Doğduğum ve iyi kötü tahsilimi tamamladığım bu kent benim ana ve baba ocağımdır. Şimdilerde ise malesef Suriye tarafınfan atılan füzeler nedeniyle ölü ve yaralı haberleri ile gündeme gelmektedir.
Kendi nüfusu 100 bin iken 200 bine yakın Suriyeliyi misafir eden memleketimiz özellikle son iki gündür ard arda patlayan füzeler nedeni ile tedirgin olmuştur. Suriye bizim sınır komuşumuzdur, orada kendi topraklarımızdaki sıcaklıkla karşılaşılabilecek dost bir toplum vardır. Ama ne yazık ki bu güzel tablo, son 5 yılda sözüm ona 'Kardeşim ESAD tablosu' altında bozuldu. Birbiriyle sadece komşu değil derin tarihsel kültürel ve dini bağlarla sıkı sıkıya bağlı hatta kaynaşmış iki toplumun harmonisini şimdi Kilisimizde görmekteyiz.
Fakat son 3 gündür yoğunlaşan füze düşmeleri denen hadiseler ki burda bir düzeltme yapma ihtiyacı hissediyorum bu olaya 'Kilis'e füze düştü diyemeyiz doğrusu Kilis'e yurt dışından saldırı olmuştur. Durumun vahamiyetini kelime oyunları ile hafifletmeye çalışmak nasıl bir acizliktir ?
Hal böyleyken en son 12 Nisanda Kilis'e saldırılar çoğalınca halk valilik ve belediye önünde yoğun protesto gösterileri yapmıştır.Herhangi bir özneyi hedef almayan fakat oldukça yerinde ve haklı bu protestolar karşısında halkımızın önüne askerlerimizin barikat edilmesi biz bütün Kilislileri derinden üzmüş ve gönlümüzde kapanmaz yaralar açmıştır. Tarihe kalp kırıklığı içinde not düştüğümüz bu olayın tekrarlanmamsı ve görevlilerin protestoları biraz daha aklı selim ile karşılamalarını dileriz.
Devlet Ricalimizden üst düzey iki isim Genelkurmay Başkanımız ve MİT Müsteşarımız 13 Nisanda saldırıların yoğunlaşması üzerine Kilisimizde incelemelerde bulunmuşlardır. Kilisli devletinin kendine gereken ve hakketiği ilgili gösterdiğini somut olarak görmek istemekte ve bu vesile ilede bu gezi yerinde olmuştur.
Hudut taşlarından güneşin kızıl sıcağı ile kavrulan ve burdan bir mucizeyi müjdeler şekilde yemyeşil uçsuz bucaksız zeytinlikler ve üzüm bağları ile dolanan Kilisimizin kıymetinin bilindiğinin devlet katındada hak ettiği alakayı gördüğünün ve gerektiği şekilde can siperane korunduğunu bilemek ve yaşamak isteriz.
Defalarca yazdık yine yazıyoruz nüfuusunun iki katı Suriyeliyi konuk edip kayda geçer tek bir adli olay yaşanamayan Kilisimizde Kilisliler sadece can güvenliği istemektedirler.Son ekmeğin son kırıntısına kadar paylaşmaya her daim hazır hemşerilerimizin bu isteği çok olmasa gerek.
Yüce Atatürkümüzün 'ilk defa ayaka bastığım diye ' başlayan Kilis için söylediği vecizedede geçtiği gibi 'Bir kez daha anlatacağız ki bu vatan asla ölmeyecektir '
Genel Sekreterliğini yaptığım Kilis Vakfını düşünüyorum da, İstanbul Üniversitelerinde okumaya gelen Kilisli öğrencilerimize şartsız koşulsuz maddi ve manevi en yüksek derecede Sayın Başkanımız Yaşar AKTÜRK Beyefendinin öncülüğünde sağlanmaktadır. Kilisli hemşerilerimizi düşünüyorum az önce yukarıdada zikrettiğim gibi ekmeklerinin son kırıntısına kadar paylaşmaya hazırlar. Bu halde Allah aşkına beyler Kilisimize bu saldırıları önlemekle görevli olanlarada görevlerini biraz daha dikkatli yapma çağrısı yapalım derim.
Kilisli gencinden yaşlısına,zengininden fakirine destan yazarken saldırılarla canı yanmasın istiyoruz.Bir düşüneleim bakalım Allah korusun Kilis olmasaydı ülkemiz bu haliyle Kilsite kalan toplamda 300 bini bulan mülteciyide ekstra doyurabilir miydi ?
Bütün ülkemizde yazılmaya devam eden destanın en güzel paragrafı olan Kilisimize yapılan saldırıların bir an evvel sonlarndırılması ve gereken cevabın hakikaten misli ile karşılık bulması dileğiyle...