15 günlük yarı yıl Karne tatili başladı.Ve 20 milyona yakın örgenci yurt genelinde tatile çıktı.Şarkılar,türküler eşliğinde okullarda törenler yapılacak karneler dağıtıldı.
Bu güzel manzarayı daha ziyade ekranlarda izlerken kendi ilkokul çağındaki yıllarımı düşündüm.1938 yılında başladığım Kilis Şehit Sakıp ilköğretim okulunda fotoğrafı gözlerimin önüne geldi.Rahmetli öğretmenlerim Kemal Erten ve Nimet Ertenle birlikte bugün birkaç kişi kaldığımız 84 yaş civarındaki arkadaşların gözlerimin önüne geldi.
O gün,Atatürk Cumhuriyet ve Ne Mutlu Türküm diyene ifadelerini kullanarak yol aldığımız Karneler elimizde heyecanını bugün bilmemek tatmamak mümkün mü?
Yoksulluğun hat safa da olduğu bu dönemde karne sevincini yaşamak pekte mümkün olmuyordu.Bu arada bir yakın vatandaşın çocuklarına soruyorum,anne bana ağlayarak cevap veriyor.Kızım pekiyilerle dolu bir karne bana,ben ona bir şey veremiyorum…
Nedeni diyorum…Yardımlarla geçinen 3 çocuklu bir aileyim diye ifade ediyor,ama bu akşam götüremeyeceğim ekmeği düşünüyorum,diyerek ağıtlar yakıyor evet okullar tatile girdi ve karneler elinizde diyerek haykıran anne ve babaları selamlayarak onları düşünüyoruz.Onlar için çırpınan öğretmenleri ve hala atanamayan binlerce öğretmeni düşünerek ülkenin içinde bulunduğu bu sosyal adalet kavramı fotoğraflayarak yine okulda ve örgenciye dönüyoruz.
Sakın ola ki çocuk kırık not getirdi diye ona cephe almayınız onu okşayınız ve ona moral vererek okul ve öğretmen sevgisini güzelliğini anlatınız.
Karneler elimizde uzun ip belimizde,şarkısını söyleyerek annemize biz çantadan çıkardığımız pekiyilerle dolu karnemizi ona ve babamıza uzattığımızda karneli ekmek dağıtımı ve ikinci cihan savaş yılları olduğu için 6 çocuklu annemin karneyi şuraya doğru fırına koş ekmek kuyruğuna gir dediği günleri hatırlayarak.Cumhuriyet ve Atatürk duygularımı heyecanını yaşayıp Pendik Süreyapaşa İlkokulu önündeki çocukları izliyor bazıları sevinçli bazıları üzgün velileri ile birlikte yol alırken mahsumhane tavırlarıyla yol alan birkaç öğrencinin konuşmasına şahit oldum.
‘’Babam zayıflara kızacak, annem söylenecek,ablam kırıkları düzelt diyecek’’Bu güzel duygularla yansıyan karne heyecanı lütfen zengin ve fakir olabilirsin.Lütfen çocuklarınızı azda olsa sevindirerek karşılayınız hele çocuğunuzun sınıfında yoksul bir öğrenci arkadaşı varsa,siz onun velisi olarak onu sevindirirseniz ve ona kendi çocuğunuza verdiğiniz bir hediye alırsanız mutlu edersiniz.Elbette mutlu bir görüntüye imza atmış olursunuz.
O halde başlayın bu okul dönemini güzel değerlendirin öğretmeni ve okulu seviniz.Çünkü yarın ki ülkenin büyükleri sizin bu çocuklarınızın eseri olacaktır.Onların vatana ve Cumhuriyete bağlılığını öğreten öğretmenlerimizi daima hatırlamak ve unutmamaktır.
Hiç unutulur mu?
Aşağı yukarı on yıl önce kaybettiğimiz merhum Nimet Erten’i 90 yaşlarında Mecidiyeköydeki evinde bir 24 kasım günü merhum Suphi Koçarslan hemşerimle ziyaret edip elini öptüğümüzde yaşaran gözleriyle bize baktı ve ifade etti...
Bana öğretmenlik yıllarımı geri verdiniz.Beni yaşatıyor ve selamlıyorsunuz bu ülke sizlere ve sizlerin çocuklara emanet.İşte böyle başladık ve böyle geldik yol ayrımındayız.Bütün öğretmenleri ve okul öğrencilerini selamlayarak aramızdan ayrılan merhum ve merhume öğretmenleri rahmetle uğurlarken büyük öğretmen ATATÜRKÜ de bu vesileyle rahmetle ve saygıyla bir kere daha anıyoruz.