İstanbul’da 1 Mayıs 2013 tarihinde yaşadığımız gün, tarihi bir gündü. Bizden sonraki nesillere bu günü yaşamış olanlar nasıl izah edecekler bilmiyorum.
Tazyikli sularla, gaz bombalarıyla ve coplarla resmedilen, vatandaşın kutlamasını önleyen bu görüntüler İstanbul’dan yansıdı. Sizler ekran başında bütün çıplaklığı ile izlediğiniz bu görüntüleri nasıl izah edersiniz bilmiyorum.
1 Mayıs bir işçi bayramı. 150 yıl önce Amerika’da başlayan bir işçi hareketinin kutlanması olan bu çalışanların bayramı, maalesef coplar ve gaz bombaları altında ülkemizde talihsiz görüntülerle başladı.
Hava güzel, bir ilkbahar günü… Ne yazık ki, 150 yıl önce çalışma saatlerinin 8 saate indirilmesi mücadelesi verirken 80 kişinin yaşamını yitirmesi ile neticelenen 1 Mayıs; zaman zaman ülkemizde de kanlı görüntülerin sergilenmesine vesile teşkil etmiştir.
1 Mayıs bir işçi bayramıdır. Davullar, zurnalar ve halaylar eşliğinde kutlanması gereken bu bayram güzelliğini kara bulutlar kaplamış, İstanbul’da sabahın beşinde başlayan sıkıyönetim görüntüsü doğrusu hayret vermiştir.
Taksime çıkış yasak, bu alanda bayram kutlanmayacak denildi ama Beşiktaş ve Mecidiyeköy, Şişli’deki görüntüler insanın kanını donduracak cinstendir. 25 bin polis ve karşısında üç-beş insan. Sık gaz bombasını, sık basınçlı suyu… Bayılan, yaralanan insanlar ve al sana 1 Mayıs Bayramı…
İstanbul’da 1 Mayıs 2013 günü korku hakimdi. Sokağa çıkma yasağı uygulanmıştır. Köprüler, ana yollar trafiğe kapanmış ve insanlar tam manası ile perişan olmuştur.
Halbuki 1 Mayıs, İstanbul’un güzelliğini sergileyen bir bayramdı. Turizm mevsiminde sağa sola bakınarak ne yapacağını bilemeyen turistler endişe içinde etrafı izliyorlardı. Dünya başkentinde bir günlüğüne de olsa böyle görüntüler, çirkin manzaralar olmamalıydı. Asayiş düzenli ve fevkalade bir intizam içinde sağlanmaya çalışılsa birçok kişinin yaralanması önlenmiş olurdu. Bir sıkıyönetim havası içinde bir günlüğüne de olsa bir polis baskısı yaşanmamış olsa bu işçi bayramını kutlamak elbette çok güzel olurdu.
O halde daha dikkatli, daha onurlu tedbirlerle bırakınız işçiler bayramını kutlasın. Zaten aldığı ücretler yüzünden işçi topluluğu derin derin düşünürken bir günlük bayramın böylesine ezici bir polis çoğunluğu ile gölgelenmesi elbette doğal değildir.
Evet, polisimiz de neticede bir devlet memurudur. Emir verilmiştir. Taksime giremezler, girmesinler denmiştir. Ama maalesef tablo ortadadır ve hiçbir zaman unutulmayacak bir 1 Mayıs görüntüsü yaşanmıştır. Temennimiz bundan sonra yaşanmasın ve bu bayramlar doya doya kutlansın…
Nejat Taşkın