550 Üyesi bulunan Meclisinden, elli Milletvekilinin katılımı ile çıkardığın ?Türkiye için soy kırım yapılmıştır? iddian, tarihin akışı içinde gerçek olmayan, bir yönünü birkaç bin Ermeni oyunu alacağım diye ortaya atman, koca Fransa için doğrusu bir komediden ileri gitmeyen bir vaziyet sergilemiştir.
Halkın ve Fransa Meclisinin olaylara bakış açısı böyle bir tarihi vakayı kabul etmediği halde, elli kişinin aldığı bir kararla Türkiye?yi soy kırıma alet etmek, en basit manada sorumluluğu işte Türkiye üzerine atıp bir tarafa çekilmek, Fransa?nın yaşadığı ve yaşatmaya çalıştığı durumun bir çirkin belgesi olmuştur. Halkının soy kırım hakkında ki düşüncesine ipotek koyan sözde bu medeni ülke, en zayıf ortamla kendisini tarihi yanılgıya sürüklemiş ve kendi soykırımlarını unutarak, Türkiye gibi demokrasi ve huzurun beldesi ülkemizi sözde kendisine rakip ilan ederek, tarihi yanılgılara içine düşmüştür.
Bu konulara üzülmüyoruz da, daha çok birlik ve beraberliğimiz tetiklediği ve kuvvetlendiği için, bir taraftan da memnun oluyoruz. Anlamadığımız noktalar şunlar: Neden bu tarihi vakaları tarihe bırakmayıp ta kendi kişisel sorumluluklarımız içinde kendi halkına dayatmak istiyorlar. Bunu anlamış değiliz. Bu ülke zor şartlar altında düşmanlarını mağlup ederek, bu Cumhuriyete ve bu şerefli Bayrağa bileğinin gücü ile kavuşmuştur. Kimseyi lüzumsuz yere incitmeden ve kimseye zulüm aşılanmadan yapılan bu sisteme, bazı hem de medeni diyeceğim ülkelerin karşı çıkarak soy kırım lafı altında ülkemizi hedef göstermeleri, kendilerinin zayıf noktası sayılmalıdır.
Biz ülke olarak hiçbir yabancıya ve hiçbir kimseye zulüm yapmak veya onları işkencelere tabi tutmak gibi bir sorumluluğu asla kabul etmediğimiz gibi, buna yetişme tarzımızda müsait değildir. Ama ne var ki, Fransa kendi kendine bir yol haritası izleyerek halkına, sakın Türkler soy kırım yapmamıştır, demeyin çünkü ceza görürsünüz, babında Meclisinden bir bayan vekilin hazırladığı kanun tasarısını geçirterek, buyurun soy kırım masasına demiştir. Bunu demekle kendi halkını cezalandırdığının farkında değiller. Çünkü demokrasi güdümü içinde olan bir ülke halkına asla böyle kanuni tedbirlerle düşünce yasağı getiremez. Hele bunu Fransa gibi bir ülke yaparsa ayıpların en basitini gerçekleştirmiş olur.
Elbette iki ülke arasında birçok tahayyül edilen gözlemler, alış verişler askıya alınacak ve Fransa bu konularda çok ziyan görecektir. Elimizi hangi tarafa uzatsak, bir Fransa gerçeği vardır ve bu gerçek bundan sonra rafa kaldırılarak; AYIP ETTİN FRANSA, demenin heyecanını yaşayacağız.
Durup dururken elli kişilik Meclis üyeleriyle, aldıkları bu soyu kırım yasası onların kursağında kalacak ve Türk Ulusu daha çok yükselecek ve tarihi gerçekler asla oylarla veya başka oyunlarla kapatılmayacak ve çözüm getirmeyecektir.
Hem kendine ve hem de ulusuna karşı büyük bir ayıbın içindesin Fransa. Dileriz, senatodan aklı başında adamlar çıkarda, bu kanun senatodan gerekli tasvip oyunu almadan düşer. Ama düşmese de, bizim kaybımız asla olmayacaktır ve kaybeden Fransa olacaktır,
Bu konuda elbette bizimde ülke olarak çok hatalarımız var. Yıllardır bu konu yabancı ülkelerin gündeminde olmasına rağmen, ancak bizim kapıya dayandığında gündemimizde yer almış, bizim için bir mesele teşkil etmesine rağmen başka türlü bir hızlı çalışma hazırlanmamış ve bizimkiler bence yatıp uyuyarak bıçak kemiğe dayandığında; tehdit vari Büyük Elciyi, çekeriz nağmeleri fırlatmışlardır. Bu konuda, sevdiğim gazeteci Yılmaz Özdil? in yayınladığı MUSTAFA başlıklı makalesini mümkün olsa da bütün halkımız okumuş olsa. Ve ben yine diyorum ki, AYIP ETTİN FRANSA; BU AYIBI NASIL TEMİZLEYECEKSİN!
Nejat TAŞKIN