçtır, diyen İcmal üniversitesinde okuyacağız.
Aydınlık yarınlara gitmek, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için üzerimizdeki zehirleri Haydar Baş aşısıyla tedavi etmek zorundayız.