Ülkemizin güzelliğini her vesileyle tanımaya ve tanıtmaya ihtiyacımız var. 21. asrı yaşadığımız bu günlerde geldiğimiz noktaya bir dönüp baktığımızda neler olup bittiğini görmemek mümkün değildir…
Mademki bu ülkede doğduk, bu ülkenin taşında toprağında emeğimiz var o zaman şehit kanları ile kurtarılmış bu topraklarda elbette ilelebet söz hakkınız var…
O halde, neden hep birlikte bir araya gelip de düzgün fikirler üretmeyerek kendi başımıza kararlar almaya çalışıyoruz?
Öylesine padişahlığa imrenmek ve demokrasiyi, Türklüğü ve Cumhuriyeti bir kenara bırakarak, elbette bu ülkemizin gelmiş geçmiş bütün yaşayanlarına ziyan vermiş oluruz.
Yaşım gereği çok dönemler geçirdim. Bir kısa dönem içinde Atatürk devrimlerini yaşamış olarak bütün hayatım boyunca Atatürk demenin faziletini ve büyüklüğünü yaşadım.
Bu ülkenin en büyük kurtarıcısı olan Atatürk’ü inkâr etmek demek, onun bu güzel ülkesinde yaşamamış olmak demektir.
Hâlbuki Atatürk, büyük savaşlar ve kahramanlıklarla bu günlere gelinmesine vesile olmuş ve bu günlerin yüce Türk ulusu tarafından muhafazası ve idamesi istenmiştir.
Oysaki günümüz Türkiye’sinde görüyoruz ki, açılım ilkeleri doğrultusunda Türklük ve Türk kelimesi üstünde söyleşiler yoğunlaşmakta ve kafalardaki sorular yanıtsız kalmaktadır.
Her zaman, her yerde, 60 yıldır yazdığım ve ifade ettiğim gibi; ‘’Ne Mutlu Türküm’’ demenin fazileti, Türklüğün değişmez anayasasıdır. Ben beş yıl doğu Anadolu’da görev yaptım. En iyi arkadaşlarım ve erlerim Kürt kökenli idiler. Onlardan hiçbir zaman ayrıcalık öyküsü duymadım ve hissetmedim. Vatan ve bayrak sevgisini birlikte taşıdık ve birlikte bu güzel Anadolu’da dalgalanan bayrağı selamlayarak bu günlere taşındık.
Sonrasında binlerce vatan evladı şehit verdik. PKK denen bir terör örgütüne taviz verdik.
Türk ordusu ona yetki ve emir verildiğinde dağları devirecek güçtedir. Yokluk içinde dahi kazanılan bir 18 Mart Çanakkale zaferini unutmayalım. Orada kefensiz yatan şehit ve gazilerimizi sızlatmamak için daima ve her zaman Atatürk milliyetçiliğini esas alalım. Zira Türk kelimesinin altında Kürt, Boşnak, Tatar ve her ırktan insanlar olduğunu unutmayalım. Bir konuyu daha unutmamak gerekir; bu ülke, bu vatan asla bölünmez…
Atatürk unutturulamaz. Cumhuriyet parolamızdır ve Türk ordusu daima ve her zaman barışın ve sulhun taraftarıdır. Fakat düşman karşısında aslanlar gibi kükrer. Erinden Generaline kadar bağımsızlık ve hürriyet için canını feda etmekten çekinmez.
Tek başına verilen emirlerle, tek adam zihniyeti ile bu ülkeyi yönetmek sevdalısı olunmamalı…
Güzel ülke, güzel Anadolu, her zaman okunan hür ve müstakil ezanlarla, ulusumuzun İstiklal Marşı ile bir ışık ve güneş gibi doğacak bu güzel ülkeyi bölme yarışına girmek isteyenler hüsrana uğrayacaklardır.
O halde geliniz yine hep birlikte NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ifadesini kullanalım, YURTTA SULH, CİHANDA SULH diyelim!..
Nejat Taşkın