Yıl 1938…
Yüce Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yıl. Bu Türk ulusunun ölmez lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1938 yılının 10 Kasım günü hayata gözlerini yummuş ve ben o günlerde Kilis Şehit Sakıp İlkokulu birinci sınıfına başlamıştım.
İlk dersim Atatürk’tü. Rahmetli öğretmenim sınıfa girdi, 40 kişilik sınıfta onu ayakta alkışlayarak dinlemeye başladık…
Okulu tanıttı. Öğretmenleri tanıttı ve en büyük öğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk dedi. Onun hep izinde olacağız ve onun izinde yürüyeceğiz ve sözlerini şöyle bağladı. Hep bir ağızdan Türküm, doğruyum, çalışkanım ifadesini haykırırken gözyaşlarını tutamadı ve oturun çocuklar diyerek, ilk ders yılınız kutlu olsun cümlesini bizleri tek tek severek ve okşayarak kutladı…
Benim sırama geldiğinde, gözlerimin içine baktı ve sıramın üstündeki kırmızı kadifeden yapılmış çantama el sürerek ‘’ne güzel bir okul çantası’’ dedi.
Hal bu ki ben, tereddütler içindeydim. Arkadaşlarımın renksiz okul çantaları içinde benim kırmızı bez çantam sırıtacak diye düşünmüştüm.
Öğretmenim beni onurlandırmıştı, çünkü 6 çocuklu aylığı 85 lira olan kadınlar gardiyanı Gülfidan annem bana ancak sandığından çıkardığı gelinlik elbisesi kadifeden bir parça kopararak bu çantayı hazırlamıştı…
Evet, 6 çocuklu emekli maaşı olmayan Osman Nuri’nin eşi Gülfidan iste 6 çocuğunu hayata böyle bağlamış, onlara tahsili, okuması ve yetişmesi için büyük fedakârlıklarla yeni savaşlardan çıkmış ülkesinde işte böyle bir okul öğrencisini okula böyle yollamış ve sevgili öğretmen yollanan bu çocuğu böyle onore etmiştir.
Şimdi okullar açıldı. Sıralarda renk renk çantalar, mini mini çocuklar okul yolunda. Öğretmen, Atatürk olmayan kitaplardan pasajlar okuyarak öğrencilerini yarınlara hazırlamakta, uzun kırtasiye ve okul masrafları ile zengin fakir demeden, gereğini yapın demektedir.
Evet, anam Gülfidan gözlerimin önüne geliyor ve gaz lambası altında altı çocuklu ailenin tek odalı bir evde yarınlara hazırlanışını düşünüyorum.
Anam Gülfidan şimdi ebedi uykusundadır…
Çocukları hayata atılmış, torunları büyümüştür. Ama ne var ki, Atatürk artık aramızda değil. Onun kurduğu cumhuriyet ve hazırladığı demokrasi bugün 80 milyon nüfuslu bir Türkiye Cumhuriyeti olarak ayaktadır ve ilelebet ayakta kalacaktır.
Kimsenin gücü bu büyük ülkeyi bölmeye ve bir karış toprağını almaya asla yetmeyecektir. Çünkü bu ülke çantaları bezden, anneleri Gülfidan olan kadınların büyük ülkesidir.
10 Kasım 1938. Birinci sınıftayız. Günlerden perşembe…
İlk dersimiz Türkçe ve Nimet ERTEM hoca hanım sınıfa giriyor ve bizler ayağa kalkıyoruz.
Çocuklar diye başlıyor sesi titrek ve gözleri ıslak.
Büyük Atatürk’ü bugün saat 9’u beş geçe kaybettik. Ağlamayacağız ve onun izinde olacağız.
Hep beraber ağlıyoruz hem de hıçkıra hıçkıra ve daha sonra yine hep birlikte ilave ediyoruz.
Atam izindeyiz ve izinde kalacağız.
O gün bu gündür, 81 yaşında bu satırların yazarı onun izinde eserinin bekçisiyim dedi.
Bez çantam ve annem Gülfidan halen gözlerimin önünde. Torunlarıma ve tüm çocuklara sesleniyorum…
Bu ülkeyi ve bu ülkenin öğretmenini ve Atatürk’ü çok seviniz ve sevdiriniz ve her fırsat Türk bayrağı önünde Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diyerek, bütün dünyaya sevgi ve kardeşlik mesajı gönderiniz.
Nejat Taşkın